Küresel gıda fiyatları neden artıyor? Salgın dünyada gıda enflasyonunu nasıl etkiledi? Savaş küresel gıda enflasyonunu nasıl etkileyecek?
Devamı
Avrupa'nın geleceğinin şekillenmesinde üç ülkenin kritik rolü var: Rusya, İngiltere ve Türkiye.
Devamı
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, 9 Mart Çarşamba günü Ankara'yı ziyaret ederek 2008'den bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk İsrail Cumhurbaşkanı oldu.
Savaşın ne kadar süreceğini kestirmek zor iken kalıcı ateşkes sağlanması halinde yaptırımların, en azından enerji sektörüne uygulananların kaldırılması muhtemel görünüyor.
Rusların sivilleri şehirlerden göndererek savaşı derinleştirdiği diğer yandan Batı'nın enerji dahil ağır yaptırımları en yüksek seviyeye çıkardığı dönemdeyiz. Bu dönem tamamlanmadan müzakerelerin savaşı bitirmesi ihtimali uzak. Ancak Türkiye'nin ısrarla diplomasiyi ve arabuluculuğu önceleme çabaları çok kıymetli. Savaşın dördüncü aşamasında, ne zaman gelir henüz belirsiz, bu çabaların sonuçları olacak.
Doğu Avrupa ülkelerinin önemli bir kısmı Rus gazına yüzde 100 bağımlı durumda.. Batı Avrupa ülkelerinde ise durum biraz farklı.
Savaş, tarım ürün fiyatlarını ve gıda arz güvenliğini negatif etkiliyor. Son bir haftada buğday ve mısır fiyatlarında meydana gelen yüzde 15'lik artış buna bir örnek. Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımlar önemli bir tedarikçinin piyasaya ulaşımını kısıtlayabilir. Üretimin düşmesiyle ortaya çıkabilecek yeni fiyat artışları ülkelere daha fazla zarar verebilir.
Devamı
AB, Türkiye ve diğer ülkelerin Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlılık düzeyleri nedir? Rusya küresel enerji üretimi ve ticaretinde nasıl bir konuma sahiptir? Rusya’ya uygulanacak yaptırımlar neler ve bu yaptırımlara hangi ülkeler nasıl tepki verdi?
Devamı
Olaf Scholz'un Başbakanlığı Almanya'nın krizlerle dolu kritik bir dönemde başlaması talihsizlik olarak nitelendirilebilir..
Artan maliyetler uygulanan sübvansiyonlara rağmen ekonomik denge üzerinde fiyatların artırılması yönünde baskıya neden oluyor.
Almanya, Ukrayna krizinde ve Rusya ile ilişkilerde Batılı ortaklarına güven vermeyen bir politika izliyor.
NATO üyesi Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna ile aynı anda iyi ilişkiler içerisinde olmasını bu kriz ortamında 'ciddi bir risk' olarak görenler var. Ben aksi görüşteyim. Kanaatimce, Ukrayna krizinin seyri yakın bir dönemde Türkiye'nin diplomatik çabalarını önemli hale getiren bir noktaya gelebilir. Yakında gerçekleşecek Erdoğan'ın Ukrayna ve Putin'in Ankara ziyaretlerini bu şekilde görmekte fayda var.
ABD'nin EastMed'ten destek çekme kararı İsrail'den ziyade Yunanistan'ı ve dolayısıyla Güney Kıbrıs'ı teknik nedenlerin yanı sıra psikolojik açıdan olumsuz etkiledi.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, "Türkiye'nin 2022'de bir aşı diplomasisi harekatı yapacağını şimdiden öngörmek herhalde çok zor olmaz." dedi.
Batı medyasında Yunanistan'ın Türkiye'ye 'alternatif' haline geldiği yorumlarını yapanlar, ne değişen dünyanın dengelerini ne de iki komşunun uzun vadeli birbirine duyduğu ihtiyacı doğru değerlendirebiliyor.
Yeni bir Karaoğlan efsanesi yaratmak arzusuyla yola çıkan Kılıçdaroğlu, maalesef on yıl boyunca palyatif çözüm önerileriyle CHP siyasetinin koordinatlarını belirlemeye çalışmaktadır.
Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali durumunda sadece ekonomik yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. Putin'in düşünmesi gereken neredeyse Ukrayna'nın nasıl bir direnç göstereceği ile sınırlı.
SPD-Yeşiller-FDP koalisyonu haricinde Alman devletinin terör örgütleri PKK'ya ve FETÖ'ye "kucak açan" tavrı, hiç şüphesiz yeni dönemde de Türk-Alman ilişkilerinde gündemin ilk sırasında yer alacaktır.
Rusya'nın Ukrayna sınır bölgelerine yaptığı yığınaklar ve iki ülkenin karşılıklı restleşmeleri akıllara savaş ihtimalini getirdi.
Türkiye'nin bugün karşılaştığı nerdeyse tüm sorunların temelinde, son 1-2 yüzyıldır dış ülkelere karşı verdiği bu finansman, cari açık sorunu yatar. İhracatın rekabet gücünün, teşvikler, katma değeri yüksek üretime odaklanma ve Ar-Ge harcamaları ile artırılması ve cari açığın düşürülmesi sürecinin de yeşil dönüşüme uygun olarak sürdürülmesinde fayda var.
Yeni hükümetin, ülkenin yapısal bir özelliği olarak liberal dış politika hedeflerine sadık kalacağı ve 'önce ticaret' stratejisi kapsamında dışa dönük adımlar atacağı öngörülüyor.