Amerikan tarihinde ilk kez bir başkanın kriminal olarak yargılandığı ‘sus payı’ davasında jüri kararı bekleniyor. ..
Devamı
Biden yönetiminin Çin’de üretilen elektrikli araçlara uygulanan gümrük vergisini %25’ten %100’ün üzerine çıkarması, Trump döneminde Çin’e karşı açılan ticaret savaşının devam ettiğinin en son örneği olarak öne çıkıyor. Biden daha önce de ileri teknoloji alanındaki rekabette geri kalmamak için yarı iletken çiplerin ve kritik teknolojik ürünlerin ihracatına sınırlamalar koymuştu. Şimdi ise Amerikan otomotiv şirketlerini ve çalışanlarını korumak adına elektrikli araçların Çin’den ithalini caydırmak istiyor. Çin’in meydan okumasına karşı koymak için uluslararası serbest ticareti teşvik eden liberal ekonomi değerlerinden ödün vermek zorunda kalan Amerika, kritik alanlarda korumacılığın Çin’le rekabeti daha mümkün kılacağına inanmış görünüyor.
Devamı
Evanjelist bir papazın oğlu olan gazeteci Tim Alberta, ‘Krallık, Güç ve İhtişam: Aşırılık Çağında Amerikan Evanjelizmi’ adlı kitabında, Amerikan Evanjelistlerinin son elli senede geçirdiği siyasi ve kültürel değişimi içerden bir gözle tartışıyor. Evanjelist hareketin önde gelen liderlerinin hikâyeleri üzerinden kiliselerin nasıl siyasallaştığı ve bu dönüşümün Trump’la nasıl zirveye ulaştığı kitabın ana konusu. Alberta, beyaz Evanjelist Hristiyan grupların Amerikan seküler kültürü tarafından kuşatma altında olduklarına inandıklarını ve Trump’ı tanrı tarafından Amerikan Hristiyanlığını kurtarmak için ‘seçilmiş bir araç’ olarak gördüklerini anlatıyor. Kitap, uzun yıllar muhafazakâr sağcı değerlerin bayraktarlığını yapan Evanjelistlerin bu değerlerden epeyce uzakta olduğu bilinen Trump gibi bir lidere nasıl bu kadar sıkı destek verme ve hatta kayıtsız bağlanma noktasına geldiklerini anlamamızı sağlıyor.
Eski Başkan Trump’ın aday adaylığının engellenmesi çabaları, Maine Eyalet Sekreteri Shenna Bellows’un aldığı kararla yeni bir boyut kazandı.
Bu yılı maalesef 7 Ekim'de yeniden başlayan İsrail-Filistin çatışmasında ateşkese ulaşamadan ve Kuzey Irak'ta verdiğimiz 12 şehidin acı hatıraları ile uğurluyoruz. 2023'te ABD ve diğer Batılı ülkelerin İsrail katliamlarına verdiği desteğin "BM, uluslararası düzen, değer ve norm" gibi kavramları altüst eden ve uluslararası toplumun vicdanında derin yaralar açan olaylara tanıklık ettik. İki yıl önce koronavirüs salgınının gündemimize taşıdığı büyük güç rekabeti geçen yıl Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile hızlanmıştı. İsrail'in Gazze işgali uluslararası hukukun tabutuna bir çivi daha çakarken bize dünyamızın yeni çatışmalara kolaylıkla sürüklenebileceğini gösterdi. Yemen krizi ABD ve İsrail'in İran ve vekilleri ile bölgesel bir çatışmaya gitme riskini hatırlatıyor.
Colorado Yüksek Mahkemesi’nin Trump kararı 2024 Kasım başkanlık seçimlerinin kaderini belirleyecek potansiyele sahip. Eski Başkan Trump 6 Ocak olaylarına destek vermesi itibariyle devlete karşı bir kalkışmanın içinde bulunduğu için bu eyaletteki seçim pusulalarına başkan adayı olarak adını yazdıramayacak. Amerikan Anayasası’nın 14. ek maddesine göre devlete karşı ayaklanmış kişilerin federal devlette görev alması yasak. Amerikan iç savaşı sonrasında anayasaya eklenen bu madde, Konfederasyon tarafında savaşan generallerin siyasete girerek gücü tekrar ele geçirmesini engellemeyi amaçlıyordu. Bu maddenin uzun zamandır uygulanmamış olması Trump’a karşı uygulanma ihtimalini zayıflatıyordu ancak Colorado Yüksek Mahkemesi bu tartışmayı tekrar canlandırmış oldu. Anayasa Mahkemesi’ne gidecek hukuki bir süreç başlarken, Amerikan başkanını mahkemelerin mi yoksa seçmenin mi belirlemesi gerektiği tartışması tekrar başladı.
