5 Soru: Dağlık Karabağ Çatışması: Azerbaycan-Ermenistan İlişkilerinde Bir Kırılma mı?

Dağlık Karabağ sorununun arka planı nedir? Yakın zamanda Tovuz’da neler yaşanmıştır? Son iki gündür devam eden çatışmaların nasıl değerlendirilmesi gerekmektedir? Bölgesel ve küresel aktörlerin çatışmaya yönelik tutumları nasıl olmuştur? Türkiye’nin bölge politikasını nasıl değerlendirmeliyiz?

Devamı
5 Soru Dağlık Karabağ Çatışması Azerbaycan-Ermenistan İlişkilerinde Bir Kırılma mı
Erivan ın Hatası Moskova-Ankara Rekabeti

Erivan’ın Hatası, Moskova-Ankara Rekabeti

Kovid- 19 sonrası dünyamız giderek Birinci Dünya Savaşı sonrası belirsizliğine ve güç mücadelesine sürükleniyor. ABD'nin kısmi çekilmesi ve AB'nin dış politika oluşturmaktaki acziyeti Rusya'nın yeni güç boşluklarını doldurma hamlelerini kolaylaştırıyor.

Devamı

Dağlık Karabağ yaklaşık otuz yıldır Ermeni işgali altında. Uluslararası hukuka tüm yönleriyle aykırı bu işgal konusunda maalesef kimse bunca zamandır kılını bile kıpırdatmadı. Sovyetler Birliği dağılırken bir oldubittiye getirilmişti ve o zamandan bu zamana buzdolabında duruyordu. Batılı ülkeler eski Sovyet coğrafyasında birçok alanda Rusya'yı sıkıştırmasına rağmen bu konuda doğru düzgün bir adım atılmadı.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Yeşiltaş, 'Sıcak çatışma ciddi bir savaşı beraberinde getirebilir, hatta Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesini yeniden kendi kontrolüne alması gibi bir sonucu doğurabilir.' dedi.

Belarus’ta protestolara sebep olan seçimlerin öncesinde neler yaşandı? Protestocuların talepleri nelerdir? Rusya protestolara yönelik nasıl bir tutum sergiliyor? Batılı aktörlerin protestolara yönelik tutumu nasıldır? Protestoların seyrine yönelik öngörüler nelerdir?

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilmiş olan Dağlık Karabağ sorununun çözümü için kurulan Minsk grubu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Ermenistan - Azerbaycan Gerilimi Rusya’nın Türkiye’ye Karşı Bir Hamlesidir

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilimde Rusya’nın etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Ermenistan - Azerbaycan Gerilimi Rusya nın Türkiye ye Karşı Bir
Dış Politikada Sıcak Gündem

Dış Politikada Sıcak Gündem

Türkiye’nin dış politikada seçmiş olduğu bağımsız ve kendi halkının çıkarını önceleyen yol bazı küresel ve bölgesel aktörlerle kendisini karşı karşıya getiriyor.

Devamı

Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının tarihi arka planı nedir? 12 Temmuz’da Tovuz bölgesinde neler yaşandı ve nedenleri nelerdir? Ülkelerin pozisyonları ve çatışmanın geleceğine dair öngörüler nelerdir?

Son bir kaç yıldır Türkiye'nin dış politikadaki temel eğilimlerinden birisi hem ABD ve Avrupa hem de Rusya ile ilişkisini ideolojik çerçeveden çıkarıp daha rasyonel bir düzleme oturtma çabasıdır.

Türkiye ve Azerbaycan’a karşı saldırılarda bulunan ve toprak bütünlüklerini hedef alan Ermenistan ve PKK’nın, bölgesel politikaları rekabet hâlinde olan ABD ve Rusya’nın aynı anda desteğini almış olmaları her ikisinin de aktör değil araç olduklarını gösteriyor.

18 yıllık AK Parti iktidarının ve dört yıllık Cumhur ittifakının siyasetini "impatorluk özlemi" olarak nitelemek doğru değil. İmparatorluklar çağı çoktan geçti. Günümüzde "güçlü milli devletlerin" öne çıktığı bir dünyada yaşıyoruz. Küresel ve bölgesel türbülansın Türkiye'yi yeni askeri aktivizme zorladığı açık. Suriye, Irak, Doğu Akdeniz ve Libya denklemlerine askeri olarak müdahil olan ülkelerin en sonuncusu Türkiye. Hiçbirinde de "yayılmacı, emperyal" saik bulunmuyor. Milli güvenlik çıkarlarını pro-aktif şekilde koruma niyeti var.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Azerbaycan-Ermenistan çatışması üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Ferhat Pirinççi, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan askeri gerilimi değerlendirdi.

Güney Kafkasya'da gerginlik yeniden tırmandı. Ermenistan, Azerbaycan mevzilerine saldırdı, Bakü ordusu karşılık verdi ve çatışma çıktı. Uzmanlara göre Erivan, dikkatleri hukuka aykırı adımlarından dağıtmaya çalışıyor. Son çatışma da provokasyon.

Ne yazık ki büyük güç rekabetinin yoğunlaşması yönündeki emareler daha güçlü. Pandemi sonrası yeni bir düzenin kurulması değil, düzensizliğin artması bekleniyor. Uluslararası sistemde yeni bir güç dağılımı, yeni politik ekonomi ve normlar oluşmadıkça düzen kurulamaz. Ülkeler de yeni ittifaklara mecbur kalacak ölçüde çaresizliğe düşmedikçe radikal değerlendirmeler yapmayacaktır.

Gelecek yıllarda SİÖ'nün reform ve kurumsallaşma kapasitesine bağlı olarak daha fazla ön plana çıkacağı açıktır.

Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.

Avrupa Parlamentosu’ndaki “Avrupa-Merkezci”, yani “her şeyin en doğrusunu biz Avrupalılar biliriz” diyen egoistler Türkiye’ye, “hem seni üye yapmaya niyetimiz yok hem de eleştirmeye devam edeceğiz” demek mi istiyorlar?

Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz dünyanın gündeminde yeni ve sıcak bir pencere açtı. Bir yanda Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO ve AB üyeliği tartışmaları sürerken Rusya'nın Kırım ve Ukrayna'nın bir bölümünü işgal etmesi ilişkileri daha da gerdi. Rusya ise, bu krizin ABD'nin jeopolitik oyunları olduğunu belirtiyor.

Ermenistan'ı bypass eden BTK Demiryolu projesi Batılı devlet ve uluslararası finans kurumlarının finansal yardımı engelleme ve projeyi ertelet(tir) me çabalarına rağmen gerçekleşti.