AK Parti'nin Yeni Türkiye' İle İmtihanı

AK Parti için ‘Yeni Türkiye' hem bir başarı hikayesi, hem bir meydan okuma ve çetin imtihan, hem de yegane çıkış yolu.

Devamı
AK Parti'nin Yeni Türkiye' İle İmtihanı
Seçim Hükümetinin Ekonomi Şifreleri

Seçim Hükümetinin Ekonomi Şifreleri

Ali Babacan'ın yerine eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın getirilmesi, 13 yıl önce başlayan kalkınma hamlesinden seçim hükümetine rağmen vazgeçilmediğinin kanıtı.

Devamı

Çin küresel eylem planını, ticaret ve yatırımlar bir yana, finans sistemiyle de şekillendirmeye özen gösteriyor. Parasının piyasalaştırılması ve uluslararasılaştırılması hedefi de bu paketin içinde…

İran-Batı gerilimini, nükleer anlaşmayı ve anlaşmanın bölge ve Türkiye'ye etkilerini daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA'da yayımlanan İran raporlarını bir arada sunuyoruz.

Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri'nde huzurun ve güvenliği tesis edecek olan Çözüm Süreci, aynı zamanda Türkiye'nin kalkınma serüveninde sırtında taşıdığı kamburdan kurtulması demek.

2023'deki Yeni Türkiye'nin hedeflerinden biri de kentler ve bölgeler arasındaki gelir düzeyi, yaşam ve hizmet kalitesi, üretime katılım ve sosyal şartlar açısından farkların ortadan kaldırılması.

Nitelikli işgücünün merkezi olma yolunda Yeni Türkiye

Türkiye'nin ekonomik ve siyasi istikrara sahip bir ülke olması ve ekonomik alanda yeni bir çekim merkezi alternatifi oluşturması, beyin göçünü tersine beyin göçüne dönüştürmüştür.

Devamı
Nitelikli işgücünün merkezi olma yolunda Yeni Türkiye
İslamcıfobi ve Körfez'i Bekleyen Tehlike

İslamcıfobi ve Körfez'i Bekleyen Tehlike

Suudi Arabistan'ın ve çırağı Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) temsil ettiği Körfez monarşileri mezkur İslamcıfobi'nin en pervasız sahiplenicilerinden.

Devamı

Afrika'yı AK Parti dönemindeki dış politikanın en başarılı olduğu alan olarak adlandırmak abartı olmayacaktır.

Avustralya'nın Brisbane şehrinin ev sahipliğinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi, yayınlanan ortak bir bildiriyle sonuçlandı. Her yıl ayrı bir ülkede gerçekleştirilen bu zirvenin, Türkiye için farklı bir anlamı var.

G20 Dönem Başkanlığı, sadece Türkiye'nin geldiği noktayı göstermesi açısından değil, aynı zamanda Türkiye'nin hedeflediği yeri göstermesi bakımından da önemli.

Yapısal reformlar, Türkiye'de son 12 yılda elde edilen kazanımların devamı için, hedeflenen makro ekonomik hedeflere ulaşmak için gerekli bir değişimi de ifade etmektedir.

Esed rejiminin hayatta kalıp kalamayacağı sorusu artık Ortadoğu'da değişim için ontolojik bir soruna dönüştü. Esed taşının Ortadoğu'nun yüz yıllık köhnemiş binadan çekilerek alınması, binanın çökmesi için kritik bir hamle olacak. Endişe bu, çekinceler bundan kaynaklı ve hesaplamalar bunun üzerine yapılıyor. Mevcut bölgesel sistemde büyük yatırımları olan aktörler için kendileri açısından mantıklı bir ayak sürüme bu. Garip olanı ise bu sistemin genellikle mağdur ettiği aktörlerin de Stockholm Sendromu'ndan mıdır bilinmez mevcut sistemle aralarına bir türlü koyamadıkları çizgilerdir. Esed rejiminin Suriye'de en fazla mağdur ettiği gruplardandır Kürtler. Ağalarını bir tarafa bırakırsak Suriyeli Kürt halkı mazlumdur. Yıllarca kimliksiz, yasal çerçevenin dışında, hukukun ulaşamadığı bir düzlemde yaşadılar. Daha 2004'te Kamışlı'da Baas rejiminin elinden kıyıma ve göçe maruz bırakıldılar. Buna rağmen Esed'e karşı muhalefetin ana gövdesine eklemlenmeleri çok uzun sürdü.

