Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.
Devamı
Milli Muharip Uçak Projesi’nin geliştirme süreci nasıl başladı? Milli uçak KAAN’ın teknik özellikleri nelerdir? KAAN, Türkiye’nin muharebe kapasitesini nasıl artıracak?
Devamı
Amerikan Kongresi’ndeki siyasi dengeler ve lobi gruplarının faaliyetleri, öteden beri Türk-Amerikan ilişkilerini olumsuz etkileyen ana faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. 1970’lerden beri Kıbrıs ve Ermenistan gibi meselelerde Beyaz Saray’ın dış politikadaki geniş yetki alanını sınırlandırarak Türkiye aleyhinde kararlara imza atan Kongre, son senelerde Suriye ve savunma iş birliği gibi alanlarda da etkisini gösterdi. Trump’ın Putin’le iyi ilişkiler kurma ısrarını cezalandırmak adına Rusya’ya karşı CAATSA’yı çıkaran Kongre, bu yasayı ilk ve tek olarak Türkiye’ye karşı uygulamıştı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Türkiye-ABD ilişkilerinin seyri merak ediliyor. Suriye’deki durum, İsveç’in NATO beklentisi, F-16 alımı ve Ukrayna savaşının ABD ilişkilerindeki rolünü, SETA’dan Araştırmacı Bilgehan Öztürk ile konuştuk.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, F-16 uçaklarının yerli aviyoniklerle modernize edilmesiyle ortaya çıkan F-16 Özgür'ün 2023'te sahada görülebileceğini bildirdi.
Biden yönetimi F-16 meselesinde sembolik ancak önemli bir adım attı.
Askeri imkanları oldukça mütevazı ülkeler tarafından F-16V kolaylıkla tedarik edilebilirken, NATO'nun en büyük ordularından TSK'ya kazandırılması hususunda engeller çıkarılması genel manada durumu özetler nitelikte.
Devamı
Mayıs seçimlerine doğru giderken Batı medyası 'muhalefeti birleştirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kurtulma' kampanyasını başlattı.
Devamı
Stratejik Mekanizma’nın iki ülke arasındaki perspektiflerin paylaşılması, politika farklarının netleştirilmesi, iş birliği alanlarının belirlenmesi ve kriz alanlarının yönetilmesi anlamında değerli olduğu yadsınamaz.
Uluslararası sistemde yaşanan sarsıntıların şiddeti bu iki güçlü NATO müttefikinin mevcut sorunları aşarak bölgesel ve küresel meydan okumalara karşı ortak politika geliştirmeye çalışmalarını gerekli kılıyor. Ancak Türkiye’de yaklaşan seçimler dikkate alındığında Washington’un şimdilik bekle gör politikasına devam ederek fark yaratacak stratejik diyalogdan uzak duracağını tahmin edebiliriz.
Türkiye'nin bu gerginliği yönetirken 1990'ların psikolojik atmosferine kapılmaması ise hayati derecede önemli. Bölgesel aktörlük ve güç statüsü anlamında 1990'ların çok ilerisinde olan bir Türkiye'nin, Yunanistan ayrıntısının-arızasının ötesinde bir dış politika ufkuyla meselelere yaklaşması uluslararası sistemin kapsamlı bir dönüşümle karşı karşıya olduğu bir dönemde bir zorunluluktur.
Yunanistan ve Türkiye seçimlere çok yakın iken Washington'un Atina'yı, halk tabiriyle şımartması, NATO müttefikleri arasında riskli bir sürece işaret ediyor. Ankara, güvenlik taleplerinin karşılanması konusunda ısrarlı olacak. İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği vetosunda da Suriye'de operasyon konusunda da milli çıkarlarının gerektirdiği adımları atacak.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Kalın, 'ABD'den temel beklentilerimiz Suriye'de PKK'nın kolu olan PYD ve YPG'ye desteğini kesmesi, S-400'ler konusunda gerçekçi ve yapıcı bir tutum alması ve FETÖ'ye karşı kararlı ve sonuç alıcı adımlar atması.' dedi.
Batı medyasında Yunanistan'ın Türkiye'ye 'alternatif' haline geldiği yorumlarını yapanlar, ne değişen dünyanın dengelerini ne de iki komşunun uzun vadeli birbirine duyduğu ihtiyacı doğru değerlendirebiliyor.
Küresel yönetişim açısından önem arz eden G20 ve COP26 toplantıları, etkileri itibari ile de önümüzdeki aylarda tartışılmaya devam edecek.
Ankara bir yandan son yıllardaki hamlelerini tahkim eden diplomasiye devam edecek. Diğer yandan ise nüfuzunu genişletecek yeni hamlelerde bulunacak. Bugünün dünyasında milli menfaati temin etmenin yolu bu.
Bu ayın dış politika gündemi hayli yoğun. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Haziran'da NATO Zirvesi'nde ABD Başkanı Biden ile görüşecek. Haziran sonu da AB Liderler Zirvesi Türkiye ile 'pozitif' ajandayı değerlendirecek.
ABD, Afganistan'da 'hiper güç' olma rüştünü ispatlamak isterken Sovyetlerin 1979 yılında düştüğü hatayı tekrar etti.
Net olan şu ki, Ankara ve Washington arasındaki ilişkiler müttefiklik düzleminin dışına çıkıyor. Hasımlık, rekabet ve iş birliğini aynı anda götüren yeni bir denkleme oturuyor.
Dubai Ports World’ün elinde tuttuğu limanların yanı sıra Abu Dabi yönetiminin Yemen ve Afrika boynuzunda askerî üsler kurarak önemli boğazları kontrol altına almaya çalışması, İsrail ve BAE’nin müşterek hedeflerinin bir yansıması.