ABD'nin Devrim Muhafızları Kararı ve Araçsallaşan Terör

ABD ve İran’ın karşılıklı olarak CENTCOM ve İran Devrim Muhafızları’nı terör örgütleri listesine eklemesi, dünya siyasetinde giderek artan popülist siyasi yaklaşımların bir tezahürü.

Devamı
ABD'nin Devrim Muhafızları Kararı ve Araçsallaşan Terör
ABD Terörle Mücadele ve Devrim Muhafızları

ABD, Terörle Mücadele ve Devrim Muhafızları

Devrim Muhafızlarını terör örgütü ilan etmesi ile ABD'nin hem İran'la ilişkileri hem de, Ortadoğupolitikası açısından önemli bir eşiğe geldiğini gösteriyor.

Devamı

ABD’nin, Devrim Muhafızları Ordusu’nu, İran’ın da Katar merkezli Amerikan Merkez Kuvvetleri CENTCOM’u terör örgütü olarak ilan etmesi Orta Doğu siyaseti açısından haftanın en önemli olayları arasında yer aldı.

Bundan tam 22 yıl önce Amerikan akademi, think-tank ve siyaset dünyasının etkin 18 ismi dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'a bir açık mektup yazmıştı.

Şimdi Türkiye için ülkeyi dış düşmanlara karşı savunma işlevini yeterli ve etkin biçimde yerine getirecek bir ordu kurma zamanı.

Galiba hem akademik hem de pratik alanda hizmet görmüşlere yönelik pek de düşünülmeden üretiliyor bu ifadeler. Arkasından hemen ekleniyor.

5 Soru: ABD Savunma Bakanının İstifası ve Ortadoğu

Chuck Hagel'ın istifasını yorumlayan SETA Dış Politika Araştırmacısı Kılıç Buğra Kanat, yeni bakanın kendisine delege edilen görevleri yerine getirecek ve son iki senesinde Obama yönetimi içerisinde çatlak ses çıkarmayacak bir isim olacağı yorumunda bulundu.

Devamı
5 Soru ABD Savunma Bakanının İstifası ve Ortadoğu
Yeni Amerikan Yüzyılı Sona mı Erdi

Yeni Amerikan Yüzyılı Sona mı Erdi?

15 Aralık 2011 tarihi ABD için askeri olarak bir çekilme, siyasi olarak ise neo-con fanatizmin uygulamaya koyduÄŸu bir projenin iflası anlamına geliyor.

Devamı

ABD'nin 11 Eylül sonrasında içerde ve dışarda geliÅŸtirdiÄŸi yaklaşımlardan çok uzaklaÅŸtığını söylemek mümkün deÄŸildir.

Irak, Saddam'ın Kuveyt'e girdiÄŸi AÄŸustos 1990'dan, iÅŸgalci muharip ABD askerlerinin sayısının 50 bine indirildiÄŸi AÄŸustos 2010'a ve bugüne kadar, farklı önceliklerle olmakla birlikte Amerika'nın gündeminden hiç çıkmadı. Lakin bu gündemlerin hiçbirinde Amerika için belirleyici olan Irak deÄŸildi. Hatta Amerika ile Irak arasında bilinen doÄŸrudan ciddi bir sorun alanının olmadığı bile söylenebilir. Bu çerçevede, Irak, ABD açısından her zaman bölgesel jeopolitiÄŸin asli dengesi içinde fer'i bir unsur olageldi. Ne Ä°ran-Irak Savaşı'nda ABD'nin Saddam'a verdiÄŸi destek Irak ile iliÅŸkiliydi, ne de Saddam Kuveyt'e girdiÄŸinde II. Dünya Savaşı sonrası oluÅŸturulan en büyük askeri ittifakın tam anlamıyla Irak'la bir alakası vardı. Ne 3 Haziran 1997 tarihli açık mektupla Yeni Amerikan Yüzyılı Projesine imza atan Elliott Abrams, William J. Bennett, Jeb Bush, Dick Cheney, Eliot A. Cohen, Francis Fukuyama, Donald Kagan, Zalmay Khalilzad, Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz gibi isimler Irak'a rol biçerken, ne de aynı isimler 26 Ocak 1998'de Clinton'dan Saddam iktidarının yıkılmasını isterlerken Irak asıl meseleleriydi. Ne ABD'nin 13 yıl sonra (2003) Irak'ı iÅŸgal etmesi ne de 2010 AÄŸustos'unda kısmen çekilmesi Irak ile alakalıydı.

DÜNYA yeni bir düzenin kurulma sancılarını çekiyor. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından tasfiye edilen klasik imparatorlukların yol açtığı iktidar boÅŸluÄŸu kendini Ä°kinci Dünya Savaşı’nda gösterdi. Bu savaşın ardından ortaya çıkan güç boÅŸlukları ise SoÄŸuk SavaÅŸ ÅŸeklinde tarif edilen nispi denge ile dolduruldu.

Amerika’nın Irak’ı iÅŸgalini farklı dinamikler üzerinden okumak mümkündür. Ä°ÅŸgal öncesinde en sık duyduÄŸumuz argümanlar “petrol”, “Ä°srail’in güvenliÄŸi” veya “Büyük OrtadoÄŸu Projesi (BOP)” odaklıydı. Bu argümanların her birisinin Irak’ı iÅŸgalde belli bir rol oynadığı muhakkaktır. Lakin Irak’ın iÅŸgalini açıklamak için bize yeterli bir siyasal tafsilat alanı saÄŸlamamaktadır. Irak’ın iÅŸgal edilmesini mümkün kılan en önemli olay 11 Eylül’dür.

OrtadoÄŸu’da son yıllarda yaÅŸanmakta olan gerilimler ve çatışmalar uzun bir süredir dünya siyasetinin sıcak gündemini teÅŸkil etmektedir. Irak’ta 4 yıldan uzun bir süredir devam etmekte olan Amerikan iÅŸgali Irak’a istikrar getirememiÅŸtir. Irak iÅŸgali hızla bir iç savaÅŸa dönüÅŸmektedir. Ä°ç savaÅŸ durumunda ortaya çıkabilecek yıkım, hem Irak, hem de bölge açısından ÅŸu ana kadar yaÅŸanan yıkımın çok daha ötesine geçecektir. Arap, Türkmen ve Kürt unsurlarından oluÅŸan Irak, adeta OrtadoÄŸu’nun mikrokozmozudur.

Amerika’nın dış politika yapım sürecine etkide bulunan önemli düÅŸünce kuruluÅŸlarından Council on Foreign Relations’ın baÅŸkanı Richard N Haas, Foreign Affairs Dergisi’nin Kasım/Aralık 2006 tarihli sayısında “The New Middle East1” (Yeni OrtadoÄŸu) baÅŸlıklı bir makale yayımladı. Haas, makalesinde OrtadoÄŸu’da SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası ÅŸekillenen Amerikan hegemonyasının sona erdiÄŸini ve bölgede yeni bir döneme girildiÄŸini vurgulamakta. Savaşın mimarlarından Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ara seçim hezimetinin ardından istifa etmek zorunda kaldı. Richard Perle, Eliot Cohen ve Kenneth Adelman gibi neo-conların önde gelen isimleri Irak konusunda mevcut politikanın bazı noktalarının yeniden gözden geçirilmesinin gerekebileceÄŸini dile getirdiler2. 

11 Eylül Amerikan sosyal ve siyasal dünyasının ‘genesis’inde bulunan yegâne kimliÄŸin bir kez daha takdir edilmesiyle sonuçlanmıştır.