SETA Güvenlik Çalışmaları Araştırmacısı Murat Aslan, Kafkasya'da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Devamı
Kriter Dergisi'nde Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi:
Devamı
Macron neyin peşinde? Avrupa Müslümanlarını zorla radikalleşmeye iterek uzun vadede kıtadan tasfiye etmeyi mi planlıyor? Müslümanların kutsallarına saldırarak Macron, Avrupa'yı yeni bir ırkçı kapanışa mı hazırlıyor? Bütünleşmiş bir Avrupa kalesi yaratmak için Müslümanları mı ötekileştiriyor, tıpkı daha önce Yahudilere yapıldığı gibi? Hz. Peygamber karikatürlerini dayatarak "zorla İslam'da reform yapmanın" derdinde mi? Kim "İslam'ı reform" görevini Macron'a verdi? Jacoben Fransız geleneğini dirilterek Müslümanları "aydınlatacağını" mı düşünüyor?
Ermenistan, Birinci Karabağ Savaşı sırasında çok sayıda savaş suçu işlemesine rağmen uluslararası kamuoyu tarafından hiçbir zaman gerçek manada sorgulanmadı. 27 Eylül günü başlayan ve dördüncü haftasında giren İkinci Karabağ Savaşı'nda da savaş suçları işlemeye devam etmektedir. Bir anlamda Ermenistan Hükümeti otuz yıl önce kaldığı yerden devam etmektedir.
Paşinyan'ın 'Yeni Suriye' tehdidinin öncelikle Rusya, İran ve Avrupa'nın endişelerini yükseltmek için yaptığı açık. Dağlık Karabağ çatışmasını topyekûn Ermenistan-Azerbaycan savaşına çeviremediği için bu sefer 'yıllarca sürecek bir savaş' tehdidinde bulunuyor.
Uluslararası ölçekte yayın yapan büyük medya kuruluşlarının Ermenistan'ın Gence saldırısı ve genelde sivil katliamlar karşısındaki yaklaşım biçimi başlangıcından bu yana problemli.
Devamı
Bu analizde 27 Eylül 2020’den bugüne Ermenistan’ın işgal altındaki Azerbaycan topraklarında gerçekleştirdiği uluslararası insancıl hukuk kuralı ihlalleri ele alınmaktadır.
Bu yeni silah sistemleri sadece terör gruplarına karşı değil Rus silahlarına karşı da ciddi bir üstünlük kurdu. Birçok hava savunma sistemi SİHA'larla imha edildi. Hatta bu hız ve etkinliğe Libya'daki kara güçlerinin dahi yetişemediği ortaya çıktı. İngiliz Savunma Bakan Yardımcısı bu etkinliği bir devrim olarak nitelemek zorunda kaldı. Milyonlarca dolarlık Pantsirler nokta hedef haline gelmişti.
Türkiye'nin enerji hamlesinin yeni bir aşamaya geçtiğini gösteren bu haber sadece ekonomi ile ilgili değil. Doğu Akdeniz'deki güç rekabeti inişli çıkışlı seyrine devam ederken Karadeniz giderek yeni jeopolitik gerilimlerin alanı olmaya aday.
Ermenistan’da 2018’de gerçekleştirdiği renkli devrimle koltuğa oturan ve kısa sürede uluslararası medyanın odağı haline gelen Nikol Paşinyan’ın Dağlık Karabağ çatışmalarında yaşanan kayıplar neticesinde iç ve dış kamuoyunda imajı ciddi yara aldı.
Ermenistan, arkasındaki Rusya, ABD ve Fransa gibi uluslararası sistemin etkili ülkelerinin desteğine ve 1992’deki katliamlarından dolayı hâlen hesaba çekilmediğine güveniyor.
Uluslararası meselelerde Türkiye’nin izlediği politikaların gerçeklerle bağdaşmayan iddia ve ithamlara konu olması, hiç kuşkusuz Türkiye’nin bağımsız dış politika anlayışının sonucudur.
Rusya'yı her istediğini alan değil de müzakere yapmak mecburiyetinde olan bir aktör olarak görmek daha doğru. Türkiye bunu Suriye'de yaptı. Rusya'yı zorladı. Benzer biçimde Azerbaycan da elini daha güçlü oynayabilir. Hele böylesi belirsizlik dönemlerinde Rusya gibi aktörlerin daha da tedirgin olacağı tahmin edilebilir. Azerbaycan ne kadar ileri giderse o kadar iyi. Çözümsüz bir ateşkes sürecine saplanmamak lazım.
Ermenistan’ın son zamanlarda saldırdığı Tovuz bölgesinin TANAP ile birlikte Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatlarının geçiş güzergâhında yer alması bu saldırıların neyi hedeflediğini göstermesi açısından önemli.
'Otoriterlik' hikâyesine şimdi de 'askeri saldırganlık' masalını ekliyorlar. Yeni söylemin temelinde Türkiye'nin güvenlik çıkarlarını korumak için yürüttüğü askeri operasyonlardan duyulan rahatsızlık var. Ankara'nın Suriye, Libya, Katar, Irak, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki askeri varlığını hedef almak var. Erdoğan'ın krizlerde inisiyatif alan liderliği var. Türkiye'nin hamlelerine, inisiyatiflerine duyulan kıskançlık var.
Son dönemde Türk dış politikasıyla beraber adından sıkça bahsedilmeye başlanan Türk savunma sanayii özellikle yurt dışındaki çevrelerin yakın takibi altındadır. Türkiye'nin güvenlik ve dış politikasındaki aktivizmiyle birlikte dikkat çekmeye başlayan Türk savunma sanayiindeki kapasite artışı birçok çevrenin tehdit değerlendirmesinin ilk sırasında yer almaktadır. Dağlık Karabağ'da Azerbaycan'ın Ermenistan karşısında oluşturduğu askeri kapasite üstünlüğü sonrasında Kanada'nın Türkiye'ye yönelik silah ihraç izinlerini askıya alma kararı bunun sadece küçük bir göstergesidir. Peki geldiği nokta itibarıyla Türkiye'nin savunma sanayii neden hedefe konulmaktadır?
Türkiye'de siyasi mücadele uzunca bir süre siyasi aktörler ile askeri ve sivil bürokrasi başta olmak üzere siyaset-dışı aktörler arasındaki mücadelelerce belirlendi. AK Parti liderliğinde toplumun yaklaşık yirmi yıllık demokrasi kavgası iktidar mücadelesinin siyaset-içi bir mücadeleye evrilmesiyle sonuçlandı. 16 Nisan 2017 hükümet sistemi değişikliği referandumu ülke tarihinde iktidar mücadelesinin tamamıyla siyaset-içi alanda hareket eden siyasi aktörler arasında gerçekleşmesinin miladı olarak kabul edilebilir.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in çağrısıyla Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları bu yazının yazıldığı saatlerde Moskova’da bir araya gelecekleri kesinleşmişti. Bu, yaklaşık iki hafta önce başlayan çatışmaların ardından iki taraf arasında yapılacak en üst düzey görüşme olacak.