Bu Ãœlke Kimin?

Bu ülkenin kimin olduğu gayet açık! Ve bu ülkenin sahipleri Suriyeli mültecilerin uygun bir program ve esaslar çerçevesinde vatandaş olmasını istiyorlar. Sadece duygusal değil, akılcı bir perspektifle de istiyorlar.

Devamı
Bu Ãœlke Kimin
Sosyal Yardımlarda Yeni Sistem Arayışı

Sosyal Yardımlarda Yeni Sistem Arayışı

Sosyal yardım sisteminin en baştan dönüşümü sağlanırken, yeni sistem için hem sosyal yardım anlayışındaki reformu, hem de uygulamaların etkinliğini gösteren yeni bir isimlendirme yapılması gerekiyor.

Devamı

Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Ekonomik kalkınmanın da, sosyal gelişmenin de önemli kaynağı, çeşitlilik. Göçmenler ise bu çeşitliliği fazlasıyla taşıyor.

Dallas olaylarının Amerikan toplumuna bir kez daha hatırlattığı ve geçmişte kaldığı sanılan toplumsal çatışma korkularının nüksetmesine sebep olan ırk ayrımcılığı meselesinin, toplumsal ve sosyo-ekonomik sebepleri ortadan kalkmadıkça Dallas benzeri olayların devamını göreceğimiz kesin.

Sokak ortasında, Suriyeli mültecilere destek veriyor diye bir milletvekili bir İngiliz tarafından öldürülüyor. Ve bu kişi birçoklarınca kahramanlaştırılıyor.

AB'de bir sızma başladı. Dolayısıyla AB üyeliği konusundaki sorgulamalar ve AB'ye dair kurumsal kuşkular artacak.

Üretim Ekonomisine Geçeceğiz Ama Nasıl?

Türkiye, 2015 verilerine göre dünya GSYH'sinde sahip olduğu 18. sıradaki yerini ihracatta da gösterebilseydi, bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri sıralamasında çok daha üst sıralara oturacaktı.

Devamı
Üretim Ekonomisine Geçeceğiz Ama Nasıl
Finans Sisteminin Değişime İhtiyacı Var

Finans Sisteminin Değişime İhtiyacı Var

Türkiye ekonomisinin geleceğini ilgilendiren konularda cesaret ve irade varsa çok şey değişebilir.

Devamı

SETA Genel Koordinatörü Duran, SETA 2015 Avrupa İslamofobi Raporu'nda elde ettikleri bulguların önemine dikkat çekerek, "İslamofobinin bir insanlık suçu olarak kabul edilmesi gerekir." dedi.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Karagöl: "Petrol fiyatlarındaki düşüşün yanı sıra askeri harcamaların da artması, ekonomileri yüksek oranda petrol ve doğalgaz gelirlerine bağlı ülkeleri zor durumda bırakacak"

AB'nin Türkiye'ye yönelik politikalarında esasen zorunlu bir siyasi taviz olarak görülen vize muafiyetinden öte bir paradigma değişikliğine ihtiyaç vardır.

Bugün Türkiye’nin önünde iki seçenek vardır. Adı konulmuş bir tam başkanlık sistemine geçiş birinci seçenektir. İkinci seçenek ise siyasi aktörlerin, sistem krizini yok sayıp, kelimenin tam ve doğru kullanımı ile fiili bir başkanlık sistemini uygulamaya koymasıdır.

Ekonomik krize bel bağlayanların, sistem krizini siyasi kriz olarak lanse etmelerinin bir anlamı yok. Bu kesimin kriz tellâllığı yapmak yerine, yönetim sistemindeki değişim zorunluluğunu tartışmaları ülke için daha faydalı olacaktır.

Hem faizlerin düşmesi hem de enflasyonun düşmesi yalnızca Merkez Bankası'ndan beklenilemez. Bu dönemde, Merkez Bankası'nın yanı sıra, bankalar ve BDDK'nın da süreçte yer alması gerekiyor.

Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde, siyasetten bağımsız bir ekonomiden bahsedemeyiz. Aslında bu durum, yalnızca gelişmekte olan ülkeler için geçerli değil.

Yeni başkanın, Obama’dan çok farklı bir Ortadoğu politikası izlemesi kolay olmayacak. Zira Amerikan halkı Ortadoğu’da siyasi sorunların adeta çözülmesi imkânsız hale geldiğine ikna olmuş durumda. Yeni başkanın kamuoyunu yeni bir dış politika aktivizmine ikna etmesi çok zor.

Petrobras’ın sorumluluğunu Rousseff’in şahsında İşçi Partisi’ne atıp diğerlerini aklama ve Temer’in cumhurbaşkanlığında soruşturmayı yönetme çabası mevcut görevden alma girişiminin altında yatan başlıca nedenler.

Başkanlığa Murat Çetinkaya'nın atanması, bankanın içeriden atama ve kurumsal devamlılık geleneğini sürdüren bir adım olduğu için piyasalar tarafından olumlu karşılandı.

Hem 2016 yılı ekonomik büyümesi için, hem de Türkiye'nin gelişmiş ülke ekonomiler arasına girebilmesi için, 2012 yılında büyüme hedefinin düşürülmesine neden olan problemlerin çözülmesi elzem.

İstanbul Finans Merkezi (İFM), faizsiz finansal araç alternatifi sunarak, sermaye sahiplerinin yatırımlarını Türkiye'de değerlendirmesinde öncü rol üstlenebilir.

Türkiye – ABD ilişkileri, YPG ile ilgili gelişmeler sonucu 13 sene sonra en krizli noktasında. Gelinen noktada, ABD’nin durumu, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ABD müttefiklerini ciddi bir biçimde düşündürüyor. Çok dramatik bir değişim yaşanmazsa, 2016 da tıpkı 2003 gibi ikili ilişkiler için kayıp bir yıl olabilir.