Bu yeni dönemin yeni dinamiklerini görmeyen ve kendini bu yeni döneme göre konumlandırmayan her kurum veya aktörün etki gücü ve kıymet-i harbiyesi azalacak.
Devamı
Sınırı ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye-Rusya ilişkileri yeni bir döneme girdi. SETA’dan Erdal Tanas Karagöl ilişkilerin enerji boyutunu değerlendirdi.
Devamı
SETA Ekonomi Direktörü Doç. Dr. Sadık Ünay, Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gerginliğin bölgedeki enerji jeopolitiğini nasıl etkileyeceğini Al Jazeera için yazdı. Ünay’a göre, Rusya ile yaşanan kriz, Türkiye’nin enerji jeopolitiğini daha dengeli bir yapıda yeniden şekillendirmesi için ciddi bir fırsat olarak algılanabilir.
3 Kasım 2002'de tek başına iktidar olan AK Parti, 7 Haziran 2015'e kadar geçen süreçte iktidarda kaldı. 7 Haziran seçim sonucunda ise, 13 yıl süren tek başına iktidarda zorunlu bir ara verildi. 2002 Kasım'ında başlayan siyasi istikrardaki 5 aylık duraklama ise, yine Kasım ayında yeniden sağlandı.
5 aylık süre içerisinde siyasi istikrarsızlığın ekonomide çarkların yavaşlamasına, belirsizliğe ve büyük projelerin geleceği konusunda endişelere yol açtığını gördük.
7 Haziran genel seçiminden sonra ortaya çıkan tablo, 2002'den sonra siyasette ve ekonomide başlayan olumlu sürecin kesintiye uğramasına sebep oldu.
Rusya, zaten sahip olduğu enerji havzasını Suriye'de üstünlük kurarak burada da genişletmeye çalışacak.
Devamı
Petrol ve doğalgaz ticaretini göz önünde bulundurduğumuzda, Rusya'nın, son dönemde attığı adımların kendisine nasıl bir maliyeti olacağını iyi düşünmesi gerekmektedir.
Devamı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti kritik bir dönemde gerçekleşti. SETA'dan Kemal İnat ve Sadık Ünay hem bu ziyareti hem de Türkiye-Rusya ilişkilerinin siyasi ve ekonomik yönünü yorumladı.
FED'in 17 Eylül'de faiz artışına gitmemesine rağmen, artış olasılığı her geçen gün yükseliyor. Bu durumun Türkiye ekonomisini yakından ilgilendirdiği de yadsınamaz gerçek. Bu yüzden FED'den gelecek bir faiz artışı kararı, son çeyrekte üzerinde durulması gereken önemli meselelerden birisi.
Koalisyon görüşmelerinde öne çıkan ve anlaşma sağlanamayan konuların başında CHP'nin restorasyon söylemi gelmekte.
Küresel ekonomik güç dengesinin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere evrildiği bir dönem yaşıyoruz. Türkiye ekonomisi de dikkat çeken ve ilgiyle izlenen ülkelerin başında geliyor.
Güçlü ekonomisi ve siyasi istikrarıyla Türk Akımı projesinin hayata geçirilmesi için gereken ortamı ve şartları sunan Türkiye, enerji projeleri için güvenli bir liman özelliği taşıyor.
Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını hedef alan 17 Aralık darbe girişiminin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın TANAP için Azerbaycan'da bulunmasıyla aynı güne denk gelmesi, bir tesadüften daha fazlasına karşılık geliyor.
İçindeki Soğuk Savaş dinamiklerine girmeden tanımlayacak olursak; AFP, ABD'nin 1954'te, dünyanın nükleer teknolojide ilerlemesi maksadıyla öncü olduğu bir işbirliği programıydı.
Kırım ve Suriye konusundaki derin görüş farklılıklarına rağmen ikili ilişkilerin Türkiye ve Rusya açısından daha ileri bir seviyeye taşınmak istenmesi hem Erdoğan'ın hem de Putin'in stratejik bir rasyonalite zemininde hareket ettiklerini gösteriyor
AB ülkeleri resesyondan kurtulmak, ekonomik canlılığı artırmak ve büyüyebilmek için çözümler ararken, Türkiye büyüme oranını yeterli görmeyerek gelişimini ve ilerlemesini sürdürmek için tedbirler almaktadır.
Uzun bir dönem enerji kaynaklarından yoksun olmayı kader olarak kabul eden bir ülkeden, enerji alanında merkez ülke olmayı hedefleyen bir ülke durumuna geldi Türkiye.
SETA tarafından yayımlanan Insight Turkey dergisi tarafından düzenlenen panelde “Bölgesel ve Küresel Enerji Güvenliği ve Türkiye'nin Rolü” konuşuldu.
ABD’nin yeni yönetimi, bölgelerinde lider olan ülkelerle (Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya) iliÅŸkilere özel bir ihtimam gösteriyor. Bu ülkelerin liderleri ile görüÅŸme aralığını sıklaÅŸtırırken, bölgelerinde lider olma potansiyeline sahip ülkelerle (Türkiye, Güney Kore, Güney Afrika gibi) iÅŸbirliÄŸi arayışlarını da artırıyor.
Türkiye’nin yıllardır çözemediÄŸi Ermeni Sorunu, hükümetin Ermenistan’la diyalog giriÅŸimleri ve ABD BaÅŸkanı Barack Obama’nın 24 Nisan’daki konuÅŸmasıyla yeniden gündeme geldi. Türkiye bir yandan Ermenistan ile diyalog zemini oluÅŸturmaya çalışırken diÄŸer yandan Azerbaycan’ı da memnun etmeye çalışıyor. Bunları yaparken Ermeni diasporası ve büyük devletlerinin onlara verdiÄŸi destekle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Ermeni meselesinin çözümü için Türkiye’nin daha fazla enerji harcaması gerekiyor.