Halep'in Geleceği ve Türkiye'nin Güvenliği

Türkiye açısından şüphesiz en önemli risk ise, Suriye'nin kuzeyinde oluşan PYD koridorunun, PKK açısından daimi bir barınak haline dönüşmesidir.

Devamı
Halep'in Geleceği ve Türkiye'nin Güvenliği
Fırat ın Batısı Üzerinden Nusra Destekçiliği Tehdidi

Fırat’ın Batısı Üzerinden Nusra Destekçiliği Tehdidi

Hasan Basri Yalçın, PYD lideri Salih Müslim’in, ABD'nin öncülüğü olmadan Fırat'ın batısına geçmeyeceklerine ilişkin açıklamasını yorumladı.

Devamı

Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gerginliğin aslında yüzde kaçı iki ülke arasındaki ilişkilerle ilgili?

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

Murat Yeşiltaş, 1 Kasım seçimlerin ardından Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini yorumladı.

Hacı Bekir, gökten zembille indirdiği Ebu Bekir El-Bağdadi'ye liderlik vasfını kazandırıp gücünü konsolide etmek için suikastan haraca kadar geniş spekturumlu bir eylem planını hayata sokmuş ve bunda da başarılı olmuştur.

IŞİD'in Yükselişi ve Ortadoğu'da Yeni Dönem İhtiyacı

Bölgesel güçler aşırı örgütlerle mücadelede makul bir işbirliği zemini yaratmak durumundalar.

Devamı
IŞİD'in Yükselişi ve Ortadoğu'da Yeni Dönem İhtiyacı
IŞİD Tam Bir Truva Atı Arkasında Baas İran ve Rusya

IŞİD Tam Bir Truva Atı, Arkasında Baas, İran ve Rusya Var

Star gazetesinden Fadime Özkan'a konuşan SETA Ankara Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, IŞİD'in Suriye'ye sokulmuş bir Truva atı ve arkasında Baas, İran ve Rusya'nın olduğu düşüncesinde.

Devamı

IŞİD dediğimizde görünmeyen tarafı görünen tarafından daha derin olan bir örgütten bahsediyoruz. Tam olarak El-Kaide değil ama El-Kaide kaynaklarından besleniyor.

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye rejimine karşı savaşan ve Özgür Suriye çatısı altında olmayan her grubun radikal ve terörle bağlantılı grup olarak lanse edildiğini ancak Suriye'de açık bir şekilde teröre bulaşanın öncelikle Baas rejimi olduğuna dikkat çekti.

17 Aralık Operasyonu'nun uluslararası boyutuna ilişkin yorumlarda bulunan SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Başbakan Erdoğan'ın şahsında Türkiye'nin radikal unsurlara destek veren bir ülke konumuna getirilmeye çalışıldığını belirtti.

Sakalı olan, tetiğe basarken “Allahu Ekber”diyen her Ortadoğulu'ya radikal, Selefi, terörist vs. sıfatlarını yapıştıran bir iç ve dış kamuoyu mevcut. Bu da Suriye'de savaşan gruplara yönelik bir kimlik tespiti yapmayı ve Suriye meselesinin genelini okumamızı zorlaştırıyor.

Batı'nın Ortadoğu veya İslam dünyası için çizdiği terörist imajını içselleştirme konusunda mahiriz.

ABD yönetimi, müdahalenin gerekliliğine kendisini inandırmış gibi görünse de ciddi endişelere de sahip. Çarşamba günü Senato ve Kongre'nin Dış İlişkiler Komiteleri'nde gerçekleşen Suriye tartışmalarına baktığımızda, ABD'nin müdahale konusunda endişeler taşıyan önemli bir kesiminin olduğu anlaşılıyor.

Geçilmedik kırmızı çizgi kalmamışken ABD'nin Suriye'de sessiz kalabilme konforu gittikçe daralıyor. Herşeye rağmen ABD'nin Suriye'de “rejimi düşürecek” bir askeri müdahale peşinde olmadığı da anlaşılıyor. Fakat, ABD'nin özellikle bu olaydan sonraki sessizliği ABD için iki ağır maliyet üretiyor.

PYD, bugünlerde yürüttüğü propaganda kampanyası gereği çatışmaları El-Kaide teröristlerine karşı laik PYD'lilerin kahramanca Kürt halkını savunması olarak göstermeye çalışsa da gerçek resim çok farklı.

Kuzeydeki çatışmalara ilişkin üç ana sebebin altını çizen komutanlar, bunlardan ilkinin muhaliflerin gücünü coğrafi olarak bölme çabası olduğunu ifade ediyorlar.

Türkiye, kısa vadeli Kürt devleti tartışmalarından ziyade uzun vadeli Suriye'de kaosun sona erdirilmesi tartışmalarına yoğunlaşmalı ve Suriyeli Kürtler analizini sadece PYD üzerinden yapmamalıdır.

Avrupa Birliği (AB)'nin, Suriye meselesine yaklaşımına bakıldığında, karşımıza ortak tutum sergilemekten aciz bir AB tablosu çıkıyor. Bu tablodaki en büyük ayrışma ise İngiltere ve Fransa ile bu iki ülkenin karşısında konumlanan Almanya arasında yaşanıyor.

Tüm gündem saptırmalara rağmen Suriye'de hâlâ çatışan iki grup var: Baas rejimi ve Suriye halkı. Gerisi teferruat ve uluslararası toplumun pasifliği için yapay bir bahanedir.