19. Yılında AK Parti’nin Dış Politika Stratejisi

Türkiye, tepkisel ve tek-yanlı olmayan bir anlayışla çok-boyutlu, çok-taraflı, karşılıklı kazanç karşılıklı bağımlılık ilkelerine dayalı ve barış için savaşa da hazır halde olduğunu dost ve düşmana göstermiştir.

Devamı
19 Yılında AK Parti nin Dış Politika Stratejisi
Hilafet ve Atatürk Tartışmalarına Nasıl Bakmalıyız

Hilafet ve Atatürk Tartışmalarına Nasıl Bakmalıyız?

Uzun yıllardan sonra Ayasofya'da ilk Cuma ve bayram namazlarının kılınmasının büyük sevinci içerisindeyiz. Bu sevince ne yazık ki polemiklerin eşlik etmesi Türkiye siyaseti için hiç şaşırtıcı değil. "Hilafet kurumu geri getirilecek" ve "Atatürk'e lanet edildi" iddiaları üzerinden bir bardak suda fırtına kopartıldı. Siyasi spektrumun uçlarındaki çevrelerin radikal siyasi hayallerini biliyoruz. Kimileri hala sosyalizmin iktidara geleceğini tahayyül eder, kimileri de hilafet kurumunun geri dönmesinin Müslümanlar için çözüm olacağını savunur. Ancak iktidar cenahında en üst düzeyde yalanlanan bu iddiaların muhalefetin ana siyasi aktörlerini bu kadar meşgul etmesi normal değildi. Temel saik Ayasofya'nın yeniden camiye çevrilmesinin oluşturduğu atmosferin başka bir ortak değerimiz olan Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün sahiplenilmesiyle bastırılma çabasıydı. Eğer son aylarda Batı medyasında köpürtülen ve hedefi Türkiye'yi sınırlandırmak olan "sultan, halife Erdoğan" kampanyası ile "dost ittifakı" kurulmadıysa.

Devamı

Türkiye, Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyetin şimdiye kadar olan dönemindeki orta büyüklükte devlet rolüyle yetinmek istemiyor, her bölgesel güç gibi küresel bir aktör olmak istiyor.

Türkiye’nin önde gelen akademik dergilerinden biri olan Insight Turkey, yeni sayısı “Türkiye’nin Yeni Dış Politikası: Otonomi için Bir Arayış” başlığı ile Türkiye’nin uluslararası arenadaki artan rolünün ve etkisinin önemi üzerinde durmaktadır.

SETA, 'BMGK Reformu: Almanya ve Türkiye'nin Karşılaştırmalı Pozisyonları' analizini yayımladı.

Erdoğan'ın konuşması Türkiye'nin uluslararası siyasette nasıl bir rol oynadığı ya da oynamayı arzu ettiğini açık bir şekilde ortaya koyan bir konuşmaydı. Konuşmanın sadece düzenin sahibi konumundaki Batılı ve İsrail gibi devletleri rahatsız etmediği, Müslümanların hassasiyetleri ve çıkarları konusunda parmağını kıpırdatmayan bölge ve İslam devletlerinin de canını sıktığını söylemeliyiz. Konuşma aynı zamanda "Suudi Arabistan ne işe yarar?" sorusunu da sormaktaydı.

Analiz: BMGK Reformu | Almanya ve Türkiye’nin Karşılaştırmalı Pozisyonları

Bu analizde BMGK’ye yönelik reform çağrıları irdelenmekte, bu bağlamda Türkiye ve Almanya’nın pozisyonları karşılaştırmalı olarak ele alınmaktadır.

Devamı
Analiz BMGK Reformu Almanya ve Türkiye nin Karşılaştırmalı Pozisyonları
Küresel Vicdanın Sesi

Küresel Vicdanın Sesi

ABD eski başkanı Barack Obama’nın ulusal güvenlik eski danışman yardımcısı Ben Rhodes “Olduğu Gibi Dünya” başlıklı kitabında, 2011 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu görüşmeleri sırasında Erdoğan’la Obama arasında geçen bir diyaloğa yer verir.

Devamı

BM Genel Kurulu bu yıl, “Yoksulluğun Giderilmesi, Kaliteli Eğitim, İklim Eylemi ve Kapsayıcılık için Çok Taraflı Gayretlerin Canlandırılması” temasını ön plana çıkarıyor.

Erdoğan pazar gününü ağırlıklı olarak New York'taki sivil toplum ve düşünce kuruluşlarıyla toplantılarına ayırdı. Pazartesi liderlerle görüşmeler öne çıkarken bugün Genel Kurul'a hitap ediyor. Erdoğan'ın 2014'teki konuşmasına benzer, etkili bir konuşma yapması bekleniyor. Bilindiği gibi, "Dünya beşten büyüktür" mottosu ile Erdoğan, küresel adaletsizliklere ve çatışmalardaki insani drama işaret eden neredeyse tek dünya lideri. Batı dışı toplumların ve elbette İslam dünyasının sorunlarını dünyaya haykırmaktan geri durmuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki hafta boyunca New York'ta düzenlenecek BM Genel Kuruluna katılmadan önce Suriye bağlamında önemli gelişmeler yaşandı. İdlib'in en sıcak konulardan biri olduğu Ankara zirvesinde kalıcı ve sürdürülebilir bir yol haritası ortaya koyulmamış olsa da İdlib'de kapsamlı bir Rus ve rejim saldırısı şimdilik yavaşladı.

Bugün Başkan Erdoğan kritik BM görüşmeleri için New York seyahatine başladı..

Türkiye'nin tökezletilmemesi tabiri 'beka meselesi' ile 'etkin bölgesel rolü koruma' hedeflerini iç içe geçiriyor. Bu da ülkemizin bölgesel ve küresel istikrara yaptığı önemli katkıyı gündeme getiriyor.

Model olarak sundukları Macron, onları hayal karıklığına uğratmış durumda. Benzer bir hayal kırıklığını, Yunanistan’da Radikal Solun Güçbirliği Partisi’nin (Syriza) lideri Aleksis Çipras’ın iktidar pratikleri ile yaşamışlardı.

Bu zirvenin ekonomik gündemi korumacı politikalar, ABD-Çin arasında karşılıklı misillemelerle sürdürülen ticaret savaşı ve İran yaptırımları olacak.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı G-20 toplantısı öncesinde Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te bir panel düzenledi. Türkiye'nin dış politikasının ana hatları ve özelde Latin Amerika'yla olan ilişkileri konuşuldu.

Filistin ve Türkiye küresel sistemde kendilerine biçilen rolü sorguluyor ve bundan dolayı şiddetli baskı ve saldırılara maruz kalıyorlar.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın 1. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturulan BM düzeni hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar Kaşıkçı meselesinin uluslararası sistemdeki yeri hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, "Türkiye'nin önümüzdeki günlerde daha ciddi meydan okumalarla karşı karşıya kalacağını beklemek lazım." dedi.

Türkiye’nin Batı karşısındaki hiyerarşiyi reddeden arayışına yönelik tepki, kuşkusuz en açık şekilde medya bağlamında görünür olmaktadır.