Muhammed Bin Selman’ın İktidar Yürüyüşü Ve Ortadoğu

Geçtiğimiz haftadan itibaren Suudi Arabistan’da yaşananlar uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı.

Devamı
Muhammed Bin Selman ın İktidar Yürüyüşü Ve Ortadoğu
Lübnan da Karmaşa

Lübnan’da Karmaşa

Anlaşıldığı kadarıyla Hariri doğrudan Suud kontrolünde bu davranışları sergiledi. Ama neden istifa ettiği meselesi oldukça karışık. Şayet Suudi Arabistan Lübnan'ı bir kapışma alanı olarak belirlediyse Başbakanı elinde tutmak fena olmazdı. Başbakan'ın istifası demek Lübnan'ın bir karmaşaya sürüklenmesi demektir.

Devamı

Bin Selman dağıttığı güç merkezlerini hızlıca yeniden toparlamaya çalışacak. Bu anlamda kullanabileceği stratejiler de belli. Rakip aile ve aktörleri kooptasyon, baskı ya da yeni iktidardan pay vererek biat almaya çalışacak.

Türk-ABD ilişkilerinin kötü dönemlerinden birinden geçtiği konusunda herkes hemfikir. İkili ilişkilerin tarihinde iniş-çıkışlar olduğu biliniyor. Ancak küresel belirsizliklerin ve bölgesel çatışma ortamının derinleştiği bir dönemde Ankara-Washington hattındaki problemler farklı bir yapısal krize işaret ediyor.

SETA Genel Koordinatörü Duran, Türk-Amerikan ilişkilerinin yeniden tanımlanması ve Ankara ile Washington arasında yeni iş birliği alanlarının acilen tespit edilmesi gerektiğini söyledi.

Batı, sosyal medya ile ilgili doğrudan kendisini ilgilendiren konularda önlem almaya başlasa da, göreceksiniz Batı dışı toplumlar için yine ikiyüzlülüğünü sürdürecek. Çifte bir standart geliştirerek kendisi için uygun gördüğünü ötekisi için görmemeye devam edecek.

Türkiye Neyi Engellemek İstiyor?

Irak'ta ayrılıkçı pan-Kürdist siyasetin zayıflamaması için çaba sarf ediyor, "Batı, Kürdistan hayalinden vazgeçmemeli" propagandasını canlı tutuyor.

Devamı
Türkiye Neyi Engellemek İstiyor
ABD nin Ortadoğu Politikaları

ABD’nin Ortadoğu Politikaları

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın, ABD’nin Ortadoğu politikaları hakkında değerlendirmede bulundu

Devamı

SETA DC Genel Koordinatörü Kadir Üstün Türkiye - ABD ilişkilerine FETÖ’nün etkisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Bölge Suriye krizine gark olmuşken bölgesel ve küresel güçlerin özellikle de Suriye’nin tatbikat alanı Lübnan pek dikkatleri çekmemişti.

Önce "ılımlı İslam'a dönüş" açıklaması yapıldı. Bu absürd açıklama zımnen radikalliğin kabulüydü. Daha önemlisi ise Trump'ın "aşırılıkçılıkla mücadele" söyleminin bir payandası anlamına gelmekteydi.

Suudi Arabistan'daki gelişmeler ne anlama geliyor?

Bağdat ve İran’ın Süleymaniye merkezli aktörlere Barzani karşısında destek vermeyi sürdüreceğini öngörebiliriz. Barzani yönetimi bir taraftan Bağdat’la krizi yönetmeye çalışırken, diğer taraftan iç siyasi aktörlerin baskılarını omuzlamak zorunda kalacaktır. ABD ise bütün bu süreçlerde İran destekli Kürt aktörlerin IKBY siyaseti içindeki belirleyiciliğini engellemek için hamleler yapacaktır.

FETÖ'nün yönetici kadrolarının yurtdışında olması, ABD başta olmak üzere, Almanya, Belçika ve İngiltere gibi Batı ülkelerinde yoğunlaşmaları bizi yeni bir durumla baş başa bırakıyor.

ABD projesi olan "ılımlı İslam" iflas etmemiş miydi? Neden yeniden ısıtılır ki? Suudi veliaht prensi Selman'ın "aşırıcılıkla savaşmak" için "ılımlı İslam'a dönme" söyleminden bahsediyorum elbette.

Uzun zamandır Amerika'nın Ortadoğu siyasetinde Kürtler çok merkezi bir rol oynuyor. Fakat son dönemde Amerika'nın Kürt siyasetinin merkezi de Barzani'den PYD'ye doğru kaydı.

Önümüzdeki dönemde bölge ülkelerinin en büyük imtihanı: İttihat!

Washington'ın Irak ve Suriye politikası sebebiyle Türkiye ile yaşadığı sorunlara çözüm bulmadan sadece S. Arabistan, İsrail ve Körfez ülkeleri sayesinde Şii militanlardan kurtulabileceğini sanması ilginç.

Kuzey Irak Yönetimi tüm tavsiye, ikaz ve tehditlere rağmen 25 Eylül’de gitti referanduma. Olacaklara dair bir öngörü de vardı. Referandumdan sonra yaşananlar o ihtimaller dâhilinde olan şeyler mi, yoksa sürprizler de var mı?

Trump yönetimi Irak’ta Barzani’yle ve Suriye’de YPG’yle alabileceği yolun sınırlı olduğuna ve İran’a karşı geleneksel müttefikleriyle çalışması gerektiğine karar verirse, ABD politikalarının sahadaki etkin aktörleri desteklemekten geleneksel müttefik devletlerle çalışmaya doğru evrilmesini bekleyebiliriz.

Türkiye nasıl Irak’ın Kerkük operasyonuna destek verdiyse şimdi Bağdat ve Tahran’ın da Türkiye’nin PKK konusundaki taleplerini yerine getirip PKK’ya karşı savaş açması gerekiyor.