2014’ten beri yaşanan bazı gelişmelere bakarsak Berlin’in tavırlarının Ankara’da neden bu kadar rahatsızlığa yol açtığını anlarız.
Devamı
Britanya'nın AB'den ayrılmasına ek olarak birlik içinde Almanya ve Fransa'nın da kendi milli siyasetlerini öncelemek zorunda kalacakları yeni bir jeopolitik kırılma gerçekleşebilir.
Devamı
Sisi rejiminin dış politikada Suudi Arabistan çizgisinden uzaklaşarak geleneksel anlamda Mısır siyasetinde herhangi bir bağlamı olmayan İran’a yönelmesi, Kahire’deki birçok çevrenin tepkisini çekmektedir.
Türkiye’nin kırmızı çizgilerini görmezden gelerek yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda “Kırmızı çizgilerimiz var” diyenlere karşı “sizin kırmızı çizgilerinizi çizeriz” diyen bir Türkiye var.
Çavuşoğlu’nun dün Ankara’da Alman meslektaşıyla yaptığı basın toplantısında söylediği “AB ülkelerinin Türkiye’yi aşağılayıcı tavırlarından bıktık” şeklindeki sözler, Avrupalılara her şeyi anlatıyor.
Türkiye Batılı müttefiklerine her iş birliği çağrısı yaptığında, aslında onlardan duygusal değil, akılcı bir Türkiye politikası üretmelerini talep ediyordu.
Amerikan halkı başkanın spesifik politikalara hakim bir teknokrat olmasının ötesinde liderlik vasıfları taşımasını bekliyor.
Devamı
Bu başkanlık seçim kampanyasının en önemli özelliği hiçbir dış politika meselesinde adayların uzun ve kapsamlı bir diyalog veya tartışma içine girmemesiydi.
Devamı
15 Temmuz konusunda gerekli hassasiyeti göstermeyen Almanya ve diğer birçok AB ülkesi PKK ve FETÖ/PDY’ye karşı mücadele kapsamında Ankara’nın aldığı tedbirler konusunda neden bu kadar rahatsızlar?
Analizde, Hillary Clinton ve Donald Trump tarafından önerilen ekonomi politikalarının hayata geçirilmeleri halinde gerek ABD gerekse dünya ekonomisi için potansiyel yansımaları değerlendirilecektir.
Kavrama eksikliği, polemik yapma ihtiyacıyla da birleşince ortaya Kılıçdaroğlu’nun dış politika vizyonu (!) çıkıyor. Tüm Yenikapı ruhumla söylüyorum, Kılıçdaroğlu kavrayamadığı konulara pek girmemeli.
Türkiye'yi Musul'a davet edebilecek aktör olarak görülen Nuceyfi Türkiye'ye "ajanlık suçlaması" ile tasfiye edilmeye çalışılıyor. Bu kaotik rekabette sürpriz, tek taraflı adımlar atılması sahanın yakıcı gerçekliği.
8 Kasım 2016 tarihinde yapılacak olan Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerini daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve yorumlarını bir arada sunuyoruz.
Uluslararası ilişkilerin tarihi ve gerçekleri bize gösteriyor ki, devletler birbirlerine karşı terörist örgütleri de dış politika aracı olarak kullanabiliyorlar.
Türkiye, Irak'ın bütün unsurlarını içerecek şekilde tek parça kalmasına destek verebilecek tek ülke.
Türkiye’nin, Suriye’deki politik tercihleri ve askeri angajmanları Irak’taki pozisyonunu; Irak’takiler ise Suriye’deki pozisyonunu güçlendirecek yahut zayıflatacak niteliktedir.
Irak Temsilciler Meclisi'nin Başika kararı semboliktir. Irak’ın bu konuda yaptırım uygulayabilecek bir gücü mevcut değildir.
ABD hem muhaliflere hem YPG'ye ağır, nitelikli silahlar vermekten bahsediyor. Bunun, aktörler arasındaki çatışmayı artıracak etkilerde bulunması kuvvetle muhtemel.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SETA tarafından düzenlenen çalışma yemeğinde, ABD'deki bazı düşünce kuruluşlarının temsilcileri ve medya mensupları ile bir araya geldi.
NATO’nun Soğuk Savaş döneminde ‘öteki’ olarak gördüğü Rusya ile yeni bir gerilim yaşamak istemediği; bunun yerine küresel ve bölgesel terörizm meselelerine ağrılık vermek istediği görülmektedir.
ABD bir şekilde Türk siyasi karar alıcılara Suriye politikası dayatma gayreti boşa düşünce işi 15 Temmuz Darbe girişimine kadar tırmandırdı.