Geçtiğimiz Cumartesi sabahı, rehin tutulan vatandaşlarımızın kurtuluşu haberiyle güne sevinçle başladık. Her biri paha biçilmez 49 cana zarar gelmeden elde edilen bu güzel sonucun, milli güvenlik açısından anlamı büyük
Devamı
2015 yılında dönem başkanlığını yürütecek olan Türkiye ise, G-20 ülkeleri arasında hem sahip olduğu siyasal vizyon hem de büyüyen ekonomisiyle stratejik bir yerde duruyor.
Devamı
Davutoğlu için Başbakanlıktaki en temel sınav kendi oluşturduğu ve büyük emek verdiği etkin dış politikayı nasıl ne şekilde sistemleştirip sürdürülebilir kılacağıdır.
Türkiye'yi bölgesel bir güç olmaktan ziyade küresel bir merkez konumuna taşıma isteği, Davutoğlu'nun bu siyaseti Başbakanlığı döneminde de devam ettireceği öngörülmektedir.
MIKTA nedir? MIKTA'nın öncelikli alanları ne olmalıdır? MIKTA'nın ülke ekonomilerine katkıları nasıl olacaktır?
Analiz, BRIC ve MINT ekonomilerini mercek altına alarak geleceğe dair beklentileri ortaya koymakta ve yatırımcılar açısından MINT'in nasıl bir yeni soluk olabileceğini tartışmaktadır.
Kırılgan beşli tartışmaları bir makroekonomik temele dayanıyor mu? FED'in politika değişikliği sonrası oluşan ortamda düşünmemiz gereken ekonomi-politik konular nelerdir?
Devamı
Türkiye'nin, başta komşuları olmak üzere bütün ülkelerle ekonomik ve siyasi alanda işbirliğini temel alan bir ilişki içerisinde olması rasyonel politikanın gereğidir.
Devamı
Türkiye'nin kendi çıkarlarını önceleyen politikalarından rahatsız olan çevrelerin Türkiye'yi alışageldikleri sulara döndürmeye çalışmaları uluslararası sistemin güç politikasının doğası gereğidir.
Yeni Asya gazetesinin sorularını cevaplayan SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırma Asistanı Yavuz Güçtürk, Türkiye'nin kendi insan hakları sorunlarını çözmeden, başka ülkelere model olmaktan söz etmesinin doğru olmayacağı değerlendirmesinde bulundu.
Yüksek faiz- düşük kur filmi daha önce bu ülkede izlenmiş ve bu politikanın en önemli sonucu olan yüksek cari açık, düşük ekonomik büyüme ile telafi edilmiştir. Bu da GSYH'nın düşük seviyelerde gerçekleşmesine neden olmuştur.
19. yüzyıl Avrupa ve 20. yüzyıl Amerikan çağı olsa da, 21. yüzyılın Asya'nın öncülüğünde daha global bir çağa dönüşeceği öngörülmektedir.
Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?
Türkiye ekonomisi, global ekonomik krize rağmen 2009 yılının son çeyreğinden itibaren geçen 13 çeyreklik dönemde büyümesini aralıksız sürdürdü.
Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye yükselmesi ile olası sermaye girişleri TL'nin değerlenmesine neden olabilir.
SETA'nın hazırladığı çalışmaya göre, 2012 yılı II. çeyreğinde ekonomik büyüme aralıksız devam ediyor. Raporda büyümenin lokomotifi olarak ise ihracat gösteriliyor.
SETA’nın hazırladığı çalışmaya göre 2012 yılında yüzde 4 büyüme hedefinin üstünde bir büyüme oranı gerçekleşecek.
1- 2 Şubat 2007 İstanbul Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi
2007 yılı Türkiye için zor geçecek. Siyaset arenasında son dört yılın biriken hesaplaşmaları bu sene içerisinde farklı ‘mevziler’ üzerinden yürütülecek. AKP iktidarı, hükümete geldiği ilk iki yıl boyunca, ekonomik alanda küresel likiditenin sağladığı rahatlama, siyasal boyutta ise Irak işgaline ortak olmamanın sağladığı imkanları bu yıl içerisinde bulamayacak. Nerdeyse tamamen ‘rölantide’ geçen 2006 senesinin ardından, tehir edilmiş birçok sorun ve dosya ülke gündemini işgal edecektir. İşte bu müşkilatlı tablo içerisinde, Türkiye’nin en can alıcı sorunlarının başında, son 5 yılın oldukça avantajlı küresel şartlarına rağmen, ekonomik yönsüzlüğü aşacak adımların atılamamış olması gelmektedir
ABD 1904 yılında Küba, Porto Rico, Guam ve Filipinlerin tamamını ele geçirdiğinde dönemin Amerikan Başkanı William McKinley bu ‘Yeni Roma’ idealini kayda değer bir şekilde ifade etmiş ve bunu ‘beyaz adamın yükü’ olan ‘medenileştirme misyonuyla’ birleştirmişti: “…Bütün bu yerleri almaktan başka çaremiz kalmamıştı. Şimdi Filipinlileri eğitmemiz, medenileştirerek seviyelerini yükseltmemiz, Hıristiyanlaştırmamız ve İsa’nın da kendileri için olduğu insanlar olarak onlar için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.” Amerika’nın askerî ve ekonomik bir imparatorluk olma ideali artık teolojik bir nitelik kazanmıştır. Başkan McKinley’den tam bir asır sonra Başkan Bush, Amerika’nın teröre karşı mücadelesini benzer referanslarla meşrulaştırmaya çalışıyor.
Küresel ekonomideki dengesizlikler yapısal derinlik kazanma yolunda hızla ilerliyor. Cari açıklar, sermaye hareketleri, enflasyon sıkıntıları ve gelir dağılımı eşitsizlikleri en başta gelen sıkıntılardan. Amerika küresel tasarrufları kontrol etmeye devam ediyor. Dünya genelindeki net tasarruf akışının üçte ikisi Amerika’ya yönelmiş durumda. Japonya ve Almanya gibi ülkeler Amerika’nın ithal ettiği kapitalin yarısına denk gelen kapitali ihraç etmeye devam ediyorlar. Amerika geriye kalan kapital akışını ise orta ölçekli ülkelerden karşılıyor. Petrol üreticisi ülkeler bu pastada büyük bir yer tutmuyor, Çin hatta düşük gelirli ülkelerden Hindistan, Endonezya ve Nijerya da paylarına,