Demokratların 110 milyar dolarlık ek bütçeyi Senato’dan geçirme çabaları başarısız oldu. Harcama paketi Ukrayna ve İsrail’e yardımla birlikte Gazze’de insani yardım için de bütçe içeriyordu. Cumhuriyetçiler ek bütçeyi geçirme karşılığında, Biden yönetiminin göçmenlik politikasında özellikle sınır güvenliğini içeren değişiklikler yapmasını istiyordu. Demokratların bu konuda yeterince taviz vermeden ek bütçeyi geçirmeye çalışmaları, Amerikan kamuoyuna Cumhuriyetçilerin Ukrayna ve İsrail’e sahip çıkmadıkları mesajını verme stratejisine dayanıyordu. Cumhuriyetçilerin fire vermeden sınır güvenliği konusunda ısrar etmesi, Ukrayna ve İsrail’e yardım konusunda Amerikan halkından baskı görmediklerine işaret ediyor. Aksine, Amerikan kamuoyunun dış yardımları en çok sorguladığı dönemlerden birini yaşıyoruz.
Devamı
ABD’de başkanlık yarışında önemli gelişmelerin yaşandığı bir haftayı geride bırakırken her iki partide de liderlik krizinin devam ettiğini görüyoruz. Salı günü gerçekleşen seçimlerde Virginia, Ohio ve Kentucky eyaletlerindeki sonuçlar, Biden’ın popülaritesinin en düşük seviyelerde olmasına karşın, Cumhuriyetçilerin işinin hiç de kolay olmayacağını gösterdi. Seçimlerde kürtaj meselesinin Demokratlar açısından mobilize etme gücünün devam ettiği ve Trumpçı adaylara karşı direncin devam ettiği görüldü. Anketler Biden’ın yaşlılığının en büyük dezavantajı olduğunu ve seçmenin Trump’ı çok daha dinç gördüğünü gösteriyor. Özellikle İsrail meselesindeki performansı Biden’ın genç ve siyahi seçmen nezdindeki algısını iyice negatif hale getirirken, Cumhuriyetçilerin Trump’a alternatif üretememesi bağımsız seçmende heyecan yaratmıyor.
Devamı
Temsilciler Meclisi Çoğunluk Lideri Cumhuriyetçi Kevin McCarthy parti içindeki iç savaşın en son kurbanı olmaya doğru ilerliyor.
Başkan Biden Michigan eyaletine giderek greve giden Otomobil İşçileri Sendikası’na destek verirken eski Başkan Trump da sendikasız bir otomobil fabrikasına ziyarette bulundu. Önümüzdeki seçimlerde kilit rol oynayacak eyaletlerden biri olan Michigan’daki otomotiv işçilerinin grevi, Amerikan ekonomisinin birçok çelişkisini ortaya koyan bir özelliğe sahip. 2008 krizinde Obama’nın teşvikleri sayesinde iflasın eşiğinden dönen geleneksel Amerikan otomobil üreticileri daha rekabetçi bir konuma gelmek için istihdam maliyetlerini düşük tutmak zorunda kaldılar. Ancak geçmişte inovasyonun bu şirketlerin başarısını sağlamasına karşın yarattığı istihdam kayıpları birçok sosyo-ekonomik probleme yol açmış ve bunun da kritik siyasi sonuçları olmuştu. Biden ve Trump’ın bir gün arayla Michigan’a gitmeleri önümüzdeki seçimlerde bu bölgedeki işçi sınıfının desteğinin kritik öneminin farkında olduklarını gösteriyor.
Wall Street Journal’ın bir anketine göre ne enflasyonun düşüş eğiliminde olması ne de ekonominin artan faizlere rağmen yeni istihdam yaratmaya devam etmesi seçmen tarafından Biden’ın başarısı olarak görülüyor. Enflasyonun bir yılda %9 seviyelerinden %3’e düşmesi ve bu süreçte her ay ortalama 236.000 yeni iş imkânı üretilmesi halkın gözünde ekonominin iyi gittiği algısını güçlendirmiş ancak Biden’ın enflasyonla mücadele çabaları yetersiz bulunuyor.
Geçen hafta Cumhuriyetçi aday adaylarının Milwaukee’deki tartışmasında Fox TV moderatörlerinin sorduğu bir soru hararetli tartışma anlarının yaşanmasına neden oldu. Moderatör eğer eski Başkan Trump, mahkum olmuş olsa bile partinin adayı seçilirse onu destekleyip desteklemeyeceklerini sordu. Sekiz adaydan altısının ellerini kaldırarak Cumhuriyetçi seçmenin tercihine ne olursa olsun saygı duyacaklarını ima etmelerine karşılık Chris Christie ve Asa Hutchinson buna karşı çıktı. Christie mahkeme sonuçlarından bağımsız olarak Trump’ın hareketlerinin başkanlık makamına yakışmadığını söyleyince salondan yuhalama sesleri yükseldi. Hutchinson ise Trump’ın Anayasa’nın 14. maddesine göre diskalifiye olabileceğini ifade ederek bir süredir bazı hukuk uzmanlarının yürüttüğü legal tartışmayı ülkenin ana gündemine taşımış oldu.
