SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran: Müttefiklik Hukuku Aleyhine Bir Gidişat Söz Konusu

SETA Genel Koordinatörü Duran, ABD Senatosunun 'Ermeni' kararına ilişkin, "Bu yaklaşım, ne ikili ilişki hukukuna ne NATO hukukuna ne müttefiklik hukukuna çalışıyor." dedi.

Devamı
SETA Genel Koordinatörü Prof Dr Duran Müttefiklik Hukuku Aleyhine Bir
Akademik Katkı Nerede

Akademik Katkı Nerede?

Çoğunlukla siyasi ve ekonomik gelişmelerin bilimsel çalışmaları da harekete geçirdiğini söylemek daha doğru olur. Bu çok da doğaldır. Zira bir ülkedeki ekonomik refah ve siyasi düzen bilim ve sanat gibi alanları etkiler, gelişmesine de katkı sunabilir.

Devamı

Ne yazık ki, kendi iç siyasetine odaklanan Kongre, Türkiye'deki Amerikan karşıtlığını daha da yükseltecek adımları atmaktan çekinmiyor.

SETA Enerji Araştırmaları Direktörü ve Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat, Yunanistan’ın Türkiye ile Libya arasında imzalanan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası"nı geçersiz kılmak için Birleşmiş Milletler'e başvurusuna ilişkin, "İki ülke arasında uluslararası hukuka uygun bir şekilde imzalanan bir mutabakatı geçersiz kılmak ne Yunanistan'ın işidir ne de BM'nin. Çünkü Libya'yı temsil etmek hakkına sahip olan meşru Trablus hükumeti ile Türkiye arasında imzalanmış bir mutabakat söz konusudur." dedi.

Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakatın Yunanistan’ı ve ona destek veren ülkeleri çok rahatsız ettiği görülüyor, ancak adaların deniz yetki alanlarının sınırlı olacağına dair çok sayıdaki uluslararası yargı kararı Ankara ile Trablus arasında atılan bu adımı destekliyor.

Türkiye'ye yönelik tehditlerin kaynağı bu kadar netken stratejik hedeflerde uyumsuzluk göstermek ülkenin ulusal çıkarlarına büyük darbeler vurur..

NATO’nun Dönüşüm Sancısı

İttifak içi rekabet ve farklıklar ittifakın üçüncü taraflara yönelik politikalarından da kendini göstermiş durumda.

Devamı
NATO nun Dönüşüm Sancısı
Kriter in Aralık Sayısı Çıktı Türkiye'siz NATO Bütünlüğünü Koruyamaz

Kriter’in Aralık Sayısı Çıktı: Türkiye'siz NATO Bütünlüğünü Koruyamaz

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 41. sayısı çıktı.

Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün NATO Liderler Zirvesi için Londra'da. Önce Macron, Merkel ve Johnson ile dörtlü bir toplantı yapacak. Yarın NATO'nun 70. yıl kutlama zirvesine katılacak, ertesi gün de Cambridge'de cami açacak. Bu seyahat, NATO'nun dönüşüm sancıları yaşadığı bir döneme denk geldiği için ayrıca önemli. İttifak'ın müttefiklerinin güvenlik kaygılarını gözeten yeni bir stratejik değerlendirmeye ihtiyacı olduğu ortada.

Türkiye'de basın Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat muhtıralarını çok yakından gördü zira bu muhtıralar Akdeniz'de dengeleri değiştiren bir adım niteliği taşımakta. Bu münasebetle Mısır ve Yunanistan gibi Akdeniz'de Türkiye varlığından rahatsız olan aktörleri telaşlandırdı.

Süreç nasıl işlemiştir? Güney Gaz Koridoru nasıl bir rota izlemektedir? TANAP nedir? TANAP’ın Türkiye açısından önemi nedir? Avrupa’nın enerji arz güvenliğinin artırılmasında TANAP’ın rolü nedir?

