Kuzey Suriye'de PYD Kuşağı

Suriye devrimi 4 yılı geride bırakırken, son dönemde Kuzey Suriye cephe hattında oyun kurucu aktörlerin yeni hamleler yaptığı görülmektedir.

Devamı
Kuzey Suriye'de PYD Kuşağı
PYD'nin İhtiras ve Zaafları

PYD'nin İhtiras ve Zaafları

PYD jeo-politik amaçları uğruna bölgede gerçekleştirdiği tehcir ve demografik mühendislik girişimlerini IŞİD ile mücadele parantezine alabileceğini düşünmekte.

Devamı

Türkiye'nin IŞİD'i Kürtlerle savaşması için desteklediği iddialarının absürtlüğüne değinen Ufuk Ulutaş, IŞİD'in, Esed Rejimi'ne ve PKK'ya sağladığı faydaların bulunduğunu ancak en büyük zararı Suriye muhalefetine ve Türkiye'ye verdiğini belirtti.

PKK'nın Türkiye devletine karşı savaş yürütecek bir zemini yokken Suriye krizi imdada yetişti.

Türkiye'ye terör yaftası yapıştırmaya çalışanların asıl gündemlerini, terör kardeşliklerini ve yapıştırmaya çalıştıkları yaftaları ellerinde patlattı.

Operasyonlar terörle mücadele ve Ortadoğu gerçekleri bakımından neye tekabül ediyor? SETA Ortadoğu uzmanı, Akşam gazetesi yazarı Ufuk Ulutaş ile konuştuk.

PKK ve IŞİD'in Terör Kardeşliği

PKK ve IŞİD birbirinin karbon kopyası iki terör örgütü. Son zamanlarda birbirlerini yiyip durmaları sizi yanıltmasın, ikisi de benzer amaçlara ulaşmaya çalışan, benzer çizgideki sapık ideolojilerden beslenen ve benzer ilişki ağlarına sahip iki örgüt. İki örgüt de kaosta fiili durumlar yaratarak tahakküm alanını genişletmeye çalışıyor. Şu an kontrol ettikleri topraklara hâkimiyetten ziyade tahakküm eden iki örgüt var karşımızda. Her ikisi de Suriye kaos içerisindeyken kendi ütopyalarını tek taraflı olarak ilan ettiler. Kaosun sürmesinden beslenen bu iki örgüt, sadece kaos ortamında fiili durumlarını devam ettirebileceklerinin farkında. Bakmayın siz sosyal medyada atıp tutan IŞİD'çi ve PKK'lı terör yandaşlarına, her iki grubun da ortak özelliği patolojik bir şekilde güvensizlik dünyasında yaşamalarıdır.

Devamı
PKK ve IŞİD'in Terör Kardeşliği
Hayırlı Devrim Edebiyatları

Hayırlı Devrim Edebiyatları

Bir yanda "Rojava devrimi 3 yaşında" çığlıkları, diğer yandan "Cudi yanıyor..." naraları. İnsan sormadan edemiyor: Siz hangi ara devrim yaptınız? Bir de neyi devirdiniz? Kastınız "iç etmek"se ona bir sözümüz yok. Ama bu devrim romantizmi gerçekten çok bunaltıcı. Suriye'de bir devrim yaşanabilirdi. Esed rejimi devrilmiş olsaydı şayet, Suriye'nin mazlum insanları bu eziyeti çekmiyor olacaklardı. Her gün yüzlerce insan ölmeyecek, milyonlarca insan evini, yurdunu terk etmek zorunda kalmayacaktı. Siz bu sürecin, bu mücadelenin parçası olmadınız. Onun yerine, kendi "kazanım"ınıza odaklandınız.

Devamı

PKK sadece harf kalabalığından ibaret tüm saçaklanmalarıyla, Türkiye, Kuzey Irak, Suriye ve İran dörtgeninde operasyonlar çeken, konjonktürel ittifaklar kuran, en yüksek teklifi verenin taşeronluğunu yapan Mezopotamya'nın en kıvrak örgütlerinden birisidir. Türkiye'de devlet karşıtı, Suriye'de rejimin yol arkadaşı, İran'da devlete karşı sağduyulu, Kuzey Irak'ta ise darbe yapabilmek için fırsat kollayan bir yapı PKK. Tutarsızlıklarını ve kutsal değer yokluğunu stratejiye dönüştürmüş ve Ortadoğu'nun içerisinden geçtiği kriz-kaos ortamında fiili durumlar yaratma suretiyle racon kesmeye alışmış bir yapı.

Suriye'de inisiyatif alan ilerliyor. Kenarda durup inisiyatif alınmasını izleyen de zarar görüyor. Türkiye'nin Cerablus-Azez hattında fiili "güvenli bölge" inisiyatifi karşısında ABD'nin hemencecik kriz yönetme moduna geçmesinin sebebi de bu.

Türkiye, sadece insani politikaya / yumuşak güç unsurlarına dayanarak ve maliyetlere katlanmayarak Ortadoğu'da etkili olamayacağını gördü.

DAEŞ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "tağut" demişken, mezkur obsesifler ittifakını DAEŞ terörünü savunurken görürseniz şaşırmayın.

DAEŞ'le mücadelede "güvenli bölge" gibi mücadelenin paradigmasını değiştirecek hamleler lazım. Bu tip hamleler yapılmadan mevcut metotlarla DAEŞ'le mücadele edilmez.

Türkiye'nin burada dikkat etmesi gereken nokta, hem insani hem de stratejik açıdan ihtiyaç duyduğu "güvenli bölge"nin oluşturulması ve korunmasında ABD'ye ne kadar güvenebileceğinin hesabını iyi yapmasıdır.

PKK 6-8 Ekim olaylarıyla çözüm sürecinden ne anladığını açıkça göstermişti, arka planında bölgesel angajmanlarının olduğu saldırılarla ateşkesi bitirerek de çatışmaları kendi deyimleriyle savaşı yeniden başlattı.

ABD, Türkiye'nin PKK'ya yönelik operasyonları yüzünden PYD'nin zayıflamasını ve böylece DAİŞ'le mücadelenin sekteye uğramasını istemiyor. Bunu engellemenin bir yolu PKK'yı ateşkese zorlayarak, Çözüm sürecine geri dönülmesi.

Ufuk Ulutaş: “Suriye meselesine dair oyun değiştirici hamleler hemen hemen tükendi. Bir tane hamle varsa o da orada terörden arındırılmış bölgenin oluşturulması.”

Burhanettin Duran, “Terör niye başladı? Kim başlattı? Bundaki suçlu kimdi?” sorularını değil “Kürt milliyetçileri ne istiyorlar?” sorusunu merkeze alarak terör olaylarını değerlendirmek gerektiğini belirtti.

Türkiye gündemi PKK terörü ile mücadeleye ve 1 Kasım seçimlerine odaklanmışken Suriye'de bizi de yakından ilgilendiren yeni gelişmeler oluyor.

Suriye krizi zaten yeterince karmaşık ve yerel aktörler üstü bir savaş değilmiş gibi şimdi bir de Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığını artırdığı konuşuluyor.

Esas mesele, Suriye'de Esed'li bir geçiş dönemi olup olmayacağı değil. Yeni Suriye'nin ve yeni Ortadoğu düzeninin kurulmasında masada kimler olacak ve ne alacak?