Yeni Ekonomi Yönetiminin Yol Haritasında Neler Var?

Genel seçimler sonrası ekonomi yönetiminde değişim meydana geldi. Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz beylerin Türk ekonomisinin başına getirilmesi rasyonel ekonomi politikalarına dönüşü hızlandırdı. Merkez Bankası ve diğer ekonomi kurumlarında yapılan atama ve değişikliklerle yeni ekonomi yönetimi direksiyonun başına geçti. Temmuz ve Ağustos aylarında atılan adımların senenin sonuna kadar devam etmesi, 2024'ün ortalarından itibaren rasyonel ekonomi politikalarının çıktılarını daha görünür hale getirecektir. Enflasyonla mücadele için atılan adımların başında faiz artışları, kredi daralması ve taksitlendirme imkanlarının kısıtlanması gelirken kamunun gelir kaynakları çeşitlendirilmeye çalışılıyor. Yeni ekonomi yönetiminin yol haritasında ise yeni reform süreci bulunuyor.

Devamı
Yeni Ekonomi Yönetiminin Yol Haritasında Neler Var
Türkiye Yüzyılı Başlarken Ekonomik Görünüm

Türkiye Yüzyılı Başlarken Ekonomik Görünüm

2023, Türkiye için aynı zamanda depremin ve acıların yılı da oldu. Buna rağmen Türkiye, depremin yaralarını hızla sarmaktadır. Depremin sarstığı 11 ilde konut ve altyapı başta olmak üzere ciddi bir yenilenme sürecine gidilmiş durumdadır. Yine de depremin 104 milyar doları bulan maliyetinin yanında, büyüme ve enflasyon üzerinde de etkileri oluştu.

Devamı

2020-2023 dönemi küresel kriz dalgalarıyla geçti. 2020’de başlayan salgın küresel tedarik ve üretim krizini ortaya çıkardı. 2021’in sonlarında belirginleşen global enflasyon krizleri daha kaotik hale getirdi. 2022 Şubat’ta alevlenen Ukrayna Savaşı öncelikle enerji ardından gıda fiyatlarını petrol krizleri dönemindeki fiyat seviyelerine çıkardı. Petrol fiyatları iki katından fazla artarken doğalgaz on kat artış gösterdi. Gıda fiyatları ise Bileşmiş Milletlerin kayıtlara ilk aldığı tarihten itibaren yüzde 65’lik seviyesiyle tarihi zirveye tırmandı. Tedarik, enerji ve gıda fiyatlarının yükselmesi global enflasyonu da son 50 yılın en yüksek seviyelerine çıkardı. Gelişmiş ülkelerde çift haneli rakamlar görülürken FED ve Avrupa Merkez Bankası politika faizlerini enflasyonla mücadele için yükseltmeye başladılar.

Fiyat istikrarı, enflasyon ve hayat şartlarının zorlaşması gibi kavramlar son yıllarda daha fazla gündeme geldi. 2021'in sonlarından itibaren yükselişe geçen enflasyon rakamları 2022'de yüzde 65 ve 2023'te yüzde 64'e ulaştı. 2024 yılını yüzde 30-42 aralığında bitirmesi ve 2025'te yüzde 15'lere kadar düşmesi hedeflenen enflasyonun gündemden çıkarılması amaçlanıyor. Özellikle düşük ve orta gelir gruplarını derinden etkileyen enflasyonun tek haneli rakamlara düşürülmesi fiyat istikrarının sağlanması için elzem kabul ediliyor. Maliye Bakanlığı bünyesinde verimli kamu harcama politikası öncelenirken, Merkez Bankası parasal sıkılaşmayla enflasyonla mücadele sürecini yönetiyor. Hedef 2026'de yüzde 8,5'lik enflasyon ile tek haneli rakamlar olarak öne çıkıyor.