Çözüm sürecinde en önemli sorun, HDP çizgisinin siyaset üretememe krizi ve HDP çizgisinde siyaset yapan bazı aktörlerin kendi siyasi bekalarını çözüm sürecinin önüne koymalarıdır. Çözüm sürecinin başlamasının ardından sürece yönelik hükümetin attığı adımlar ve HDP çizgisindeki siyasal aktörlerin talepleri, çözüme yönelik yol haritaları ve sıcak konularda ürettiği siyaset dili ve tarzı karşılaştırıldığında bu husus daha kolay anlaşılmaktadır. Kürt meselesinin barışçı ve demokratik yollardan halline dair siyasi kararlılığın ortaya çıkmasının ardından en önemli husus çözüm sürecinin toplumsallaşmasıydı. Bu bağlamda hükümetin bu alanda attığı önemli ve ilk adımlardan biri "akil insanlar" heyetlerinin oluşturularak toplumu sürece hazırlamaktı. Bu bağlamda sürecin en zor kısımlarından biri toplum kesimlerin güvensizlik halinin ve tereddütlerinin giderilmesiydi. Niçin en zor kısmın bu süreç olduğunu anlamak için bugünlerde ardı ardına yayınlanan akil insanların günlüklerini okumak yeterli.

2012 öncesi dönemde yüksek cari açığın, global ekonomik kriz şartlarında ekonomiyi olumsuz etkilememesi ve elde edilen kazanımların korunması amacıyla, sonraki dönemlerde cari açığın azaltılması için ekonomik büyümeden feragat edildi.

Hacı Bekir, gökten zembille indirdiği Ebu Bekir El-Bağdadi'ye liderlik vasfını kazandırıp gücünü konsolide etmek için suikastan haraca kadar geniş spekturumlu bir eylem planını hayata sokmuş ve bunda da başarılı olmuştur.

Bugüne kadar yapılan reformlara rağmen sorunların hala sürmesinin en önemli nedeni, sorunları gerçekten çözmek yerine, palyatif yöntemlerle günü kurtarmaya çalışmak olmuştur.

Kamuoyu başından beri Kürt sorunu ile PKK arasında bir ayırım yapmamaktadır. PKK, Kürt sorununun bir ürünü ve parçasıdır. Bu çerçevede, Kürt sorunu, PKK'dan önce de var olduğu gibi, PKK sorunu çözüldükten sonra da pekâlâ varlığını sürdürebilir. Dolayısıyla PKK, esasında, silahsızlanma parantezinde değerlendirilmeli iken, Kürt sorunu çok daha kapsamlı tedbir ve dinamiklerle yönetilebilir bir yola sokulabilir. Bu çerçevede, Öcalan'ı da doğru konumlandırmak gerekir. Öcalan, PKK ve PKK'nın Kürt sorununu ilgilendiren boyutları çerçevesinde ve bununla sınırlı bir biçimde ele alınmalıdır ve sorundaki payı ölçüsünde çözüm sürecinde rol alabilir. Bir örgüt olması hasebiyle, PKK'ya ilişkin meselelerde bir muhatap arayışına girmenin belli bir rasyonalitesi olabilir. Dolayısıyla, Öcalan'ın veya başka birilerinin "silahsızlanma" parantezinde nasıl bir rol oynayabileceğinin stratejisi üzerinde kafa yorulabilir.

Türkiye, bugüne kadar, Kürt sorununun ekonomik, siyasal, psikolojik ve güvenlik dinamiklerini hesaba katan bütünlüklü ve kapsamlı bir çözüm stratejisi geliştiremedi. Farklı zamanlarda sorunu oluşturan farklı dinamiklerin tekil olarak öne çıkarılmasıyla geliştirilen çözüm önerileri, sorunu bütünüyle kapsayamadığı için bir ilerleme sağlanamadı. Sonuçta bu eksiklikler bugün fark edilmiş ve sorun bütün yönleriyle tartışmaya açılmış durumdadır. Soruna taraf olan bütün aktörler, üzerinde anlaştıkları bir stratejiden yoksun olsalar da niyet düzeyinde çözümün gerekliliği ve aciliyeti yönünde bir mutabakata varmış gözüküyorlar.