ABD ile ilişkilerde yaşanan sorunlar ve çok sayıdaki temel anlaşmazlık konusu artık hem Türk kamuoyunu hem de karar alıcıları yormuş durumda. ABD'nin PYD ve FETÖ'ye vermekte olduğu destek; Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi almasına karşıtlığı ve bu doğrultuda gündeme gelen yaptırımlar; Halkbank Davasını Türkiye aleyhinde sopa olarak kullanılmaya devam edilmesi; Ermeni iddialarının kongre gündeminde kullanılması, Türkiye'nin proje ortağı olduğu F-35 uçaklarının çeşitli bahanelerle teslim edilmemesi; ABD'nin Doğu Akdeniz denkleminde Türkiye'nin karşısından yer alması gibi birçok zorlu dosya iki ülke ilişkilerini son derece olumsuz etkilemekte.

Erdoğan-Trump zirvesinin en önemli tarafı ikili ilişkilerin kopma noktasından uzaklaşmış olmasıdır. Trump'ın basın açıklamasına ittifak ilişkisine vurgu yaparak başlaması, DEAŞ'la mücadele konusunda Türkiye'ye hakkını teslim etmesi ve Güvenli Bölge planına destek verdiğini belirtmesi bu anlamda önemli ve somut göstergeler.

Terör örgütü PYD taraftarları ve ABD Kongresi'nde muhalif kesimlerin sabotaj girişimlerine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump görüşmesi oldukça olumlu bir havada geçti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Kasım'da ABD'ye gerçekleştireceği ziyarette birer sorun alanı olan F-35 projesi, Patriot alımı ve hatta Doğu Akdeniz'in masada olması sürpriz olmayacaktır.

Başkan Erdoğan'ın Kızılcahamam'daki AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Fırat'ın doğusuna gerçekleştirilecek askeri harekat için "yarın kadar yakın" değerlendirmesini yapması bir anda gündeki değiştirdi. Artık an meselesi olan Fırat'ın Doğusu'na yönelik operasyonun detaylarını ve olası sonuçlarını Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Güvenlik Araştırmacısı Dr. Murat Aslan'a sorduk.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 39. sayısı çıktı.

Erdoğan'ın konuşması Türkiye'nin uluslararası siyasette nasıl bir rol oynadığı ya da oynamayı arzu ettiğini açık bir şekilde ortaya koyan bir konuşmaydı. Konuşmanın sadece düzenin sahibi konumundaki Batılı ve İsrail gibi devletleri rahatsız etmediği, Müslümanların hassasiyetleri ve çıkarları konusunda parmağını kıpırdatmayan bölge ve İslam devletlerinin de canını sıktığını söylemeliyiz. Konuşma aynı zamanda "Suudi Arabistan ne işe yarar?" sorusunu da sormaktaydı.

Erdoğan pazar gününü ağırlıklı olarak New York'taki sivil toplum ve düşünce kuruluşlarıyla toplantılarına ayırdı. Pazartesi liderlerle görüşmeler öne çıkarken bugün Genel Kurul'a hitap ediyor. Erdoğan'ın 2014'teki konuşmasına benzer, etkili bir konuşma yapması bekleniyor. Bilindiği gibi, "Dünya beşten büyüktür" mottosu ile Erdoğan, küresel adaletsizliklere ve çatışmalardaki insani drama işaret eden neredeyse tek dünya lideri. Batı dışı toplumların ve elbette İslam dünyasının sorunlarını dünyaya haykırmaktan geri durmuyor.

Bugün Başkan Erdoğan kritik BM görüşmeleri için New York seyahatine başladı..

Bu çatışan menfaatler arasında yol almanın çok zor olduğu açık. Ancak unutmayalım, bugünün realitesi 2013'te ABD'nin Suriye iç savaşını uzatacak bir politikaya geçmesi ve daha sonra Rusya'nın kontrolü ele geçirmesine müsaade etmesiyle şekillendi.