Geride bıraktığımız hafta içinde Suriye'de, ülkenin ve yeni yönetimin geleceğini doğrudan ilgilendiren oldukça önemli gelişmeler yaşandı. Lazkiye ve Tartus hattında eski rejim kalıntılarının Nusayri azınlığı konsolide ederek geçiş sürecini istikrarsızlaştırma girişimlerine yönelik fragman mahiyetinde bir durum ile karşı karşıya kalınırken diğer bir taraftan da Güney'deki Dürzilerin, Tel Aviv üzerinden Şam yönetimine yönelik açıklamaları görüldü.
Devamı
Şam yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında imzalanan anlaşma, Suriye’de yeni bir dönemi işaret eden çerçeve bir metin olarak görülebilir. Esed rejiminin ortadan kaldırılması sonrasında yeni Şam yönetimi, ülke sathında çeşitli güvenlik sorunlarıyla mücadele etmektedir. Bunların başında eski rejim kalıntıları, YPG/SDG ve bazı Dürzi silahlı gruplar gelmektedir. Mart ayının başında rejim kalıntılarının ayaklanma girişimini sert bir şekilde bastıran Şam yönetimi, 10 Mart’ta SDG ile bir mutabakata varıldığını açıklamıştır. Dürzi toplumunun önde gelenleriyle de müzakereler sürmekte ve birçok noktada anlaşma sağlanmış durumdadır.
Devamı
Suriye'de rejim devrildikten sonra, istikrarını sağlamış, başarılı olmuş bir yönetimden rahatsız olacak ülkelerin sayısı fazlaydı. Bölge ülkelerinden bazıları en baştan yeni sürece destek verdiler. Bazıları da yeni yönetimin tutumuna ve sahadaki gelişmelere göre durumlarını güncellediler.
Esed rejiminin devrilmesiyle birlikte Ortadoğu’daki bölgesel güç dengeleri ve jeopolitik paradigmalar köklü bir dönüşüme uğradı. Suriye sahasında uzun yıllar etkinlik gösteren en güçlü aktörlerden Rusya ve İran, değişen dinamikler karşısında sahadaki varlıklarını büyük ölçüde sınırlandırmak zorunda kaldı. Ülkenin batısında Şam hükümeti kontrolü yeniden tesis etmeye çalışsa da doğuda –Fırat Nehri’nin doğusundaki geniş bölgelerde– ABD’nin desteğini arkasına alan PKK/YPG unsurları halen varlığını sürdürmektedir.