Eski Başkan Trump’a karşı dördüncü kriminal dava Georgia eyaletinden geldi. Trump 2020 seçimlerinde bu eyaletin seçim sonuçlarını değiştirmeye çalışmakla suçlanıyor. Benzer suçlamalarla Adalet Bakanlığı Özel Savcısı Jack Smith tarafından açılan davadan farklı olarak Trump bu davadan kurtulamayacak. Başkan seçilmesi ve kendini affetme adımını atması durumunda federal davalar düşebilir ancak başkanın af yetkisi eyalet davalarını kapsamadığı için Georgia davasını düşürmesi mümkün olmayacak. Davada Trump’ın yanı sıra kendisine yakın 19 ismin de suçlanarak ortada organize bir komplo olduğunun iddia edilmesi davanın son derece kapsamlı olacağını da gösteriyor.
Amerikan basınına yansıyan haberle göre ABD’yle Suudi Arabistan arasında İsrail’i tanıma konusunda anlaşmaya varıldı. Detaylarının önümüzdeki 9 ila 12 ay arasında belirleneceği ifade edilen anlaşmayla Suudi Arabistan’ın İsrail’le normalleşmesi karşılığında Amerikan güvenlik garantileri ve sivil nükleer kapasite geliştirme konusunda destek alacağı belirtiliyor. Filistin konusunda İsrail tarafından tavizler verilmesini öngören anlaşmanın iki devletli bir çözüme gidişe yardım etmesi de öngörülüyor. Suudi Arabistan’ın Çin’le askeri ilişki geliştirmemesi beklentisini de içeren anlaşma gerçekleştiği takdirde İsrail’le Arap dünyası arasındaki ilişkiler tamamen yeni bir döneme girecek.
Adalet Bakanlığı’nın Trump’ın 20 Ocak olaylarındaki rolünü soruşturmak üzere görevlendirdiği özel savcı Jack Smith, eski Başkan’a karşı içinde “ABD’yi dolandırmak üzere komplo kurmak” gibi suçlamaların bulunduğu tarihi bir dava açtı. Trump’ın 2020 başkanlık seçim sonuçlarını illegal bir biçimde iptal ettirme çabalarının birçok detayı zaten biliniyordu ancak Savcı Smith’in bunları nasıl bir davaya dönüştüreceği belli değildi. İddianamede Trump seçimi kazandığını iddia etmekle kalmayıp sonuçları değiştirmeye yönelik koordineli bir çabanın içinde olmak ve bu şekilde Amerikan halkının haklarına kastetmekle suçlanıyor. Artık skandallarına ve Amerikan siyasetine hediye ettiği ilklerine alıştığımız Trump’a karşı açılan bu dava Amerikan demokrasisinin birçok açmazını tekrar gözler önüne seriyor.
Temsilciler Meclisi Çoğunluk Grubu Başkanı Kevin McCarthy, Başkan Biden’a karşı görevden alma araştırması başlatmaya sıcak baktığını açıkladı. McCarthy, Cumhuriyetçi Parti içindeki Özgürlük Grubu’nun taleplerini kabul etmek zorunda kalarak Meclis Başkanı seçilmişti. Bu grubun bütçe görüşmelerindeki uzlaşmaz tavrını değiştirmek için Biden’dan önemli tavizler kopararak zar zor da olsa uzlaşma sağlamıştı. Önümüzdeki Eylül ayında tekrar bütçe meselesi gündeme gelebilir ve bu sefer uzlaşma sağlaması parti içinde ön seçim sürecine de girildiği için daha zor olabilir. McCarthy, Biden’a karşı görevden almaya gidebilecek bir araştırma sürecine yeşil ışık yakarak siyasi sertlik yanlısı Cumhuriyetçileri memnun etme çabası içinde. McCarthy’nin daha önce karşı çıktığı görevden alma süreci başlatılırsa başkanlık kampanyası sürecinde Biden’ın başını ağrıtarak Trump’a karşı şansını azaltabilir.
Amerikan başkanlık seçimleri yaklaşık bir buçuk sene süren uzun bir ön seçim süreci sonrasında gerçekleşmesiyle meşhurdur. Aday adaylarının televizyonda canlı yayınlanan tartışma programlarıyla kamuoyu önüne çıktığı dört beş aylık süre sonrasında ön seçim sürecinde farklı eyaletler adaylarını belirler. 2024 başkanlık kampanyası döneminde Cumhuriyetçi Parti ilk tartışma programını 2023 Ağustos ayında gerçekleştirecek ve bunu Eylül ve Ekim aylarındaki tartışmalar takip edecek. 2024 Ocak ayında ilk olarak Iowa eyaletindeki ön seçim sürecinde en fazla ön seçim yapılacak olan Mart ayı sonunda aday büyük ihtimal belli olacak. 2024 Kasım ayına kadar iki partinin adayı arasında sürecek mücadele bir sonraki başkanı belirleyecek. Bugünkü dengelere bakıldığında 2024 Kasım seçimlerinde Trump’la Biden’ın tekrar karşı karşıya gelmesi en güçlü ihtimal olarak öne çıkıyor.