Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetiyle dün Budapeşte'deydik. Bu ziyaret Erdoğan'ın 2023'te Macaristan'a ikinci ziyareti. Önceki ziyaret 20 Ağustos'ta Macaristan'ın kuruluş günü kutlamalarına katılım için yapılmıştı. Yine, Macar Cumhurbaşkanı Novak ve Başbakan Orban da bu yıl Türkiye'yi ziyaret etmişlerdi. Dünkü ziyaret 18 Aralık 1923'te Türkiye ile Macaristan arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın yüzüncü yılına denk geldi. Ziyarette Erdoğan'ın Novak ve Orban ile ikili görüşmelerinin yanı sıra 8 bakanın katılımı ile 6. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey toplantısı gerçekleştirildi. 2024 Türk-Macar Kültür Yılı'nın açılışı yapıldı. Macar tarafı at, Türk tarafı Togg hediyesi sundu. 2013'teki ilk YSDK Toplantısı'ndan itibaren Ankara ile Budapeşte arasında birçok konuda güçlü bir işbirliği perspektifi öne çıktı. İkili ilişkiler "geliştirilmiş stratejik ortaklık" aşamasına vardı.
Devamı
Son dönem çatışmalarında devletlerin, terörist yapılar ve diğer devlet dışı aktörlerin, hibrit ve vekil unsurların bir arada ve aklı zorlayan yöntemleri tercih ettiği görülüyor. Dost ile düşman veya müttefik ile tehdit artık iç içe girmiş halde. Çevre kirliliği, iklim değişikliği, toplumsal sorunlar gibi ortaya çıkan yeni kaygı alanları da bahse konu "muammaların" derinliğini artırıyor. Böyle bir resim, doğal olarak, devletleri diken üstünde tutup karmaşık karşı tedbirler geliştirmeye itiyor.
Devamı
Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi, son 20 yılda yüzde 60’tan fazla artış kaydederek Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artırmanın yanı sıra enerji kaynaklı ithalat giderlerinin azalmasında da etkili oluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türk delegasyonu BM Genel Kurulu görüşmeleri için New York’a geldi. Heyetin ana gündemi Türkiye’nin dış politika öncelikleri doğrultusunda uluslararası barış ve istikrarın sağlanması olarak öne çıkıyor. Uluslararası sistemin ilke ve kurallarını belirleyen ve küresel barış ve güvenliği sağlayan bir kurum olarak tasarlanan Birleşmiş Milletler’in ana görevini yerine getirmekte ne kadar zorlandığı malum. Türkiye’nin böyle bir dönemde inisiyatif alarak uluslararası sistemin temel ilkelerini güçlendirmesi küresel barışa katkı sağlayacaktır.
Ekonomiden jeopolitiğe pek çok konunun ön planda olacağı ve yıl boyunca bakanlar, üst düzey yetkililer ve sivil toplum kuruluşları arasında gerçekleştirilen tüm G20 süreçlerinin ve toplantılarının bir sonucu ve doruk noktası olan bu yılki zirve, aynı zamanda büyük küresel zorlukların yaşandığı bir döneme de denk geliyor.
Geçen hafta yayımlanan Almanya’nın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi, bu ülkenin gerek tarihteki güç mücadelelerinde oynadığı rol gerekse günümüz dünya ekonomisinde sahip olduğu ağırlık açısından yakından incelenmeyi hak ediyor. Belgeyi 3 konuda ele almak mümkündür. İlk olarak, kamuoyuna duyurulan söz konusu strateji belgesinin Almanya’nın dünya politikasında oynadığı geleneksel ve tarihsel rol açısından ne anlama geldiği ele alınabilir. İkinci olarak, 1949’da kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nin dış politika çizgisi açısından bu belgenin nasıl yorumlanması gerektiği üzerinde durulabilir. Son olarak, bu belge Almanya’daki mevcut üçlü koalisyon hükümetinin dış politika yaklaşımı açısından da incelenebilir.
Türkiye'nin 14- (28) Mayıs 2023 Genel Seçimleri birçok dış politika analisti tarafından 2023'ün en önemli seçimi olarak tanımlanmıştı. Başta Batı'dan olmak üzere dünyanın birçok köşesinden uzmanlar, basın mensupları, siyasetçiler ve kamuoyları Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı ve AK Parti'nin zaferi ile sonuçlanan seçimleri yakından takip ettiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanlığına seçilmesi Avrupa'da ve birçok Batı ülkesinde beklenmedik bir gelişme olarak yorumlandı. Bu durum Türkiye'de olduğu gibi Batı'da da karar alıcı ve kamuoylarının "uzman" ve "anketçiler" tarafından yanlı bilgilendirilmiş/yönlendirilmiş olmalarının bir sonucudur. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu sürpriz olarak algılayan yerli ve yabancı çevreler Erdoğan'ın ikinci turda kazanacağına kanaat getirdiler. Sonuç olarak Erdoğan'ın seçimi kazandığının anlaşıldığı saatlerden itibaren hızlı bir tebrik dalgasına şahit olduk. Dünya liderleri hızlı bir şekilde Erdoğan'ın zaferini kabul ettiler ve yeni dönemde Türkiye ile çalışma isteklerini dile getirdiler.
