Batı'nın Çifte Standartlı İfade Özgürlüğü Anlayışına Bir Örnek

'Fransa’daki mevcut laiklik aşırı bir biçime evrildi. Âdeta bir sivil dine dönüştü. Bakanlar onun rahibi, cumhurbaşkanı papazı, entelektüeller bu dinin müritleri oldu. İslam’a karşı daha az çatışmacı yaklaşımı savunanlar ise kâfir sayıldı..'

Devamı
Batı'nın Çifte Standartlı İfade Özgürlüğü Anlayışına Bir Örnek
Odak Nikol Paşinyan Irkçı Popülist Bir Siyasetçinin Çöküşü

Odak: Nikol Paşinyan | Irkçı/Popülist Bir Siyasetçinin Çöküşü

Ermenistan’da 2018’de gerçekleştirdiği renkli devrimle koltuğa oturan ve kısa sürede uluslararası medyanın odağı haline gelen Nikol Paşinyan’ın Dağlık Karabağ çatışmalarında yaşanan kayıplar neticesinde iç ve dış kamuoyunda imajı ciddi yara aldı.

Devamı

Kitle iletişim araçları tarihin her döneminde "gündem oluşturma" (agenda setting) açısından önemli bir etkiye sahip olmuştur. İktidar ya da muhalefetin bütün bileşenleri bu anlamda ya medyayı kontrol etmek istemişler ya da medya sahipleri ile iyi ilişkiler geliştirmişlerdir. Geleneksel medyanın tek yönlü bilgi akışı ve içeriğin filtrelenmesi sürecindeki formel bürokrasi bu anlamda iktidarı kullanmak isteyen aktörlerin işlerini de kolaylaştırmıştır. Nitekim medyaya sahip olan aktörler içeriği diledikleri biçimde üretmekte ve kendi pozisyonlarının savunuculuğunu sahip olduğu araçlar ile tahkim etmektedirler.

Bella Hadid'in sosyal medyada paylaştığı babasının “Filistin” yazan pasaportunun sansüre uğratılarak kaldırılması sosyal medya şirketlerine yön veren ideolojik yaklaşımın görünenin aksine çok daha geniş bir düzlemde uygulamada olduğuna işaret ediyor.

Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğünün özel bir türü olmakla birlikte günümüzde ayrı bir özgürlük kategorisi olarak tanımlanmakta ve hukuk tarafından güvence altına alınmaktadır.

Türkiye'de özgürlüklerin sınırlandırılması olarak yorumlanan ve Kemalist dönemin otoriter politikaları ile karşılaştırılan bu regülasyon girişimlerine yönelik eleştiriler, mevcut dünya reel-politiğini dikkate almamakta ve gelişen dünyanın dinamiklerine ayak uyduramamaktadır.

Sosyal Medya ve Devletin Egemenlik Yetkileri

Sosyal medya düzenlemesi devletlerin egemenliğinin gereğidir. Birçok site internetin sağladığı ulaşım imkanları ve özgürlük dilinin arkasına saklanarak devletin koyduğu kanunları tanımamakta, mahkeme kararlarını yerine getirmemekte ve vergi vermekten kaçınmaktadır. Bütün bunlara karşılık, sosyal medyanın sınırsız ve hukuk dışı bir özgürlük alanı olmadığını belirtmek gerekir.

Devamı
Sosyal Medya ve Devletin Egemenlik Yetkileri
Yasa Gecikince Kötülük ve Saldırganlık Giderek Normalleşiyor

Yasa Gecikince Kötülük ve Saldırganlık Giderek Normalleşiyor

Türkiye’de sosyal medya ile ilgili düzenleme yapılmadığı müddetçe, sırayla her gün birileri nefret söylemi ve düşmanlıkla saldırıya uğrayacak. Düzenlemenin gecikmesi, sosyal medya alışkanlıklarında kötülüğün ve saldırganlığın normalleşmesini yaygınlaştırıyor.

Devamı

Twitter hala Türkiye ile işbirliği yapmıyor. ABD, Fransa, Çin, İngiltere, Almanya ve diğer bazı devletler bu Twitter'dan hesap sorabiliyor ama iş bize gelince nedense özgürlük meselesi haline dönüşüyor.

Turgay Yerlikaya: “PKK'nın eylemlerinden medet uman ve onu devrimci şiddet bağlamında meşrulaştıran söylem, ne yazık ki hem akademide hem de kültür-sanat alanında mütemadiyen karşımıza çıkıyor. Kendisini özgürlükler üzerinden pazarlayan bir örgütün bütün bu alanları araçsal akılla işlevsel kılması ve destekçi bulmakta zorlanmaması, üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir konu.”

