Amerikan medyası, NATO zirvesinden daha çok, zirve sonrası Biden'ın adaylıktan çekilip çekilmeyeceğine odaklanmış durumda. Hareketleri ve konuşmalarına bakılarak, Biden son bir kez daha test ediliyor.
Devamı
NATO’nun 9-11 Temmuz arasında Washington’da gerçekleştirilen zirvesi beklendiği gibi İttifakın savunma ve caydırıcılığının daha da güçlendirilmesi ile Ukrayna’ya Rusya karşısında sağlanan askeri desteğin özellikle nitelik olarak daha da artırılması gibi belirli bir gündemle meşgul oldu.
Devamı
Amerikan siyasetinde uzun zamandır olmadığı kadar hareketli günler yaşanıyor. Başkan Biden’ın münazara performansının yarattığı siyasi deprem devam ederken kampanyasının yaptığı ‘kesinlikle çekilmiyorum’ açıklaması, önümüzdeki günlerde yarıştan çekilme çağrılarına direneceğini gösterdi.
Başkan Biden’ın en hafif ifadeyle ‘endişe verici’ tartışma performansı Demokrat Parti içinde son zamanların en hareketli dönemini yaşatıyor. Tartışma öncesindeki kamuoyu yoklamalarında yarışın başa baş gittiği ve Biden’ın bir atak yapması gerektiği görülüyordu.
Kasım seçimleri öncesinde yapılacak ilk tartışmada Başkan Biden’ın Trump karşısında göstereceği performans yarışın gidişatına oyun değiştirici etki yapabilir. Biden’ın yaşı, bilinci ve dinçliğiyle ilgili şüphe oluşturmayı başaran Trump kampanyası, bir yandan da CNN’de yapılacak tartışmanın formatı ve tarafsızlığıyla ilgili tartışma yaratmaya çalıştı. Biden’ın iyi performans göstermesi durumunda tartışmanın Demokratlara müzahir CNN’de olmasını bahane gösterecek olan Trump kampı, Biden’ın herhangi bir dil sürçmesi veya zihinsel donması durumunda da bunu maksimum seviyede kullanmayı planlıyor. Trump’ın her türlü sonuçta zafer ilan etmeyi beceren ve klasikleşen bu siyaset tarzının devam etmesi şaşırtıcı olmayacak. Biden’ın iyi performans göstermesi Trump’ın kampanyasını bitirmez ancak Biden’ın zihinsel dinçliğiyle ilgili soru işaretleri oluşursa kampanyasının toparlanması çok daha zor olacak.
G7 zirvesi sonuç bildirgesine baktığımızda, uluslararası sistemin farklı kriz alanları ve meydan okumalarına ilişkin geniş bir problemler listesi görüyoruz. Ukrayna’dan Tayvan’a, yapay zekadan enerjiye birçok sorunlu alanda nasıl hareket edeceklerini belirten liderlerin bu meselelerle ilgili farklı inisiyatiflere destek sözlerini okuyoruz. Ortak deklarasyonun bir seri iyi niyet beyanıyla dolu olmasına rağmen çözüme giden net öneriler olduğunu söylemek zor. Başka platformlarda daha önce üzerinde anlaşılan birçok inisiyatife referans verilmekle birlikte Ukrayna, Tayvan ve Filistin gibi kriz alanlarında kalıcı çözümü sağlayabilecek anlaşma önerilerine rastlamak mümkün değil. Bu durum Washington’ın kapsamlı stratejik politikalar etrafında somut çözüm üretmekte ne kadar zorlandığının ve Biden’ın küresel liderlik karnesinin zayıflığının çarpıcı bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları, merkez sağ ve aşırı sağ adayların yükselişte olduğunu gösterdi. Parlamento çoğunluğunu oluşturan Avrupa Birliği yanlısı gruplar arasında en büyük kaybı liberaller ve yeşillerin tecrübe etmesi, önümüzdeki dönemde Avrupa’nın ister istemez sağcı politikalara daha fazla prim vermesini zorunlu kılacak. Aşırı sağın yükselişinin dikkate alınmayıp sol ve liberal politikalarda ısrar edilmesi sağın yükselişini güçlendirecek bir etki yapacağı için merkez siyasetin daha sağa kayması kaçınılmaz gibi görünüyor. Amerikan siyasetinde de bir süredir sol ve liberal politikaların ürettiği siyasi maliyetin Trump’ı güçlendirmesi, Biden’ın seçimlere doğru daha merkez ve sağa yakın politikalar izlemesi sonucunu doğurdu. Bu sağa kayış politikaları günü kurtarmaya yetebilir ancak kapsamlı bir siyasi ajanda olmadan sağın yükselişini durdurma konusunda yetersiz kalacağı açık.
Devamı
Amerika’nın Meksika sınırında uzun süredir devam eden mülteci krizi başkanlık yarışının ekonomiden sonra en önemli meselesi haline geldi...
Devamı
Yaklaşık altı ay süren pazarlıklar sonunda Kongre Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95 milyar dolarlık savunma yardımını onaylamıştı. Cumhuriyetçiler bu yardımı Biden’dan Meksika sınırıyla ilgili tavizler koparmak için sürüncemede bırakmıştı. Ancak İsrail’in Suriye’deki İran konsolosluğuna saldırısı sonrasında bölgesel tansiyonun yükselmesi Kongre’yi harekete geçirdi ve Biden paketi 24 Nisan’da imzalayarak Ukrayna’ya yardımın da hemen başlayacağını açıkladı. Amerikan siyasetinin Ukrayna’ya yardım konusundaki isteksizliği ve konuyu iç siyaset malzemesi haline getirmesi, Rusya’nın Batı’nın desteğinin ilelebet sürmeyeceği hesabının doğru çıkabileceğine işaret ediyordu. Biden yönetimi ve Amerikan Kongre’si bu hesabın boşa çıkacağı mesajını vermek adına yardım paketini geçirdi ancak bu paketin bu kadar zor geçmesi ileride Ukrayna’ya desteğin devam edip etmeyeceği konusunda derin şüphe uyandırdı.
Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on beşinci kitabına ulaştı.
Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on dördüncü kitabına ulaştı.