Türkiye'nin salgın sonrası maruz kaldığı enflasyonist baskı gelir dağılımını olumsuz etkiledi. Bu durum alt ve orta gelir gruplarında daha fazla hissedildi. Bunun bir çıktısı olarak para ve maliye politikası tekrar gözden geçirildi. Vergi artışları kamunun gelirleri üzerinde olumlu etki yaparken enflasyonun orta vadede dizginlenmesine yardımcı olacaktır.
Devamı
Kritik 2023 seçimleri sonrası TCMB'nin ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı perşembe günü gerçekleşti. Gelişmiş ülkeler arasında (ABD, Avro grubu ve Japonya gibi) dahi para politikasında ayrışma trendinin sürdüğü bir ortamda TCMB'nin ne yapacağı merak ediliyordu.
Devamı
Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, bütün meselenin faiz artırmak veya artırmamaktan ibaret olup olmadığı tartışılıyor haklı olarak.
Bugünlerde belki de en fazla akla takılan sorulardan biri de Türkiye'nin özellikle de seçim sonrası enflasyonu nasıl düşürmeyi ve Türk lirasını nasıl desteklemeyi planladığı konusudur. Dahası, politika yapıcılar neden tıpkı Fed veya ECB'nin yaptığı gibi faizleri artırmıyor? Elbette, daha öncelikli olarak enflasyon konusu önemlidir. Bununla birlikte, Türkiye'de ne Merkez Bankası'nın ne de hükümetin resmi olarak belirlenmiş bir kur hedefi yok. Döviz kuru istikrarı, daha geniş finansal istikrar yetkisinin bir parçası olarak düşünülebilir.
Borç limiti restleşmesinin siyasi bir krize dönüşmemesi Biden için kritik önem taşıyor.
Batıdaki mevcut bankacılık krizinin özeti aslında şudur. Bankalar zaten sorunlu, kötü yönetiliyor, çok fazla risk almalarına izin veriliyor ve haddinden fazla riskler barındırıyordu. Bazıları gereğinden fazla büyük, daha küçüklerinin risk yönetimleri facia, gizli kayıpları çok fazla, türev ürünler üzerinden alınan risklerin ise haddi hesabı yok. Fed'in faiz artışları dalgası ise, buz dağının görünmeyen yüzünü ortaya çıkardı. Riskler adım adım ortaya döküldü, düzeltme hamleleri ise işe yaramadı ve bankalara hücum dalgası takip etti.
Aşırı yoksul kesimler arasında kadınlar en büyük yoksul grubu oluşturuyor. Temiz su, gıda ve eğitim gibi temel insan hak ve ihtiyaçlarına erişimi çok daha kısıtlı olan aşırı yoksul kesimler, yaşanılan döngü nedeniyle nesiller boyu aşırı yoksulluktan çıkamıyor. Araştırmalara göre yoksulluktan çıkış, iki veya üç nesil sürebiliyor.
Devamı
İhracat rekorlar kırarken; ithalat da artıyor. Enerji burada temel risk faktörü. Kur kaynaklı ithalat fatura artışı da diğer bir faktör. Dış ticaret açığı, 2022'de 110 milyar doları buldu. Yeni yılda, ithalat, cari açık ve enerji açığının azaltılmasına daha fazla odaklanmak gerekiyor.
Devamı
Türkiye, yeni markalar oluşturarak, katma değerini artırarak, söz sahibi bir ülke konumunu güçlendirerek krizi fırsata dönüştürüyor. Artık, adım adım, kendi özgün politikalarını belirleyen; kimseyi taklit etmek zorunda kalmayan ve kimseye yaranmak zorunda olmayan bir Türkiye gerçeği oluşuyor.
Orta gelirliye yönelik yeni konut finansman programı, konut piyasasına yönelik (çok da ihtiyaç duyulan) destekleyici adımların yeni bir halkası olarak not edilmeli. Bu desteklerin bir son olmayacağı kesin. Ancak, yine de bu defaki adım daha uzun ömürlü bir finansman programı olacak gibidir.
