Tam Bir Yıl Olmuş

O sabah piyasalar, Mayıs ayındaki FED dalgasıyla neredeyse eşzamanlı yaşanan Gezi örtüşmesine benzer bir sarsıntıya uyandığından habersizdi.

Devamı
Tam Bir Yıl Olmuş
AB ile Eleştirel Entegrasyon

AB ile Eleştirel Entegrasyon

AB temsilcilerinden 14 Aralık operasyonuna dosyaların içeriğine bakılmadan verilen hızlı ve hazır tepkiler imaj konusunun Türkiye'ye karşı bir sermaye olarak daha yoğun şekilde tüketileceğini göstermektedir.

Devamı

50 yıldır kapısında beklediğimiz AB, 2005'ten beri yol almaya çalışan üyelik müzakerelerini yokuşa sürerek hayal kırıklığı yaratırken, bir yandan da üstüne elzem olmayan azarlarla, üvey evlat muamelesini sürdürüyor.

Erdoğan karşıtlığının cazibesinden gözü kamaşan muhalefet, AK Parti'nin Cumhuriyet modernleşmesi ile kurduğu ilişkiyi de doğru okuyamamaktadır.

Entegrasyon ve hukuki statü tartışmalarının gölgesinde, sürgünü savaşa tercih eden Suriyeli mültecilerin durumunu SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı Yavuz Güçtürk değerlendirdi.

Başbakan Davutoğlu'nun Paris'te teröre karşı Avrupalı liderlerle yürümesi Fransa İslam Konseyi başta olmak üzere diğer Müslüman grupların bu yürüyüşe katılmasında teşvik edici bir etkide bulundu.

Avrupa'nın Üstündeki Sömürgecilik Hayaleti

Sömürge döneminde "kendini açıktan üstün görme" psikolojisi, sömürgelerini kaybettikten sonra hakkı gasp edilen öznenin "mağduriyet kılıfındaki mağruriyet"iyle tecessüm etti.

Devamı
Avrupa'nın Üstündeki Sömürgecilik Hayaleti
İki Dünyanın Yükü

İki Dünyanın Yükü

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İslam dünyasında yaşanan derin krizin çözümü için "ülkelerin çıkarlarını ve mezhep farklılıklarını geri plana bırakma" çağrısı da Müslüman ülkeler arasındaki mevcut güç rekabetinin trajik sonuçlarına işaret etmektedir.

Devamı

Avrupalı siyasetçilerin Müslümanların entegrasyonundan bahsederken daha çok asimilasyonu kastettikleri, Müslümanların 'entegre' olması için çizdikleri yol haritalarında, koştukları şartlarda kendini ele veriyor.

17-25 Aralık süreci ve izleyen dönemde meşru siyasi iradeye karşı atılmak istenen bazı adımlar, siyaset ve ekonominin girift biçimde iç içe geçtiği garip dengeler doğurdu.

Kosovalıların AB ülkelerine akın etmesinin sebepleri arasında ekonomik sorunlar ilk sırada. Kosova'da işsizlik oranı yüzde 40'ı aştı. Kosovalıların ülkelerinin geleceğinden umutsuzluğa kapılmalarına yol açan bir diğer unsur da siyasal istikrarsızlık.

"İmparatorluk özlemi" meşruiyetini teo-politik pratik ve medeniyetçilik söylemi üzerinden kuracaktır. Böylece, "büyüklük hırsı" İslam dünyasının "ortak maslahatı" fikrini erozyona uğratan yeni bir tür milliyetçilik üretecektir.

Avrupalılar gibi çatışmayı terk edip işbirliği temelli bir barış havzası oluşturmak için, İkinci Dünya Savaşı gibi bir felaketi mi yaşamamız gerekiyor?

En az askeribürokratik vesayet kadar önemli olan ve günümüzde TÜSİAD çevresi tarafından temsil edilen uluslararası bağlantılı büyük sermaye kesimlerinin seçilmiş siyasiler üzerinde icra ettikleri ekonomik vesayet, ancak yeni bir anayasa eşliğinde başkanlık sistemine geçilmesi ile tamamen tasfiye edilebilir.

2000'li yıllarda özellikle Ar-Ge odaklı süreçlere verilen önem ve teşviklerle oluşturulan ekosistem vasıtasıyla, düşük teknolojili ürünlerden, orta altı ve orta üstü düzey teknolojilere yönelik ürünlere doğru yüksek bir artış hızı yaşandı. Bu dönemin başında ihracatta düşük teknoloji hâkimken, artık otomotiv ve makine gibi orta-yüksek teknolojiler öne çıkıyor. Bundan böyle ise, yüksek teknolojiye odaklanmamız şart.

Kürtlerin talepleri yapılan reformlarla bireysel haklar temelinde büyük ölçüde karşılanırken Kürt milliyetçi aktörlerinin entegrasyonunda bir kriz yaşanmaktadır.

Erdoğan, başbakan olduğu günden bu yana Türkiye'nin yeni ve bağımsız bir dış politika vizyonuna sahip olması için ciddi bir uğraş verdi. Cumhurbaşkanlığı sürecinde de bu çizgisini sürdürüyor.

Gümrük Birliği Anlaşması'nın yenilenmesi, Avrupa Birliği ve ABD arasında serbest ticaret ve yatırım ortaklığı anlaşmasına (TTIP) Türkiye'nin katılımı için en büyük zorunluluklardan biridir.

IŞİD üzerinden yabancı savaşçılar ve sınır güvenliği sorununun tartışıldığı bu günlerde vize rejimi, vize serbestliği ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri gibi konuları eklemek hem tartışmayı zenginleştirecek hem de Türkiye'nin IŞİD'e yönelik politikalarını genişletmesinin önünü açacaktır.

Bir yandan Batı, bir yandan da Doğu, geleceğe güç biriktirmek için birleşmek derdinde. Bizim de dünyadaki bu birleşmelere eklemlenmemiz şart. Tabii dünyayla bütünleşebilmek için, önce kendi içimizde bir bütünlük sağlamamız gerekiyor.

Ortadoğu'daki otoriter rejimler 'Arap Baharı' sonrası ortaya çıkan özgürlük taleplerini ve meşruiyet sorunlarını mezhep çatışması ve DAEŞ gibi örgütleri bahane ederek 'güvenlikleştirerek' aşma yoluna gittiler.