Rusya’yla İlişkilerde Yaz Havası

Erdoğan'ın Rusya ziyareti Türkiye'nin Ortadoğu'da ve Kafkaslarda Rusya'yla birlikte büyük aktörlerden olduğunun ve yeni oluşacak küresel güç dağılımını değiştireceğinin sinyalini vermektedir.

Devamı
Rusya yla İlişkilerde Yaz Havası
Rusya'yla İlişkilerde Yaz Havası

Rusya'yla İlişkilerde Yaz Havası

Erdoğan'ın Rusya ziyareti Türkiye'nin Ortadoğu'da ve Kafkaslarda Rusya'yla birlikte büyük aktörlerden olduğunun ve yeni oluşacak küresel güç dağılımını değiştireceğinin sinyalini vermektedir.

Devamı

Erdoğan'ın Rusya ziyareti, Türkiye'nin yeni ekonomi hikâyesini AB ve ABD ile değil, bölgede kendi coğrafi konumuyla, işbirlikleriyle ve kendi imkânlarıyla yazabileceğini göstermesi açısından önemli.

Enerji arz güvenliğinin sağlanması ve dolayısıyla fiyat dalgalanmaların azalması, başta da enflasyon oranının düşmesine katkı yapacaktır.Geçmiş dönemlerde enerji fiyatlarında sürekli hale gelen artışlar hem enflasyonun artışına hem de enflasyonun yüksek kalmasına neden oldu.

Katar'ın sahip olduğu yaklaşık 250 milyar dolar fonun yön arayışı içerisinde olduğu bir dönemde, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımlar için yatırım ortamını iyileştirme konusunda atacağı adımlar sayesinde farklı ülkelere giden fonlar, Türkiye'ye çekilebilir.

Rusya’nın Enerji Tekeli Kırılıyor

Hem TANAP hem de TAP, bölgede bir başarı hikâyesine imza atıyor.

Devamı
Rusya nın Enerji Tekeli Kırılıyor
Türkiye Enerjide Merkez Ülke Olabilir Mi

Türkiye Enerjide Merkez Ülke Olabilir Mi?

Türkiye enerji merkezi olabilir mi?” sorusunun cevabı, Türkiye'nin bölge siyasetinde ve ekonomisindeki yerini doğrudan etkileyecek.

Devamı

Hazar enerjisini taşıyacak olan Türkiye de, Hazar'ın statü belirlenmesinden doğrudan etkilenecek.

Analizde, Hazar Bölgesi’nin sahip olduğu enerji görünümü ve Hazar’ın statü meselesine yönelik çözüm önerileri ile bölge ülkelerinin bu öneriler karşısında aldıkları pozisyonlar irdeleniyor.

Türkiye ve Azerbaycan arasındaki güçlü kardeşlik ve tarihsel bağlılıklarının ticari ilişkilere, özellikle de enerjiye yön vermesi bazı çevrelerin rahatsızlık duymasına sebep oluyor.

Türkiye “enerji merkezi olma yolunda Güney Gaz Koridoru 'nu güçlendirmek adına, Hazar Bölgesi'nde, Kuzey Irak Kürt Bölgesi'nde ve Doğu Akdeniz'de geliştirilecek projeleri hızlandırmalıdır.

Hazar'dan çıkarılacak enerji kaynaklarını Avrupa'ya taşıyacak boru hatları projelerinin çeşitlenmesinde tüm taraflar kazanç sağlayacak.

Akkuyu’nun akıbetini tartışmak yerine, belki yeni nükleer projelere yelken açmalıyız. Küresel rekabet gecikme kabul etmiyor.

İran ekonomik değerini yükseltmek, ekonomide hamle gerçekleştirmek istiyorsa, yalnızca Batı yaptırımlarından kurtulması yetmez. Aynı zamanda özellikle doğalgazda uyguladığı yüksek fiyat yaptırımından da vazgeçmeli.

Son dönemlerde Türkiye, enerjide cesur denilebilecek ve birilerini rahatsız eden adımlar atıyor. “Enerji merkezi” olma hedefinden bahsettiğimizde, bu hedefin ütopik, yani gerçekçi olmadığına dair yapılan eleştirilerin haksızlığı, bugün geldiğimiz noktada ortada.

Çin'in etliye sütlüye karışmayan diplomatik Ortadoğu tutumu meyvelerini topluyor.

Türkiye, sahip olduğu kişi başı gelirini yükseltmek ve bulunduğu orta gelirli ekonomiler grubundan yüksek gelirli ekonomiler grubuna çıkmak için 2002 sonrası dönemde epeyce mesafe aldı.

Hem İran'ın hem de Suudi Arabistan'ın açıklamalarına bakılırsa, bu gerginlikte karşılıklı yaptırımlarla boyut genişleyecek gibi görünüyor. Bu yaptırım araçlarının başında ise petrol geliyor.

Rusya krizi, Türkiye'nin bundan sonraki dönemde enerjide çizeceği yol haritasını belirleyecek nitelikte.

Rusya'nın rasyonel davranışlar içinde olmadığı da göz önüne alındığında, milli güvenlik çanlarının çalmaya devam edeceğini söyleyebiliriz.