Yeni Bir Siyasi Süreç

Dün AK Parti Genel Merkezi'nde 1 saat 35 dakika süren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özel görüşmesi ile yeni bir siyasi süreç başladı.

Devamı
Yeni Bir Siyasi Süreç
Özel in Yeni Siyaset Tarzı Nereye Kadar

Özel’in Yeni Siyaset Tarzı Nereye Kadar?

CHP Genel Başkanı Özel, grup başkanvekilliği dönemindeki "polemikçi" tarzından farklı bir siyaset üslubu sergiliyor.

Devamı

Partiler ve liderler 31 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken siyasetin yeni dönemde nasıl şekilleneceği merak konusu.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 89. sayısı raflarda yerini aldı.

Bu analiz 31 Mart’a giderken 2023 seçimleri sonrasında CHP’de başlayan yeni dönemi ve yerel seçimlere doğru ilerleyen süreci incelemektedir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) "31 Mart'a Doğru Türkiye" başlıklı panel düzenlendi.

1 Nisan Üzerine Belirlenimler

Yakın dönemde Rusya-Ukrayna Savaşı'na yönelik geliştirdiği diplomatik açılımlar, Suriye ve Irak'taki terör örgütleriyle askerî mücadelesi, Gazze'deki insanlık dramına karşı duruşu ve savunma sanayii hamleleri ekseninde uluslararası kamuoyunun radarına giren Türkiye, 2023 yılında hem sosyo-ekonomik hem de siyasal kazanımlarını koruyup geliştirme hususunda kritik görülebilecek bir Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Seçimleri'ne sahne oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı, seçimlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde başarılı sonuçlar elde etti. 100. yıldönümünü kutlayan Türkiye'de Erdoğan'ın karizmatik liderliği ve Cumhur İttifakı'nın ortaya koyduğu stratejik akıl bir kez daha karşılık buldu. Dolayısıyla 2023 seçimlerinden siyasal gücünü koruyarak çıkan Cumhur İttifakı bileşenleri 31 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlere sosyo-psikolojik üstünlükle giriyor.

Devamı
1 Nisan Üzerine Belirlenimler
Siyasi Partilerin Finansmanı ve CHP nin Para Sayma Görüntüleri

Siyasi Partilerin Finansmanı ve CHP’nin Para Sayma Görüntüleri

Son on gündür gündemin öne çıkan başlıklarından birisi CHP'li bazı isimlerin bir avukatlık ofisinde kaydedilmiş olan para sayma görüntüleri. Kamuoyunda tepkiyle karşılanan bu görüntüler üzerine, kısa sürede İstanbul Başsavcılığı harekete geçmiş, soruşturma başlatmış, şüpheli ve tanık sıfatıyla bazı isimleri ifadeye çağırmıştır. Yani artık bu görüntülerdeki eylemler sadece kamuoyunun değil yargının da gündemi olmuştur. Medyaya yansıyan bilgilere göre soruşturma çok uzamadan olayın arka planı açığa çıkarılacak gibi görünüyor.

Devamı

31 Mart yaklaştıkça seçim gündemi de yoğunlaşıyor. Bu yoğunluğu artıran temel tetikleyici ise İstanbul'da yaşanan kritik rekabet. Zira İstanbul seçimleri, gerek sosyal gerekse geleneksel medyada Türkiye'nin geriye kalan tüm yerlerinin toplamından daha fazla konuşuluyor, tartışılıyor. Nitekim Murat Kurum ile Ekrem İmamoğlu arasındaki rekabet kritikleştikçe İstanbul'un gündemde edindiği yer daha da artıyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.

31 Mart yerel seçim kampanyaları son 30 güne hızlı bir tempoyla giriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın il mitingleri hız kesmezken CHP Genel Başkanı Özel de giderek selefi Kılıçdaroğlu gibi kurumların (mahkemenin) önüne giden ve "hesap sorma" temalı sert söylemler kuran bir kampanyaya yöneliyor. Erdoğan'ın "CHP'de iktidar kavgası var, bunlar mı şehirlerimize hizmet edecek" ve "Merkez ile yerel birlikte çalışmalı" söylemlerine karşı Özel de bütün tuşlara basan bir söylem hareketliliği sergiliyor. Konuşmalarında bazen ekonomi başta olmak üzere genel siyasetin konularına değiniyor bazen de CHP'deki değişimcilerin ideoloji boşluğunu doldurmak istercesine polemikler üretiyor.

