Erdoğan pazar gününü ağırlıklı olarak New York'taki sivil toplum ve düşünce kuruluşlarıyla toplantılarına ayırdı. Pazartesi liderlerle görüşmeler öne çıkarken bugün Genel Kurul'a hitap ediyor. Erdoğan'ın 2014'teki konuşmasına benzer, etkili bir konuşma yapması bekleniyor. Bilindiği gibi, "Dünya beşten büyüktür" mottosu ile Erdoğan, küresel adaletsizliklere ve çatışmalardaki insani drama işaret eden neredeyse tek dünya lideri. Batı dışı toplumların ve elbette İslam dünyasının sorunlarını dünyaya haykırmaktan geri durmuyor.
Devamı
Bugün Başkan Erdoğan kritik BM görüşmeleri için New York seyahatine başladı..
Devamı
Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki hafta boyunca New York'ta düzenlenecek BM Genel Kuruluna katılmadan önce Suriye bağlamında önemli gelişmeler yaşandı. İdlib'in en sıcak konulardan biri olduğu Ankara zirvesinde kalıcı ve sürdürülebilir bir yol haritası ortaya koyulmamış olsa da İdlib'de kapsamlı bir Rus ve rejim saldırısı şimdilik yavaşladı.
Ankara Zirvesinde anayasa komitesi konusunda anlaşan ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü altını çizen Türkiye, Rusya ve İran’ın artık Suriye sorununun çözümü konusunda son düzlükte olduğunu, yani çözümün yakın olduğunu söyleyebilir miyiz? Çözüme bir adım daha yaklaşılmasına rağmen hâlen ciddi risklerin olduğunun altını çizmek gerek. Bu riskleri sıralayalım..
Ankara zirvesi öncesinde Suriye’deki temel gelişmeler neler? Ankara zirvesinden beklentiler nelerdi? Zirvede alınan kararlar ne anlama geliyor? İdlib’deki durum zirveden nasıl etkilenecek? Ankara zirvesi Suriye’de siyasi çözümün önünü açtı mı?
Türkiye, Rusya ve İran liderleri iki yıldır düzenledikleri üçlü zirvelerin beşincisi için bir araya geldi.
Türkiye ve ABD, Suriye’nin kuzeydoğusu için uzun dönemli amaç ve beklentileri dahilinde farklı jeo-politik seviyelerde davranış modelleri geliştirmektedir. Türkiye, daha çok kendi güvenliği ve ‘mikro-bölgesel’ çıkarlarına yönelik strateji geliştirirken ABD Ortadoğu politikalarını ve küresel rekabet kaygılarını ön plana çıkartmaktadır.
Devamı
SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Türk Silahlı Kuvvetleri ve ABD ordusunun Fırat’ın doğusunda gerçekleştirdiği ortak devriye üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Kürt anaları ve babaları isyan ediyor. Kime isyan ediyorlar? En değerli varlıklarını, evlatlarını çalan PKK’ya. Peki neden HDP’nin kapısındalar? Çünkü çocuklarının PKK’ya kaçırılmasında HDP’nin parmağının olduğunu çok iyi biliyorlar.
Bu çatışan menfaatler arasında yol almanın çok zor olduğu açık. Ancak unutmayalım, bugünün realitesi 2013'te ABD'nin Suriye iç savaşını uzatacak bir politikaya geçmesi ve daha sonra Rusya'nın kontrolü ele geçirmesine müsaade etmesiyle şekillendi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 38. sayısı çıktı.
İdlib'deki gelişmelerin maliyeti Rus-Türk ilişkileri için ciddi bir sorun teşkil edebilir.
İtalya’da 2018 genel seçimi nasıl sonuçlanmıştı? Hükümet krizi nasıl başladı ve nedenleri nelerdir? Salvini hükümetinin kurulması hangi sonuçları doğurur? İtalya’da erken seçim kaçınılmaz mı? Krizin sonuçları ne olacak?
Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.
ABD'nin PYD'yi korumak için bir çevreleme yoluna gittiğini söylemek mümkün..
ABD bu sefer sözünde duracak mı?
Barış koridoru ifadesi ilk defa kullanılıyor. Bir anlamda Türkiye'nin Suriye krizine yaklaşımını göstermesi açısından önemli bir ifade.
Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da eski adıyla Astana Süreci diye anılan toplantıların on üçüncüsü gerçekleştirilirken Suriye’de sahada da önemli bir mücadele yaşanıyor.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, son zamanlarda Suriyeli mülteciler üzerinden toplumsal gerginliğin arttırılmaya çalışılması üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Kemal İnat Suriye’de İdlib ve Fırat’ın doğusu konularında Türkiye’nin izlemesi gereken politikalar hakkında değerlendirmede bulundu.
Dünyada sol ve sola yakın siyasal duruşların genellikle mülteciler gibi dezavantajlı gruplara toleranslı olduğu varsayılır. Ancak, hem Türkiye’de hem de Batı'da, yabancı olanlar Müslüman ya da Müslüman coğrafyanın içinden geliyorsa, gösterilen tepki mülteci karşıtlığı boyutunu hızla aşarak yabancı düşmanlığına dönüşür.