Darbeciler darbecilerle beraber. Sisi, Hafter'i desteklemeye devam ediyor. Bu zamana kadar desteği pek umursamadık ama kaybetmeye başlayınca işi tehdit boyutuna kadar taşıdı. Türkiye'nin desteklediği meşru Serrac hükümeti kritik bölgeleri ele geçirince tüm darbecilerin etekleri tutuştu. Sisi de sembolik bir ordu ziyareti sırasında açıklama yapmış ve Sirte'nin Mısır için kırmızı çizgi olduğunu söylemiş. Önce ateşkes talep ediyordu. Kendisinin ciddiye alınmadığını anlayınca tehdit de savurmuş.
Devamı
Ankara'nın Libya inisiyatifi Avrupa ve Ortadoğu başkentlerinde yeni bir Türkiye tartışması başlattı. Türkiye'nin giderek daha etkili bir güce dönüştüğünü kabul eden bu tartışmanın iki boyutu var. İlki, Suriye'den Libya'ya Doğu Akdeniz çevresinde güç denklemlerindeki somut değişime odaklanıyor. İkincisi ise niyetleri sorgulayan tam bir propaganda savaşı durumunda. Bu iki boyutu ayrıştırmadan Türk dış politikasının son dönemdeki hamlelerini, kapasitesini ve niyetini anlamlandırmak mümkün olmaz.
Devamı
Fransa, Libya petrollerinden aslan payını almak istiyor ve ülkenin kendi nüfuzu altında bir hükûmet tarafından yönetilmesi için çalışıyor. Bu politika çerçevesinde Mısır, BAE ve Suudi Arabistan yönetimleriyle, İsrail tarafından da desteklenen bir ittifak yaptı. Zamanla Yunanistan’ın da katıldığı bu ittifakın öncelikli hedefi, General Hafter’in desteklenmesi yoluyla Türkiye, Katar ve İtalya gibi rakiplerin Libya’dan uzak tutulması idi.
Türkiye Libya ve Doğu Akdeniz'de adım adım ilerlemeye devam ediyor. Türkiye'nin bu iki alandaki etkinliği bakımından altı ay öncesine nazaran büyük bir fark var.
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde milli güvenliğini ve ulusal çıkarlarını doğrudan etkileyecek belli alanların olduğu söylenebilir. Bu stratejik alanları Fırat'ın doğusu (Irak'ı içerecek şekilde İran sınırına kadar uzanan bölge kastedilmektedir), Akdeniz'in doğusu ve Libya'nın doğusu olarak sıralamak mümkündür. Son dönemde tüm bu alanlarda Türkiye'nin askeri ve diplomatik olarak varlığını güçlü bir şekilde hissettirdiği açıktır. Türk dış politikası son yıllarda bölgede istikrarsızlık üreten ve doğrudan ülkemizi ilgilendiren başlıkları oldukça dinamik bir tempoyla takip etmektedir. Neredeyse her yıl sorunlu birçok alanda çözüm üretmek artık sıradanlaşan mesailer olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz bu krizlerin her birinden ciddi tecrübeler edinen ve bir sonrakine daha hazırlıklı yaklaşan Türkiye'nin uluslararası siyasetin gidişatını en iyi değerlendiren aktörlerin başında geldiğini söylemek mümkündür
Türkiye’nin Libya’da siyasi geçişi ve yeniden yapılanma sürecinin başat aktörü haline gelmesi Paris ve Atina’nın emelleri açısından tam bir kabusa karşılık geliyor. AB’nin İrini operasyonunun Ankara’nın Libya’daki askeri varlığını engelleyemediğini gören Paris, NATO’yu hareketlendirmeye çalışıyor.
Libya ile imzalanan anlaşmalardan sonra Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’da attığı adımlar çok net sonuçlar doğurdu ve Yunanistan, GKRY, İsrail ve Mısır’ın Türkiye’yi devre dışı bırakan anlaşmaları neredeyse tamamıyla akim kaldı.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Libya’da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmacısı Emrah Kekilli, Libya’daki son gelişmeleri değerlendirdi.
SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Türk heyetinin Libya’ya yaptığı ziyareti ve Libya’daki son gelişmeleri değerlendirdi.
'Hakkaniyetli bölüşüm' üzerinden barışı ve çözümü reddedenlerin, Ankara'nın Doğu Akdeniz'deki zorlu mücadeleden vaz geçmeyeceğini anlaması gerekli.
Doğu Akdeniz gündemdeki yerini uzun süre koruyacak. Bu konuyla ilgili tartışmalı birçok hususa ışık tutan bu kitap alana dair çalışmalar için başvuru kaynağı olmanın yanında güncel siyaseti takip edenler için de yol göstericidir.
Libya'da Türkiye'nin sahaya inmesi bütün sahneyi alt üst etti. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerin ne kadar zayıf olduğunu hemen gözler önüne serdi. Halbuki adım adım ilerlemiş ve Trablus'a kadar gelmişlerdi. Ancak Türkiye biraz omuz verince meşru Libya Hükümeti üç beş ayın içinde muazzam bir başarı elde etti.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Rusya’nın Libya’daki pozisyonu üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Türkiye ile Libya arasında yapılan anlaşmaların sahadaki durum üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
Atina, Türkiye'nin Libya ile imzaladığı mutabakatı geçersiz kılmak için çabalıyor. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi Antalya Körfez'in sıkıştırmak istiyor.
Türkiye kendi halkının ve bölge halklarının çıkarlarını öncelediği için, Özal zamanında olduğu gibi AK Parti döneminde de bağımsız dış politikaya yönelerek Orta Doğu’da daha uzun dönemli ittifaklar arayışına girdi.
Türkiye Libya'da askeri gücünü kullanarak masada asla alamayacağı bir başarı elde etti. Yaşananlara sırayla bakmakta fayda var. Nisan 2019'da başlattığı darbe girişimiyle Trablus'un iç mahallelerine kadar dayanan darbeci Hafter, Türkiye Libya'ya müdahale etmemiş olsaydı hem Trablus'u ele geçirmiş olacak hem de UMH'yi ortadan kaldırmış olacaktı. Trablus'un düşmesi beraberinden Türkiye'yi Akdeniz ölçekli jeopolitik rekabette büyük ihtimalle savunmacı bir pozisyonda yalnız başına bırakacaktı.
Türkiye'nin ana muhalefet partisi Türkiye düşmanlarıyla ortak bir tavır sergileyip Türkiye'yi itham ediyor.
Türkiye'nin Ayasofya'yı ibadete açma kararı alması durumunda bölgedeki rakiplerine ve özellikle büyük güçlere kendi kararlarını alabilen bir devlet olduğunu göstermiş olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi kariyeri mücadeleyle geçti desek yeridir. Belediye başkanlığından bu yana her adımda birçok düşmanlık ve ihanetle karşılaştı. Ancak tüm bunlarla boğuşurken Erdoğan inşa etmeyi hiç bırakmadı. Ve belki de bu nedenle karşısına çıkanlar teker teker erirken o hep icracı kimliğiyle büyük kitlelerin güvendiği isim olarak kaldı. Birileri onu hapse atmaya çalışırken o İstanbul'u inşa etmekle meşguldü. Ve vatandaş bunu görüyordu. Erdoğan'ı iktidara taşıdı.