17 Aralık'ın Ekonomi Politiği

Küresel ticaret ve finans akışlarına açık kalarak büyüme ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeye odaklanan serbest piyasa ekonomilerinde güçlü gelecek vizyonunu inşa eden iki kurucu kavram, “istikrar” ve “öngörülebilirlik”tir.

Devamı
17 Aralık'ın Ekonomi Politiği
Soğuk Savaş'ın İkinci Perdesi Oynanıyor

Soğuk Savaş'ın İkinci Perdesi Oynanıyor

Insight Turkey Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan, Ukrayna'nın AB Ortaklık Anlaşması'nı askıya almasının Rusya'nın tekrar dirilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Devamı

Ukrayna son günlerde ülke çapında devam eden protestolarla gündemde. 21 Kasım günü Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in uzun süredir müzakere edilen AB ile Ortaklık Anlaşması'nı imzalamayı askıya aldığını açıklaması üzerine sokaklara dökülen Ukraynalılar soğuk havaya ve polisin sert uygulamalarına rağmen halen evlerine dönmüş değil. Protestolar, 2004 yılında gerçekleşen ve zamanın Devlet Başkanı Yanukoviç'in istifasıyla sonuçlanan Turuncu Devrim'i hatırlatsa da, protestoların muhtemel sonuçlarından çok nedenlerine odaklanmak hem Ukrayna'yı hem de bölge politikalarını anlamak adına daha faydalı olacaktır.

Insight Turkey Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan, Türkiye açısından enerji meselesinin asıl öneminin jeopolitik ve jeostratejik özelliklerinden kaynaklandığını belirtti.

SETA Ortadoğu Araştırma Asistanı Can Acun, Türkiye ile Kuzey Irak arasında petrol ve doğalgaz aramalarına ilişkin gerçekleşen anlaşmaları sayesinde, Türkiye'nin enerjide İran ve Rusya'ya bağımlılığının ortadan kalkacağı değerlendirmesinde bulundu.

SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl imzalı Perspektif çalışmasında, “Türkiye'nin enerji görünümünde Kuzey Irak'ın rolü nedir? Irak Bölgesel Kürt Yönetimi enerjide yeni aktör olabilir mi? Türkiye enerji üssü olabilir mi?” sorularına cevap aranıyor.

Suudi Arabistan'ın Mısır Aşkı

Mısır darbesine desteğin Suudi dış politikası açısından anlamı aslında çok açık: Bölgenin Amerika müttefiki krallar ve diktatörler tarafından yönetilmesi, zenginlik ve iktidarın elitler arasında paylaşımı ve Amerikan ile İsrail çıkarlarının korunmasından müteşekkil olan statükonun devamını sağlamak.

Devamı
Suudi Arabistan'ın Mısır Aşkı
SETA'dan quot Türkiye'de Enerji Borsası' Paneli

SETA'dan "Türkiye'de Enerji Borsası' Paneli

SETA tarafından yayımlanan "Türkiye'de Enerji Borsası” başlıklı raporun tanıtımı amacıyla düzenlenen panel Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın da katılımıyla gerçekleşti.

Devamı

Çin'in Doğu Türkistan'da her muhalif sesi ortadan kaldırma ve her farklılığı asimile etmeye çalışmasının altında hiç de barışçıl görünmeyen bölgesel plan ve stratejiler ve bunları hayata geçirmeye kararlı kasası dolmuş, gözü kararmış bir rejim bulunuyor.

Son yıllarda özellikle Ortadoğu'da adından en çok söz edilen ülkelerin başında şüphesiz Katar geliyor. Bilhassa Suriye krizinin çözümünde öne çıkması ve Mısır'ın toparlanmasına ekonomik ve diplomatik açıdan önemli bir destek vermesi bakımından Katar, masadaki baş aktörlerden birisi olmayı başardı. Dış politikada bu ivme yakalanmışken geçtiğimiz hafta Katar'da ülkeyi yöneten ‘Emir'in görevi oğluna devretmesi gündeme geldi.

Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Nisan ayında yaptığı Rusya gezisi sonrasında ortaya çıkan bilgiler, devrim sonrası süreçte bir süredir dondurulmuş olan nükleer enerjiden yararlanma çalışmalarının Rusya'nın yardımı ile tekrardan başlatılmak istediğini ortaya koydu. Bu durum, bölgedeki gücünü tanzim etmek isteyen Mısır için nükleer güç olma arzusunun dönemsel olmadığını, bir devlet politikası niteliği taşıdığını gösteriyor. Mısır, 1986 yılında yaşanan Çernobil felaketinden sonra nükleer programını askıya almıştı. 2006 yılında ise Hüsnü Mübarek döneminde yeniden çalışmalara başlandığı düşünülüyor. Şubat 2011'de hükümet, Akdeniz sahilindeki Deba bölgesinde ilk nükleer santralin kurulmasının planladığını kamuoyuna açıklanmıştı. Ancak bu konuda her hangi bir adım atılamamıştı.

Obama'nın, 2016 ABD seçimlerine daha fazla dünya gündemli bir miras bırakması için de gerçekçi bir siyasi zemin bulunmamaktır.

Cezayir seçimleri, sadece Cezayir'de değil, başta Suriye olmak üzere birçok değişim sancısı çeken ülkede, göstermelik seçimlerin "değişim direnci"nin bir aracı olabileceğini gösteriyor.

Obama, İran'ın üzerinde büyük bir baskı bulunduğu ve sorunun diplomasi yoluyla hala çözülebileceği yönünde İsraillileri ikna etme çabasında.

Türkiye'nin aktif dış politikası, iç politika gelişmelerini sadece iç dinamiklerle sınırlayan analizleri yetersiz kılmıştır.

Bölgeyle ilgili geliştirilen uluslararası projelerde belirleyici bir tutumla rol alan Türkiye, ken­disini enerji alanında bir aktör olarak kabul ettirmiş durumdadır.

İki ülke arasında hükümet ve devlet başkanları düzeyinde geçekleştirilen ziyaretler öncesinde, konuk ve ev sahibi liderler ile özel röportajlar yapılması ve bunların yayınlanması nerdeyse gelenek olmuştur. Bir tür kamu diplomasisi eksersizi sayılabilecek bu tür röportajların amacı ziyaretin siyasi içeriği hakkında kamuoyunu önceden bilgilendirmek, bazen sürprizlere hazırlamak, bazen de bazı müzakere konularında gerektiğinde toplumun göstereceği tepkileri destek olarak gündeme getirmektir.

Türk dış politikasında Mayıs 2010 ile yeni bir dönem başladı. Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri bakanı olmasıyla birlikte dış politika ve iç politika arasında yeni bir denge kuruldu. Dış politika içerideki kısır çekişmelerin prangasından kurtularak, hareket alanını genişletti. Dış politika yapıcılar Türkiye’nin son on yıldaki müspet gelişmelerinden aldığı enerjiyi, pozitif bir gerilimle mücavir bölgelerle entegrasyon ve barış çabaları şeklinde dışarıya yansıtıyor. Türkiye’nin dış politika hamleleri komşularla sorunların çözümüne, bölgenin güvenliği ve istikrarına ve ülkenin uluslararası prestijinin artmasına katkıda bulunuyor.

Gürcistan’ın G. Osatya’ya girmesiyle başlayan Rusya ve Gürcistan arasındaki sıcak bir çatışmayla gözler Kafkaslar’a çevrildi. Ama kazan uzun zamandır kaynıyor. Öyle anlaşılıyor ki İslam dünyasında dondurulmaya çalışılan çatışmaların yerini Avrasya’da etnik ve dini temelli sıcak çatışmalar alacak. Ufak etnik çatışmalar dahi giderek jeopolitik mücadelelerin fay hatlarına dönüşecektir ve taraflar büyük güçler veya koalisyonlar olacak.

İran ile ABD arasındaki nükleer kriz tırmandıkça, Türkiye’nin muhtemel gelişmeler karşısında izleye(bile)ceği politikalar ve karşı karşıya kalabileceği açmazlar hakkındaki yorumlar da her geçen gün artıyor. Son 20-25 yılda siyasi ve askeri elitlerimizin Türk-İran ilişkileri konusunda verdikleri demeçlere baktığımızda birbiriyle zıt iki temel söylemle karşılaşırız. Bir kesim ‘son 400 yıldır’ devam eden ‘ebedi’ Türk-İran dostluğundan bahsederek, 1639 Kasr-ı Şirin antlaşmasından bu yana sınırımızın hiç değişmediğini,