Ekonomik Büyüme mi Enflasyon mu?

Finansal piyasaların birbirine bağımlı hale geldiği günümüzde, Fed'in alacağı kararların küresel piyasalar üzerinde yapacağı etkiler nedeniyle dalgalanmaların odağında yer alan yükselen ülkeler yani gelişmekte olan ülkeler açısından kolay bir konjonktürde değiliz.

Devamı
Ekonomik Büyüme mi Enflasyon mu
Yeni Nesil Yükselen Ekonomiler ve Türkiye

Yeni Nesil Yükselen Ekonomiler ve Türkiye

Türkiye çalışarak, üreterek büyüdü, emekle büyüdü. İşte bizi bugüne kadar geldiğimiz noktada, en pozitif ayrıştıran niteliklerimizden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Zira bu özellik bundan sonrası için de, ekonomimizin can damarlarından olacak.

Devamı

Dünya Nükleer Örgütü (WNA) Ekim 2014 verilerine göre, şu an dünyada 31 ülke elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla nükleerden faydalanıyor. Bu totalde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke sayısı neredeyse denk.

Grup çıkarlarına ve başarısına odaklanan asabiyenin, ümmetin maslahatını yok ettiğine Irak'ta ve Suriye'de birçok örnekle şahit olduk.

AK Parti Hükümetine muhalefet eden kesimler uzun bir süreden beri ve şimdilerde de Türkiye'de basın özgürlüğü olmadığı tezini işliyorlar.

Petrol etkisinin 2016'da zayıflayacağını göz önüne alarak, rehavete kapılmamamız ve uzaklara odaklanıp dönüşüme ağırlık vermemiz şart.

Kıtalar Arası Ekonomi Haritasında: Yeni Ekonomi

Eğer dünyanın ekonomi haritasını oluşturursak, Yeni Türkiye'nin Yeni Ekonomi hedefini haritanın her bölgesinde olmak olarak ifade edebiliriz. Bu haritada Türkiye'nin ağırlığının arttığı bölgelerin başında da Güney Amerika geliyor.

Devamı
Kıtalar Arası Ekonomi Haritasında Yeni Ekonomi
Dünyanın quot Merkez'i İstanbul'da

Dünyanın "Merkez'i İstanbul'da

G20 ülkelerinin Merkez Bankası Başkanları, İstanbul'da bir araya geldi. Dün ve bugün dünyanın önde gelen Merkez Bankalarını ağırlayan G20 toplantılarında, küresel ekonomik görünüm ve riskler tartışılıyor.

Devamı

FED'in faiz artırımına ne vakit gideceğine dair küçük bir haber dahi, global piyasaların tansiyonunu yükseltmeye yetiyor.

Demografik faktörler, bir ülkenin ekonomik dinamiklerini şekillendiren unsurların başında geliyor. Özellikle geleceğe dair projeksiyonlar yaparken, ülke nüfusunun yapısının ne yöne evirileceği önem taşıyor.

Genelde etliye sütlüye karışmayan Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap devletlerinin, geçtiğimiz hafta Yemen konusunda bir olup harekete geçmeleri, dikkat çekmekle birlikte aslında tuhaf değil.

Dış politika analizlerindeki en sorunlu şey ise, Türkiye'nin bölgedeki ülke bazlı politikalarının İran ve S.Arabistan arasındaki mücadeleye endeksli okunmasıdır.

İlk çeyrekte AB'ye ihracatımız yıllık bazda dolar olarak % 12,3 düştü ancak bu dönemde euro da, dolar karşısında % 18'e yakın değer kaybetti. O halde aynı ihracata euro cinsinden bakalım dediğimizde, %6,5 oranında bir artışa şahit oluyoruz. İşte bu da, AB'de pazar payımızı arttırdığımıza işaret ediyor. Bununla birlikte, dünya ticaretinden neredeyse hiç bir ülkenin arzu ettiği desteği alamadığı bir dönemden geçiyoruz.

FDI güvenini ölçen endeks çalışması, sıralamaya giren Türkiye'nin G20 Başkanlığına dikkat çekerken, büyüme ajandamızdaki önceliklerin de altını çiziyor.

Türkiye'de ise ne yazık ki tam manasıyla tartışamadığımız ve yalnızca siyaset açısından konuştuğumuz başkanlık sisteminin ekonomide ne gibi bir değişim yaşatacağı konusu, siyasi tartışmaların gölgesinde kalıyor.

Keyfi bir türlü tam yerine gelemeyen dünya ekonomisi, 2015 yılının ilk çeyreğinden de umduğunu bulamadı.

Türkiye ekonomisinin güçlü performansı, minimum risk ve maksimum reformdan oluşan akılcı bir formüle bağlı.

Son dönemlerde dünyada doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıyla öne çıkan Çin'den yatırım çekmek, ithalat artışı yüzünden oluşacak dış ticaret açığını rahatlıkla finanse edebilir.

“Bir ayağım temel ilkelerde sabit durdu, diğer ayağımı da başka diyarları gözlemlemek için kullandım.”

Milattan sonra Doğu'dan Batı'ya kayması yüzyıllar alan global ekonomi, Batı hâkimiyetini ise işte bu 10 yıllık süre içinde inanılmaz bir hızla yitirdi.