Fransa Ulusal Meclisi internet platformlarında yasa dışı içeriklerin kaldırılması için hazırlanan “Avia Yasası”nı 13 Mayıs 2020’de onaylamıştır. Söz konusu yasa 1 Temmuz’da yürürlüğe girecektir. Bu tarihten itibaren YouTube, Facebook, Instagram ve Twitter gibi platformlar yasa dışı söylemler içeren yayınları ve paylaşımları yirmi dört saat içinde kaldırmak zorunda kalacaktır.

Tüm dünyada olduğu gibi sosyal medyada bilgi kirliliği, yalanın sıradanlaşması, iftira konusu Türkiye'nin de gündeminde. Bunu son olarak Ankara'da Barış Çakan cinayetinde gördük. CHP, HDP ve FETÖ'cü hesaplar bunun bir Kürtçe şarkı cinayeti olduğunu iddia etmişti. Bununla ilgili sosyal medyada bir yalan haber bombardımanı başladı. Oysa gerçek çok farklıydı. Barış Çakan "ezan okunuyor müziğin sesini kısın" demişti. Çalınan şarkı Kürtçe değildi. Ayrıca uyarılan kişi değil uyaran Barış Çakan öldürülmüştü. Ancak hiçbiri paylaştıkları bu yalan haberi sosyal medyadan silmedi. Hala bu yalan haber sosyal medyada yaygınlaşıtırılmaya devam ediliyor...

ABD'de bir hafta içinde yaşananlar hem geleneksel medya hem de sosyal medya bağlamında yeni tartışmaların önünü açacak gibi görünüyor.

Farklıların üzerini kapatan örtüler, sahadaki zorlu denemeler karşısında yeterli gelemiyor. Örtü, İYİ Parti tarafına çekildiğinde, HDP tarafı açıkta kalıyor. HDP tarafına çekildiğinde ise diğerleri açıkta kalıyor. En sonunda bir o yana bir bu yana çekiştirilen örtünün tam ortadan yırtılacağı endişesi giderek yükseliyor.

Türkiye bu küresel platformlara, güvenlik tehdidi oluşturan içeriklerin silinmesi için başvurduğunda “ifade özgürlüğü” diyerek buna yanaşmadılar. Terör örgütü üyelerinin hesaplarını dondurmadılar. Şimdi, tehdit kendilerine de zarar verecek boyuta gelince “bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi için ortak küresel mücadelenin gerekliliği”nden bahsediyorlar.

TBMM’ye sunulan 39 maddelik kanun teklifinde, hak ve özgürlükleri koruyan ve adalete erişimi kolaylaştıran düzenlemelere yer verilmiş olması, yargı reformunun Türkiye’de yeniden demokratikleşme ve özgürlüklerin genişletilmesi perspektifini öne aldığına işaret etmektedir.

Partilerin görüşüne açılan yargı paketine neden ihtiyaç duyuldu, bu paketin yargı reformundaki yeri nedir? Yargı paketinin içeriğinde neler var? Pakette temel hak ve özgürlükleri genişleten ne gibi düzenlemeler var? Yargının hızlandırılması ve performansının artırılması amacıyla öngörülen düzenlemeler nelerdir? Hukuk meslekleri ve avukatlığa ilişkin düzenlemeler nelerdir?

Adalet Bakanlığının yaklaşık bir yıllık çalışma sonrasında hazırlamış olduğu Yargı Reformu Stratejisi Belgesi 30 Mayıs 2019'da Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştır. Belge, Yüksek Mahkemeler, Türkiye Barolar Birliği, hukuk fakülteleri, hakim-savcı ve avukatlar, sivil toplum örgütleri ve ilgili diğer paydaşların katılım ve katkıları ile hazırlanmıştır.

SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı Muharrem Kılıç Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı Yargı Reformu stratejisinin içeriği hakkında değerlendirmede bulundu.

Yargı Reformu Stratejisi Belgesinin amacı, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ile adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi.

Avusturya’daki başörtüsü yasağı meselesi nedir? Bu düzenleme din özgürlüğü ilkesi ile çelişmiyor mu? Yasak ne şekilde meşrulaştırılıyor? Muhalefet partileri ne tepki verdiler? Müslümanlar ne yapacak?