Odak: Koronavirüs Körfez’deki Jeopolitik Riskleri Artırdı

Ortadoğu’daki vaka sayısının yüzde 33’üne sahip olan Körfez bölgesi Arap dünyasındaki diğer aktörlerden finansal anlamda daha güçlü olmasına rağmen koronavirüsten çok boyutlu şekilde olumsuz etkilenmektedir.

Devamı
Odak Koronavirüs Körfez deki Jeopolitik Riskleri Artırdı
Irak ve Lübnan'da Mezhepçi Etnik Siyaset Tıkandı

Irak ve Lübnan'da Mezhepçi / Etnik Siyaset Tıkandı

Gerek Lübnan’da gerekse Irak’ta süregelen gösteriler iç içe geçmiş üç mekanizmaya karşı yükselen bir itiraz dalgası olarak nitelendirilebilir; kötü yönetim, etnik/sekteryen siyasi mücadele ve bunun üzerinden yürümekte olan vekalet savaşları.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) "2018'de Türkiye" yıllığını yayımladı. Siyaset, Dış Politika, Güvenlik, Ekonomi, Enerji, Hukuk, Yargı, Eğitim, Sosyal Politikalar ve Medya gibi ana başlıklardan oluşan 440 sayfalık raporda 2018 yılının önemli olayları analiz edilirken 2019'a da projeksiyon tutuluyor. İşte bu önemli rapordan bazı başlıklar…

Suud Krallığı “iki hafta iktidarda kalabilmek için Trump’ın desteğine muhtaç olmak” gibi bir zilletten kurtulabilir mi?

Bölgesel anlamda İran karşıtı bir blok oluşurken, ABD yönetimi de Tahran’a karşı kendi enstrümanlarını devreye sokmuştur. Bu enstrümanların başında ekonomik yaptırımlar gelmiştir.

Trumpizm Döneminde Avrupa’nın İkilemi

Trump, kendisinden önce imzalanan çevre, ticaret ve İran nükleer sorunu konusundaki anlaşmaları da çöpe atarak ABD’nin artık müttefikleri için bile güvenilemeyecek bir uluslararası aktör olduğuna dair algıyı güçlendiriyor..

Devamı
Trumpizm Döneminde Avrupa nın İkilemi
Suud Veliaht Prens Selman ın Müttefik Arayışı

Suud Veliaht Prens Selman’ın Müttefik Arayışı

Suudi Arabistan'da son dönemde yaşanan dönüşümün arkasındaki isim olarak bilinen Veliaht Prens Muhammed bin Selman bu göreve gelişinin ardından ilk yurt dışı ziyaretlerini düzenlemek üzere Mısır, İngiltere ve ABD'yi kapsayan bir tur gerçekleştiriyor.

Devamı

Muhammed bin Selman’ın stratejik müttefikleri olan ABD ve İsrail’in uzun vadeli stratejileri belirsizliğini korumaktadır. Nitekim bu ülkelerdeki liderliklerin iktidarını konsolide etme konusunda zorluklar çektiği unutulmamalıdır. Suriye ve Yemen’de kendi çıkarları doğrultusunda dönüşümlerin gerçekleşmesini başaramayan Riyad yönetimi, Katar krizinde de tüm çabasına rağmen ciddi bir etki yaratamamıştır.

Trump yönetiminin İsrail- BAE patentli "siyasal İslam" politikasının Obama'nın samimiyetsiz "ılımlı İslam" politikasından daha büyük bir iflasla sonuçlanacağını öngörmek için yakın tarihe bakmak yeterli.

Yöneticiye her şartta itaatı emreden apolitik Selefiliğin İsrail ile birlikte savaşmayı meşrulaştırması bizi şaşırtmamalı. Aynı kafa, "ılımlı İslam" kodlu seküler Arap milliyetçiliğini de aynı kolaylıkla meşrulaştırabilir.

Körfez bölgesinde ve Ortadoğu’da artan gerginliğin bölgedeki hiçbir aktör açısından fayda getirmeyeceği unutulmamalıdır. Bu noktada Türkiye’nin artan tansiyonu düşürme ve taraflar arasında uzlaşı sağlanması konusunda önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır.

Ortadoğu’da bundan sonra paralı milislerin operasyonlarını, darbe girişimlerini, katliamlarını ve savaş suçlarını daha fazla göreceğiz.

Körfez’de gelinen noktada taraflardan beklenen karşılıklı adımlar atarak krizi yumuşatmalarıdır. Bu açıdan Erdoğan’ın Suudi Arabistan’a atfettiği rol önemli.

Körfez bölgesi yaşanan krizle onarılması güç hasarlar almış, önceki yıllarda kapalı kapılar ardından devam eden gerginlikler ilk kez bu derece açık biçimde ortaya çıkmıştır.

Son dönemde bölgesel siyasette daha etkin bir aktör olma hedefindeki BAE, bu çerçevede hem Ortadoğu hem de Afrika Boynuzu'nda önemli stratejik hamleler atmıştır.

Devlet ile toplum arasında yaşanan ayrışmalar, kraliyet ailelerinde torunlar döneminin başlaması ve bölgesel politikalarda sergilenen farklı duruşlar Körfez ülkelerinin temel problemleri.

Ana muhalefet partisi CHP'nin son aylarda başvurduğu siyasi söylem aslında geçmişten bu yana sürdürdüğü siyasetin de bir yansımasıdır.

Katar krizi nereden çıktı? Katar bu ablukaya karşı direnebilecek mi? Bu restleşmeden kim kazançlı çıkacak?

Tek tipleştirilmiş, siyasi iddiaları ve beklentileri olmayan renksiz ve kokusuz bir İslam anlayışı bölgenin tamamına dayatılmaya çalışılmak istenmektedir.

Eğer yeni dönemin güvenlik eksenleri Arap-Fars ve Türk-Kürt çatışmaları üzerinden kurulmak isteniyorsa bölge ülkelerinin yeniden bir değerlendirme yapmaları ve geri dönülemeyecek adımlar atmamaları elzemdir. Bu da İran’ın başta Suriye’de olmak üzere kendisine çeki düzen vermesi ve aşırılıklarını törpülemeyi birincil görev olarak addetmesinden geçmektedir.