Yerel seçimlere 36 gün kala siyasi partilerin kampanyaları düşük tansiyonda seyrediyor. Düşük tansiyondan kastım sert polemikler, keskin ötekileştirmeler ve kutuplaşma dönemine henüz girilmemiş olması. Yani başat bir beka söyleminin öne çıkmaması.

Her yerel seçim döneminde olduğu gibi 2024 seçimleri için de en çok konuşulan büyükşehirlerin başında İstanbul geliyor. Birçok partinin adayını açıklamasına rağmen İstanbul'da seçim yarışı esas olarak Murat Kurum ile Ekrem İmamoğlu arasında. Bu noktada Kurum, seçim kampanyasını büyük oranda sahada sürdürürken söylemlerinde ise proje ve vaatlere odaklanıyor. İmamoğlu'nun ise 2019 yerel seçimlerindeki strateji ve söylemini büyük oranda tekrar ettiği görülüyor. Özellikle 2019'da kullandığı "Ya Kanal Ya İstanbul" sloganı etrafında şekillendirdiği ve geniş bir seçmen kesiminde ortak bir tepki oluşturma amacı taşıyan stratejisini yeniden kullanıyor.

Ekrem İmamoğlu ve CHP, Başak Demirtaş'ın adaylık çıkışı sonrası büyük bir paniğe kapıldı. Zira "Demirtaş" soyadı, İstanbul'daki DEM Partili seçmenleri kendine çekebilecek bir albeniye sahipti. Dolayısıyla CHP'nin kurumsal olarak kurmayı başaramadığı ittifakı İstanbul'da ve "taban"da oluşturacağını söyleyen İmamoğlu'nun iddiası boşa düşecek, diğer bir ifadeyle seçimleri kazanma şansına büyük bir darbe olacaktı. Bu riski fark eden İmamoğlu ve ekibi, CHP'nin artık klasikleşmiş mekanizmasını hemen işletti. Tıpkı 2023 seçimlerinde olduğu gibi tehdit unsuru olarak görülen kurum ve/veya isimler kamuoyu nezdinde hedef haline getirildi. CHP'nin sahip olduğu tüm kurumsal kapasite ve medya gücü kullanılarak DEM Parti ve Demirtaşlara yönelik doğrudan ve dolaylı saldırıları ve bir tür itibarsızlaştırma hareketi başladı.

İYİ Parti'den sonra YRP ve DEM Parti'nin kendi adayları ile seçime girme kararı siyasi partilerin konumlanmasını değiştiren bir trende işaret ediyor. Üçüncü yol tartışmasının canlanacağı bir yeni siyasi topoğrafya oluşuyor. Cumhur İttifakı cenahında YRP haricinde ittifak olgusu kendisini korurken muhalefette yepyeni bir müstakil siyaset arayışı öne çıkıyor. Partiler kendi özgül ağırlıklarını gösterme niyetindeler. Bu ağırlığın 2028 seçimlerindeki olası ittifak ve işbirliği pazarlıklarında etkili olacağını düşünüyorlar. "Ötekinin kaybetmesi için bunu destekleyelim" havası büyük oranda kayboldu. Önce muhalefetteki panorama ile başlayalım.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 81. sayısı raflarda yerini aldı.

CHP'de değişim tartışması çok partili hayata geçişle başlar. 1946 sonrası değişim tartışmasının odağını "halka gitmek" oluşturur. Hatta 1946 seçimlerine gidildiği dönemde, uzun süredir milletvekilliği devam eden bazı milletvekili adayları, "ne yani şimdi biz seçilmek için halkın ayağına mı gideceğiz" demişlerdir. "Halka rağmen halk için" anlayışı ile şekillen parti politikası, halka gitmeyi bir "yük" olarak görmüş, değişimi küçümsemiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda mart yerel seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere muhalefetteki belediyeleri alma hedefini yineledi.

Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kaybetmesinin tetiklediği "değişim" tartışması şimdilerde CHP'yi bir "kaybet-kaybet" denklemine çekiyor.