Devamı
Erdoğan’ın liderliğinde Türk dış politikası, Batı ile ve büyük güçlerle ilişkilerde “eşitler arası bir ilişki”yi talep eden, kendisine Doğu ya da Batı herhangi bir “dış eksen” tanımlamayan bir tarz benimsediyse; Millet İttifakı Türk dış politikasında daha iddiasız, Batı ile ilişkilerde “yerini bilen” ve dış eksen olarak da belirgin bir şekilde Batıyı benimseyen bir tarzı hayata geçirecekti.
Devamı
Halkın Türkiye’nin böylesi zor bir coğrafyada olması itibariyle ülkeyi bir yandan sıcak çatışmadan uzak tutmayı bir yandan da etkin bir aktör olmayı başaran bir vizyona prim vermesi şaşırtıcı değil.
Nükleer enerji Türkiye’nin yarım asrı aşkın bir süredir enerji tüketiminde yer vermeye çalıştığı bir enerji kaynağıdır. 1956 yılında Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulması ile kurumsal bir kimlik kazanan nükleer enerji konusundaki girişimler, 1957 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na kurucu üye olunmasıyla uluslararası ölçeğe taşınmıştır.
Ukrayna, bugün, Batı'dan finansal ve savaş desteği talebini devam ettirirken; Rusya ise savaşın başlaması ve mevcut gidişat ile ilgili Batıyı eleştirmeye devam ediyor. Rusya'nın daha yoğun Batı desteği ve NATO tankları gelmeden, hızlı bir zafer kazanma arzusu, savaşı bahar döneminde şiddetlendirebilir. Batıda (örneğin ABD'de Cumhuriyetçiler ağırlık kazanıncaya dek) Ukrayna'ya desteğin devam etmesi bekleniyor. Bu doğrultuda da ekonomik etkilerin yeni yılda da biraz hız kesse de devam etmesi bekleniyor.
Güçlü kurumsal yapılar, artan teknoloji yatırımları ve yeni başarılı girişimleri, girişimci kültürü, sağlam ve güçlü altyapısı, Avrupa ile yakın ticari bağları ve 100 milyona doğru yaklaşan nüfusu ile Türkiye, önümüzdeki on yılların yıldızı olabilir.
Pekin'in teknolojik kapasitesiyle rekabet bölge genelinde zor. ABD ve AB gibi küresel güçler de benzer bir sürece maruz kaldı ve Çin ile dış ticarette rekabet etmekte zorlandı. Sonuç itibariyle Afrika-Çin arasındaki ilişkiler adaletli değil ve her geçen gün Çin'in daha fazla yarar gördüğü kronik bir süreç oluşmuş durumda.
2023’ün ilk haftalarında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Güney, Orta ve Doğu Afrika ülkelerine yönelik ziyaretleri Türkiye Yüzyılı’nda Afrika’yı özel olarak konumlandıracağını gösteren bir tavır sergileyeceğinin işaretidir.
Avrupa’nın ve beraberinde dünyanın ciddi bir enerji krizi ile karşı karşıya olduğu bir dönemde gerçekleştirilen bu zirve Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşı ve tahıl koridoru anlaşmasında olduğu gibi ilgili tarafları bir araya getirme ve müzakere masasında birleştirme iradesini ortaya koyması açısından oldukça önemlidir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından yürütülen 'Milli Teknoloji Hamlesi: Türkiye’nin Teknolojik Başarısını Anlamak' projesi kapsamında 19 Aralık Pazartesi günü Üniversitemiz Uğur Oral Konferans Salonu’nda 'Milli Teknoloji Hamlesi Mersin Paneli' gerçekleştirildi.
Türkiye-Azerbaycan müttefikliği rol model olarak görülmüştür. Bu durumun yarattığı heyecan 2009 Nahçivan Anlaşması ile kurulan Türk Konseyi'nin 2021 İstanbul zirvesinde Türk Devletleri Teşkilatına dönüşmesine vesile olmuş ve bu kongrede Türk Devletleri Teşkilatının stratejik rehberi niteliğindeki Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi kabul edilmiştir.
2013'te Yeni İpek Yolu Projesi'nin ilanıyla Çin-Arap dünyası arasındaki ilişkiler daha stratejik hale gelmiştir. Çin'den başlayıp Avrupa'ya uzanan projenin geçiş güzergâhında olan Arap dünyası mevcut girişimle 100 milyar doların üzerinde yatırım almıştır.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Türk Devletler Teşkilatı’nın Semerkant’ta gerçekleştirilen son zirvesini değerlendirdi.
Dünya'nın gündemini belirleyen başat toplantılardan olan G20 Liderler Zirvesi 15-16 Kasım tarihlerinde Endonezya ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Yerli ve milli girişimlerin sürmesi daha bağımsız bir Türkiye için umut vaat etmektedir.