SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli de Irak'ın özellikle İngilizlerin işgal süreciyle kendi gerçeğiyle uyuşmayan yeni devletleşme sürecine mecbur bırakıldığını ifade etti.
Devamı
Türkiye hızla seçim maratonuna girdi. Planladıkları siyasal iletişim stratejisi etrafında önce Cumhurbaşkanı adayları tek tek manifestolarını açıkladılar, ardından partiler seçim müziklerini, sloganlarını, afişlerini ve beyannamelerini hazırladılar.
Devamı
24 Haziran sonrası geçilecek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye'nin yapısal dönüşümünü tamamlamak, bu dönüşümün sağlayacağı avantajla da demokratik ve ekonomik kalkınmayı bir üst seviyeye çıkararak muasır medeniyetler seviyesini aşmak hedeflenmektedir.
24 Haziran seçimleri, ‘Eski Türkiye’ ile ‘Yeni Türkiye’ arasındaki iktidar mücadelesinin oylanacağı, Türkiye tarihinin en politik seçimleridir. Değişimin aktörü konumundaki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na/AK Parti’ye verilecek oylar milletin kendisine vereceği oylardır. Bu oylar, millet iradesine dayalı bir siyasi düzenin inşasının ve bağımsızlık mücadelesinin devamına sunulacak destek niteliğindedir.
AK Parti'nin 24 Haziran seçimlerine yönelik manifestosunun klasik bir seçim manifestosu olmanın ötesinde kurucu bir metin olduğu görülüyor.
Seçmenlerin önlerine konan ittifakların sadece seçime gidilen süreçle ya da seçimi kazanmakla sınırlı olmadığının altını çizmek gerekir. Kurulacak ittifaklar, nasıl bir yönetim tarzı ve siyasi düzen ortaya koyacaklarıyla yani seçimden ziyade seçimden sonrasıyla ilgilidir.
Türkiye ile AB arasındaki ilişki elli yılı bulan tarihi boyunca inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Bu süreçte ikili ilişkileri etkileyen birçok faktör olmasına rağmen bazı konuların temel parametre olarak ön plana çıktığı görülmüştür. Özellikle Soğuk Savaş döneminde NATO üyesi Türkiye'nin Batı dünyasının güvenliğine sağladığı katkı AB ile ilişkileri belirleyen temel faktör olmuştur.
Devamı
Arap Birliği, son yıllarda birçok bölgesel konuda gösterdiği başarısız performanstan dolayı Arap kamuoyunda saygınlığını kaybetmiş durumda.
Devamı
Cumhurbaşkanı Erdoğan "2017'yi değişim, 2018'i icraat ve 2019'u seçim yılı olarak görüyoruz" demişti. Şu anda AK Parti'nin önünde bir yandan değişim sürecinin tamamlanması, bir diğer yandan da somut icraatların hayata geçirilmesi gibi bir görev var.
Bölgesel ülkelerin yönetmesi gereken bir kriz olduğu gibi; artık Barzani’nin de yönetmesi gereken bir kriz var. Etno-teritoryal Kürt milliyetçiliğinin ateş topu, artık Barzani’nin ellerinde.
Türkiye, son yıllarda içeriden ve dışarıdan maruz kaldığı bütün saldırılara rağmen halen Orta Doğu’nun en büyük ekonomisine sahip olmaya devam ediyor.
Türkiye ekonomisi için bir maliyet unsuru olan sera gazı emisyonlarını azaltma sürecinin aleyhimize işlememesi için Türkiye’nin ilkim fonlarından veya bu amaçla sağlanacak fonlardan yararlandırılması önemli.
Gezi gibi, 17-25 Aralık gibi ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi, 2013 yılından beri şiddeti aratarak devam eden müdahaleler karşısında güçlü duruşunu koruyan ekonomide, artık savunma değil, atak zamanı.
Türkiye'nin yeni dönemde aynı gelir grubunda yer aldığı ülkelerle ve bulunduğu bölgedeki ülkelerle yeni işbirliklerini artırarak, siyasi ve ticari ilişkilerini yeni bir boyuta taşımalıdır.
Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesi yazması için alışılmışın dışında bir değişime, dönüşüme ve yeni bir başlangıca ihtiyacı var.
“Evet” halkın iktidarını garanti altına alacak bir siyasi kurumsallaşmanın hayata geçirilmesidir. Halkın yıllardır siyasete yüklediği misyonun en nihayet tamamına erdirilmesidir.
Bir ülkenin sosyal ve kültürel kodları siyasi istikrarı sağlamada ve öngörülebilir politikaları sunmada hangi sistemi daha başarılı kılıyorsa, o sistem ülkenin ekonomik gelişmesi açısından faydalıdır.
Türkiye'nin bulunduğu bölgede çok farklı ülkelerle alternatifler geliştirme potansiyeli var. Türkiye, AB dışındaki gelişmekte olan ülkelerle ekonomik ve siyasi ilişkilerini artırmalıdır.
Türkiye'nin bulunduğu bölgede çok farklı ülkelerle alternatifler geliştirme potansiyeli var. Türkiye, AB dışındaki gelişmekte olan ülkelerle ekonomik ve siyasi ilişkilerini artırmalıdır.
Erdoğan, Afrika'daki kapasite inşasını, girişimciliği ve kalkınmayı gittiği ülkelerin sorumluluğunu taşıyan bir ruh haliyle anlatıyor.
Cazibe merkezi oluşturulması sürecinde verilecek teşvikler, yapılacak yardımlar ve gösterilecek kolaylıklar kadar, cazibe merkezlerinin neyi önceleyeceğinin, hangi konuda merkez olacağının iyi tespit edilmesi gerekiyor.