2022’nin ilk aylarına yüzde 36 ile başlayan enflasyon rakamları Ekim ayında yüzde 85 ile zirveyi görerek düşüş eğilimine girdi. Baz etkisiyle Ocak, Şubat ve Mart aylarında yüzde 50’in altına gevşeyecek olan enflasyonun 2023 yılını yüzde 22,3 ile tamamlaması bekleniyor.
TEM, sağlam ekonomik temeller, güçlü altyapı, eğitimli ve genç yüksek beşerî sermayesi ile Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir vizyonu ifade amaçlıyor görünüyor. Son bir yıllık bu performansın üzerine yeni yılda da makro-finansal istikrarda sağlanacak başarı, cari fazla ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması açısından önem arz etmektedir.
Borsa İstanbul (BIST) son dönemler genelde alıcılı bir seyir izliyor. Küresel borsaların büyük çoğunluğunun negatif seyrettiği bir yıldaki bu pozitif ayrışma önemli. Ancak bu pozitif hava, aynı zamanda küresel resesyon ve enflasyon endişelerinin devam ettiği bir ortamda, Türkiye ekonomisine ve geleceğine güvenin de bir işareti.
Türkiye'nin yeni yüzyılda, ihracat atağı ile yeni bir başarı hikayesi yazması ve yeni bir ekonomik patlama yapma ihtimali yüksek. Ancak, Türkiye'de bugün, ihracat artarken, ithalat da kur, maliyet ve fiyat yapışkanlığı gibi nedenlerle daha çok artıyor. İhracat rekorlar kırarken, ithalat da yükseliyor. Enerji ise bu denklemdeki en temel risk faktörü. Kur kaynaklı ithalat fatura artışı da diğer bir önemli faktör.
Borç işthanın azalmasına kıyasla finansman ihtiyacının sürekli artış göstermesi faiz ödemelerinin de ağırlaşmasına sebep olmaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için daha da maliyetli hale gelen ve sürdürülmesi mümkün olmayan borçlanma ihtiyacı, küresel salgın sonrası yeni krizleri tetikleyebilir.
Dijital paraların, paranın geleceği olacağından şüphe yok. Nakitsiz toplum (İsveç örneği) ve dijital toplum (Estonya örneği) gibi uygulamaları da pekiştirecek. Ancak, bu dijital paraların, daha adil bir gelir ve servet dağılımı, daha adil bir dünyanın inşası sürecine katkısı olacak mı orası henüz net değil.
Girişimcilik atılımları hem risk hem de kar demek olabiliyor. Fakat bu adımları atmak maddi destek olmadığı zaman güç hale geliyor. Ticaret Bakanlığı başta teknoloji transferi olmak üzere yurt dışı marka alımına 45 milyona kadar destek sağlıyor. Böylelikle rekabet gücünün artırılması, pazarlara erişim ve ihracata ivme kazandırılması hedefleniyor.
Credit Suisse ve Deutsche Bank gibi büyük bankalar ile ilgili son dönem gelişmeleri, 2008 Eylül'ünün kara haftasındaki Lehman Brothers'ın batış tecrübesine benzetiliyor. Ancak, bu bankalar ile ilgili bugün konuşulan sorunlar, henüz Lehman'ın batışı sürecindeki gibi ağır bir gidişata işaret etmiyor. Dolayısıyla da örneğin henüz 2008 krizi gibi ciddi boyutta bir bankacılık krizi yok ortada, ancak süreç oraya doğru da gidebilir. Dikkatli hareket etmekte fayda var. İhtimali düşük ama olası maliyeti çok yüksek tail (kuyruk) risklere dikkat etmeli.
Uygulanan dış ticaret politikasının getirisi olarak dünyanın en büyük döviz rezervlerine sahip ülkesi olan Çin enerji arz güvenliği için çeşitlendirme yoluna gitmiştir.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 71. sayısı çıktı.
Türkiye gibi yeniden iddialı oyuncuların başarısını zaman içinde değerlendirmek gerekecek. Ancak, merkez ülkelerin karşılıksız bastıkları paralarla ve borç sopası ile oluşturdukları düzen özünde sorgulanmaya başlandı.