TÜSİAD Korkuyor mu, Korkutuyor mu?

TÜSİAD, bu kritik dönemde kimin değirmenine su taşıdığının farkına varmalı. Ekonomi konularında pozitif ve yapıcı bir dil kullanılması gerekiyor.

Devamı
TÜSİAD Korkuyor mu Korkutuyor mu
Avrupalılar Kendi Derdine Yansın

Avrupalılar Kendi Derdine Yansın

Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupalı ülkeler, bırakın kendilerini doğrudan ilgilendiren küresel sorunlara müdahil olmayı, kendi içindeki sorunları çözüme kavuşturamadı.

Devamı

15 yıl içinde üç büyük şok ve travma yaşamış Amerikan toplumunun siyasal olarak bu travmalardan etkilenmesi ölçeğini, geleneksel parti fay hatlarında görmek en büyük yanılgıydı.

Türkiye son 10 yılda izlemiş olduğu istikrarlı politikalar sayesinde Sahra-altı Afrika bölgesinde yumuşak gücünü en hızlı artıran ülke olmayı başarmıştır.

Kısa sürede 200 milyar lira büyüklüğe ulaşması hedeflenen Türkiye Varlık Fonu, kısa vadeli ekonomik şokların önüne geçilmesinde sigorta görevi üstlenecek.

'ABD'yi yeniden büyük yapma' emelindeki Trumpizm 'popülist' ve 'açık sözlü' karakteri ile Batı demokrasilerinin 'liberal' iddialarının iyice döküldüğü bir dönemi temsil edebilir.

Başkanlık Seçimi, FED ve Dolar Üçgeninde Türkiye Ekonomisi

“Dolar yükselmeye devam edecek mi?” endişesinin yerine, ülke ekonomisinin makroekonomik göstergelerini güçlendirecek adımlara ihtiyaç var.

Devamı
Başkanlık Seçimi FED ve Dolar Üçgeninde Türkiye Ekonomisi
Başkanlık Seçimleri ve Amerikan Halkının Değişim Talebi

Başkanlık Seçimleri ve Amerikan Halkının Değişim Talebi

Amerikan halkı başkanın spesifik politikalara hakim bir teknokrat olmasının ötesinde liderlik vasıfları taşımasını bekliyor.

Devamı

Bu kadar süre faiz indirimine dair hiçbir şey yapmadan bekleyerek, bankalar önemli bir kâr ettiler. Ancak bireysel veya kurumsal kazanımın orta ve uzun vadede ülke ekonomisine de katkı yapması gerekir.

Türkiye ekonomisinin yıllarca yumuşak karnı olan finansal sistemin kırılganlıkları kullanılarak yapılan ve yapılması muhtemel girişimlere karşı verilecek en iyi cevap, yine aynı alanda, yani finansal sistemin güçlendirilmesinden gelir.

Ekonominin sorun trilemması olarak görülen ve köşelerinde enerji, finans ve Ar-Ge'nin bulunduğu üçgenin çözülmesi, Türkiye ekonomisini yüksek gelirli ekonomiler grubuna taşıyacaktır.

Hem Clinton hem de Trump DAEŞ’i bitirme vaadiyle kampanya yapıyor ancak her ikisi de Amerikan askerlerinin sahaya inmeyeceği vaadini de yineliyor.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarındaki tutarsızlık ve yanlılık, artık gelenek haline geldi. Bu durum, özellikle ülke ekonomilerine getirdiği maliyet dikkate alındığında, bir suç oluşturuyor.

2008 küresel ekonomik krizinden başarıyla çıkan, tüm kaos ve darbe girişimlerine güçlü duran ülke ekonomisini görmezden gelen kredi derecelendirme kuruluşlarının birden Türkiye'ye karşı ilgileri arttı.

İslam karşıtı, yabancı düşmanı ve AB karşıtı partilerin yükselişi sadece Almanya’da söz konusu değil. Fransa, Hollanda, Avusturya ve İngiltere gibi ülkeler bu konuda çok daha fazla yol aldılar.

Yakın geçmişte gelişmiş ülkelerin gündemine girmeyen fakir ve gelişmekte olan ülkelerin, ortaya çıkan gelirden gelişmekte olan ülkelerin nasıl yararlanacağı öne çıkmaya başladı.

Türkiye, maalesef ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası benzeri özerk kuruluşların, kendi faaliyet alanlarını, ülkenin genel gündeminden soyutlayarak çalıştığı bir anlayışı geçmişte tecrübe etti.

Türkiye, Hangzhou Zirvesi'nde de G20'ye zengin katkı sunmaya hazır...

Her ne kadar G20 Zirvesi'nin gündemi ekonomi ağırlıklı olsa da son dönemde dünya gündemini meşgul eden konuların en başında güvenlik problemleri ve göç sorunu yer alıyor.

DAEŞ, PKK ve FETÖ terör örgütlerinin isimlerinin farklı olmasının bir anlamı var mı? Yapısal kodları ve hedefleri aynı. Vardiya sistemine geçmiş gibi, birinin bıraktığı yerden diğeri başlıyor.

Geçmiş dönemde, ekonomi kurumlarındaki FETÖ varlığı ve bu varlığın yönlendirilmesiyle alınan kararların, ülke ekonomisine ne denli zarar verdiği ortada.