Sorunlu Almanya’nın Sorumsuz Siyaseti

Almanya'yı büyük sorunlar bekliyor. Yükünü üstlendiği Avrupa'nın sorunları büyüdükçe saldırganlaşmaya devam edecek.

Devamı
Sorunlu Almanya nın Sorumsuz Siyaseti
Ekim Devrimi

Ekim Devrimi

Dünyanın neler tartıştığından haberi yok mu? Yeni tür meseleler hiç mi kulağına girmedi? Ekim 1917'den bu yana dünyanın ne kadar kavram tükettiği hiç mi aklına gelmez?

Devamı

Türkiye Cumhuriyeti'nin mücadele ettiği diasporaların arasına içerden teslim alınması amacıyla projelendirilen ve 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri başarısız kalınca yurtdışına kaçan FETÖ diasporası da eklendi

Almanya ve diğer AB ülkelerinin artık Türkiye’yi AB’ye üye olarak alma niyeti olmadan, alacakmış gibi yapıp içişlerine müdahale anlamına gelecek politikalardan uzaklaşması gerekiyor.

Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçiminin 23 Nisan'da yapılan ilk turunda beklenildiği gibi hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı ve en çok oyu alan Macron ile Le Pen ikinci tura kaldı.

Almanya son dönemde referandum meselesinde diplomatik nezaketi tamamen bir kenara bırakarak doğrudan taraf olmuş durumdadır.

Yeni Dönemin Gruplaşmaları

Tüm bu karmaşanın içinde Türkiye gruplaşmaları iyi takip etmeli. Ve kendini bağlamaktan ziyade diğer ülkelerin birbiriyle kamplaşmalarını izlemeyi öncelik haline getirmelidir.

Devamı
Yeni Dönemin Gruplaşmaları
Değişen Paradigmalara Karşı Yükselen Türkiye

Değişen Paradigmalara Karşı Yükselen Türkiye

Geldiğimiz noktada küreselleşme paradigması dünya siyasetindeki karşılığını yitirmiş durumda. Ufukta küresel alanı şekillendirecek yeni bir tasavvur, liberal öğretinin yerini alacak yeni bir söylem de gözükmüyor.

Devamı

Tarih boyunca birçok örneğine rastlamak mümkün olsa da bu tür eylemler sistematik şekilde İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra niceliksel olarak yükselişe geçmiş, niteliksel olarak da askeri yöntemden hızla terör örgütlerinin kullandığı asimetrik savaşın sürekli bir yöntemine dönüştürülmüştür.

2014’ten beri yaşanan bazı gelişmelere bakarsak Berlin’in tavırlarının Ankara’da neden bu kadar rahatsızlığa yol açtığını anlarız.

Halep bitiyor! Halep tükeniyor! Halep ölüyor! Bizimse yapabileceklerimiz sınırlı. Elimizden ne geliyorsa hepsini yapıyoruz ama yetmiyor.

NATO’nun Soğuk Savaş döneminde ‘öteki’ olarak gördüğü Rusya ile yeni bir gerilim yaşamak istemediği; bunun yerine küresel ve bölgesel terörizm meselelerine ağrılık vermek istediği görülmektedir.

ABD’deki başkanlık seçimi döneminde, Washington'daki kurumların çatlakları arasından sızacak bilgilere ve önerilere kulak kesilmek gerekir.

Dikkat edin, şimdilerde PKK hiçbir referans çerçevesine ihtiyaç duymadan hareket ediyor. "Maliyet analizi" yapabilecek durumda değil çünkü.

Gülen, ABD'de rahat bir sığınak bulmaya devam ettikçe FETÖ tabanını yeni saldırılar için yönetmeyi sürdürecek. Bu yapı tasfiye edilse de daha sapkın formlarla kendini üretebilir.

PKK Türkiye'yi güneyden kuşatma ve içeriden bölme stratejisinin taşeronu olarak mesai harcadı. FETÖ, Türkiye'nin siyasi istikrarını ortadan kaldırmak ve devleti sömürgecilerin hizmetine sunmak için uğraştı.

Krize değil yeni bir başlangıca ihtiyacı olan Türkiye- ABD ilişkileri yeni ABD başkanına sorun alanı olarak bırakılmak isteniyor.

Batı başkentlerinde bir süredir yoğunlaşan Türkiye eleştirileri anlaşılıyor ki devam edecek. Nisanın gündemi de Ermeni Soykırımı iddiası olacak.

Alman parlamentosuna getirilen karar tasarısının rasyonel bir zemininin olmadığı gayet açıktır. Burada bir kimlik siyaseti güdüldüğü ortadadır.

Söz konusu tasarının mülteci meselesi sonrası Türk-Alman ilişkilerinde oluşan yakınlaşmanın ardından gündeme getirilmesinin manidar olduğunu vurgulayan Enes Bayraklı, Türkiye ve Almanya arasındaki güven bunalımının artacağını belirtti.

Bütün bu süreç, "mülteci krizi" başta olmak üzere ihtilaf içinde olunduğu düşünülen hususlarda Türkiye'yi köşeye sıkıştırma çabasının bir ürünü. Oysa bu hiç de rasyonel bir adım değil.