Merkez Bankası Başkanı, politika faizinin enflasyonun üzerinde belirleneceğini yineledi. 2021 sonuna kadar politika faizinin kademeli olarak, yüzde 19’dan 15’e inme ihtimalinin oluşabileceğini söyleyebiliriz

Tarım, enerji ve altyapıyı ilgilendiren politikalar enflasyonla mücadelede hayati rol oynuyor. Eğer yüksek üretim maliyetlerini düşürebilirsek faiz girdabından da kurtuluruz

Negatif Faiz Çözüm Değil

Uzunca bir süredir negatif faiz politikası uyguluyan AB ve Japonya’nın ardından ABD de bu politikayı gündemine aldı. Ancak koronavirüs krizinin çözümü negatif faizde değil. Aksine bu sistem, kredi dengelerini bozup büyümeyi olumsuz etkiliyor

Devamı
Negatif Faiz Çözüm Değil
Merkez in Oyun Planı

Merkez’in Oyun Planı

Merkez Bankası’nın enflasyona bağlı olarak politika faiziyle ilgili ciddi kararlarını yılın ikinci yarısında alması daha muhtemel. Beklenen enflasyonun gerçekleşmesi durumunda yıl sonunda ‘makul reel faize’ ulaşılacağı düşünülüyor

Devamı

Merkez Bankasının eline geçen fırsatı iyi bir şekilde değerlendirerek faizi "düşürebildiği kadar düşürmesi" gerçekten takdire şayandır. Dolar kurunun bu süreçte oldukça stabil bir seyir izlemesi ise bu faiz indirimlerinin ne kadar "doğru" olduğunun şık bir göstergesidir.

Küresel ekonomide hissedilir oranda bir yavaşlama var. Gelişmiş ülkeler, krize yakalanmamak için kaçış yolu arıyorlar. Küresel ekonomiyi zorlayan onca yapısal probleme rağmen, para politikalarının ekonomik toparlanma için temel çözüm olabileceğine dair algı gücünü koruyor. Uluslararası medya ve siyaset arenasında ekonomik reçetelere dair gündem para politikalarından ibaret.

Finansal göstergeler normale döndü. Risk primi düştü. Belirsizlik bulutlarının dağılmaya başlaması, faiz indiriminin önünü açtı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini yüzde 19.75'ten 16.50'ye indirdi. Enflasyondaki düşüşün TCMB'nin tahmin ettiğinden daha hızlı seviyelerde ilerlemesi, faiz indiriminin önünü açan ana etmen.

Geçtiğimiz günlerde dolar ve avro sırasıyla 4 TL ve 5 TL'nin üzerine çıkarak dikkatleri önemli ölçüde üzerlerine çekti ve birçok insanı da endişelendirdi.

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür yüksek faiz politikası hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Mevlüt Tatlıyer yüksek faiz politikası hakkında değerlendirmede bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında ilk defa toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu, hem meydana gelen gelişmelerin ciddiyetle izlendiğini göstermesi, hem de piyasalara verilecek güçlü mesajların piyasa aktörlerinin güvenini yüksek tutması bakımından önemli.

Hatice Karahan, Merkez Bankası’nın Şubat ayı PPK toplantısında faizleri sabit tutması üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Başkanlığa Murat Çetinkaya'nın atanması, bankanın içeriden atama ve kurumsal devamlılık geleneğini sürdüren bir adım olduğu için piyasalar tarafından olumlu karşılandı.

Türkiye için ekonomik büyümenin 25 çeyrektir dönemde pozitif olmasına rağmen, başlıca soru ekonominin “orta gelir grubunda” ne kadar kalacağı.

Hatice Karahan, Merkez Bankası’nın Şubat ayı PPK toplantısında faizleri sabit tutması üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Başkanlığa Murat Çetinkaya'nın atanması, bankanın içeriden atama ve kurumsal devamlılık geleneğini sürdüren bir adım olduğu için piyasalar tarafından olumlu karşılandı.