Insight Turkey'in “Yol Ayrımında Türkiye: 2023 Seçimi” başlıklı bu sayısının, Türkiye'de son dönemde siyaset gündemine yön veren bazı konuları ele alacağına inanıyor ve umut ediyoruz ve inanıyoruz ki, konuyla ilgili ortaya atılan anlayışlı ve teşvik edici tartışmalar okuyucularımıza faydalı olacaktır.
Devamı
Muhalefetin çetin bir gündemi var. Yeni seçim yasasından sonra hem muhalefet partileri hem de akıl verenleri hummalı şekilde senaryoları çalışıyorlar ve nasıl bir ittifak yapısı oluşturulmalı üzerine kafa yoruyorlar.
Devamı
Aday belirlenmedikçe aday çekişmeleri bitmez. Hatta belirlense bile küskünleri çıkar. Muhalefete akıl verenlerin toparlanmak için öne sürdükleri 'demokrasi cephesi' formülü ya da 'otoriterlik-demokratlık' ayrımı seçmende bekledikleri karşılığı üretemez. Uluslararası sistemin belirsizliğinin arttığı bir dönemde Türkiye'yi 2023 sonrasına taşıyacak politikalarda uzlaşıp bunu seçmene etkili bir isim etrafında ulaştırabilmeleri lazım.
Macaristan seçimlerinin sonucu bizdeki muhalefetin sistem- aday çelişkisini yeniden göz önüne getirdi. 6'lı masadaki genel başkanlar iki sistem önerisi getirmek ve buna uygun bir ortak aday bulmak durumundalar. 2023 seçimleri için alternatif bir cumhurbaşkanlığı sistemi önerisi ve sonrası için de güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi. İkincisi için bir öneri getirdiler ancak yeterli ilgiyi görmedi. Zira seçmen belirsizlik değil netlik ister. Asıl merak edilen nasıl bir cumhurbaşkanlığı sistemi önerecekleri.
Bu analiz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin içeriğini teknik ve siyasi açılardan irdelemeyi amaçlamaktadır.
Türkiye’de siyasi liderlik oldukça önem arz etmektedir. Demokrasinin bir gereği olarak farklı siyasi partilerin politika ürettiği bu ülkede siyaset, lider odaklıdır. Vizyonu ile lider; siyaset biçimini belirler, toplumu dönüştürür, demokratik kültürün yerleşmesine katkıda bulunur.
Devamı
CHP-HDP ittifakı Türkiye'yi nereye götürmek istiyor? Bu ittifakın geleceği var mıdır? Bu ittifak, CHP'nin 2023 seçimlerini kazanması için yeterli midir? İYİ Parti ile ittifak yapan CHP, HDP ile de ittifak yaparsa iktidar olma ihtimalini artırır mı?
Devamı
Türkiye'de siyasi liderlikle; liderin geçmişi, siyasi kariyeri, kişiliği, inançları, liderlik üslubu, yetenek ve stratejileri, ideolojisi ve amaçları ile Türkiye demokrasisine olan katkıları dikkat edilmesi gereken konuların başındadır.
Son 15 yıllık dönemde, Abdullatif Şener, AK Parti’den ayrılarak Türkiye Partisi’ni kurdu. Emine Ülker Tarhan, CHP’den ayrılarak Anadolu Partisi ile siyasette şansını aradı. Yine CHP’den ayrılan Yaşar Nuri Öztürk, Halkın Yükselişi Partisi’ni kurdu. Erkan Mumcu örneğinde olduğu gibi, AK Parti’den ayrılanlar eski merkez sağı diriltmeye çalıştı.
Muharrem İnce’nin CHP genel başkanlığını isteme gerekçesi salt o koltuğa oturarak CHP’yi yönetmek değil de ülkeyi yönetmek ise bunun yolunun CHP’den geçmesinin çok zor olduğunu tarihi gerçekler göstermektedir. Bu yüzden İnce’nin CHP koltuğuna oturma konusunda ısrar etmek yerine ikinci bir yol arayışına girmesi daha rasyonel gibi görünmektedir.
Sağ-muhafazakar-dindar kesimler açısından, parçalanmanın önlenebildiği ve kapsayıcılığın genişleyebildiği dönemlerde Türkiye’yi yönetme iradesinin daha güçlü olduğu görülmektedir. Bunu kısmen başarabilen isimler arasında Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal isimleri zikredilebilse de Erdoğan liderliğindeki AK Parti kendinden önceki dönemleri aşabilmeyi başaran bir hikaye ortaya koymuştur.
SETA Strateji Araştırmacısı Hasan B. Yalçın İyi Parti’nin seçim sonucu hakkında değerlendirmede bulundu.
Sadece AK Parti döneminin değil, Türkiye demokrasi tarihi açısından milat sayılabilecek bir seçim var önümüzde.
28 Şubat sürecinde Batılı hükûmetlerin ve medyanın açık bir şekilde darbeden yana tavır alarak demokrasinin katledilmesini kendi halklarına meşru göstermek için Türkiye’deki iktidarı karalayan politikalarını unutmamak gerek.
15 Temmuz 2016’da FETÖ üyeleri tarafından yapılan askeri darbe girişiminin toplum tarafından püskürtülmüş olması 28 Şubat’ta jakoben Kemalistler tarafından zirveye çıkartılan ‘dindar’ karşıtlığını yeterince etkilememiş görünüyor.
Türkiye’de siyasi sistemin, iki partili bir yapıya dönüşüyor olduğunu tespit etmek için erken..
Bu analizde MHP içerisindeki muhalif grubun öncülüğü ve Meral Akşener liderliğinde ortaya çıkan İYİ Parti’nin kuruluş süreci değerlendirilmektedir.
Bu tip partiler daha çok, mevcut içinde yer aldıkları partinin lider kadrosu ile girilen mücadelenin kaybedilmesi ya da ideolojik olarak farklılaşmanın sonucunda ana partiden ayrılanlar tarafından kurulur.
Post-Kemalizm CHP'nin Kemalizm'den vazgeçmesinden ziyade, Kemalizm'in artık hâkim ideoloji olduğu toplumsal düzenin ortadan kalkması demektir. Bu tarihi kırılma CHP'nin kendisine yeni bir misyon belirlemesine yol açtı.
Türkiye’de “imtiyazlı çıkar gruplarının” siyasette en iyi oldukları alan, “proje particiliği”dir.