Ekonomik güç dengesinin Çin, Hindistan gibi Uzak doğu ülkelerine evirildiği, Avrupa ülkelerinin ekonomik alanda yeni çıkışlar aradığı bu dönemde İpek Yolu'nun önemi artıyor.
Devamı
Türkiye “enerji merkezi olma yolunda Güney Gaz Koridoru 'nu güçlendirmek adına, Hazar Bölgesi'nde, Kuzey Irak Kürt Bölgesi'nde ve Doğu Akdeniz'de geliştirilecek projeleri hızlandırmalıdır.
Devamı
Gazprom'un Türkiye'ye verdiği doğal gazda kesintiye gitme gerekçesi olan mevsim şartları ve fiyat anlaşmazlığı pek gerçekçi değil. İran'ın da zaman zaman uyguladığı bu taktik, bir bahaneden ibaret.
Hazar'dan çıkarılacak enerji kaynaklarını Avrupa'ya taşıyacak boru hatları projelerinin çeşitlenmesinde tüm taraflar kazanç sağlayacak.
Akkuyu’nun akıbetini tartışmak yerine, belki yeni nükleer projelere yelken açmalıyız. Küresel rekabet gecikme kabul etmiyor.
İran ekonomik değerini yükseltmek, ekonomide hamle gerçekleştirmek istiyorsa, yalnızca Batı yaptırımlarından kurtulması yetmez. Aynı zamanda özellikle doğalgazda uyguladığı yüksek fiyat yaptırımından da vazgeçmeli.
Son dönemlerde Türkiye, enerjide cesur denilebilecek ve birilerini rahatsız eden adımlar atıyor. “Enerji merkezi” olma hedefinden bahsettiğimizde, bu hedefin ütopik, yani gerçekçi olmadığına dair yapılan eleştirilerin haksızlığı, bugün geldiğimiz noktada ortada.
Devamı
İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin ambargonun kaldırılmasından hemen sonra vakit kaybetmeden Çin'den Avrupa ülkelerine kadar geniş bir yelpazede yatırım ve ticaret turuna çıkması, tüm tarafların İran'ın küresel ekonomiye entegre olmasını istediğini gösteriyor.
Devamı
1 Kasım seçim sonucunda sağlanan siyasi istikrar ortamı, 2016 yılında hem ekonomideki beklentilerin gerçekleşmesi hem de planlanan reform sürecinin başlaması için uygun.
Enerji konusunda 2015 yılının en önemli olayı nedir diye sorarsak, kuşkusuz bu sorunun cevabı, petrol fiyatlarındaki dramatik düşüş olacaktır.
Rusya bir yandan Suriye açıklarındaki doğal gaz aracılığıyla, diğer yandan da muhtemelen Irak petrolüne el atabilme hevesiyle, Akdeniz'deki enerji oyununa entegre olmayı amaçlıyor.
7 Haziran sonrası oluşan siyasi belirsizlik, sonrasında 1 Kasım'a kadar süren ekonomide ve siyasi ortamda uzun yıllar sonra istikrarsızlık mı hakim olacak" sorusu ekonomiyi gündemin ana konusu olmaktan çıkardı.
İsrail ile ilişkilerde çatışmanın azaltılmasına yönelik adımlar Türkiyenin Filistin davasına sırtını döneceğinin değil daha fazla sahip çıktığının göstergesidir.
Son günlerde Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin muhtemel bir normalleşme aşamasına girmesi doğrultusunda yapılan görüşmeler de, bölgede hızla değişen güvenlik ve enerji denkleminin bir yansıması olarak okunmalı.
Enerjiyi arz ve talep eden ülkelerin yeni güzergâh ve pazar arayışında, Türkiye'nin kilit bir aktör konumuna geldiğini söyleyebiliriz. Yani, bölgede Türkiye'nin olmadığı bir enerji senaryosu yazılamıyor.
Rusya krizi, Türkiye'nin bundan sonraki dönemde enerjide çizeceği yol haritasını belirleyecek nitelikte.
Rusya Devlet Başkanı Putin'in ise, Suriye'ye girerken Ortadoğu'da meydana gelebilecek sıcak çatışma ortamıyla petrol fiyatlarının yükseleceği beklentisi vardı.