'Kürtler' konusu bağlamında Batı kamuoyunda Aralık ayının sonunda başlatılıp Ocak ayında devam ettirilmek suretiyle yeniden ısıtılan Türkiye kampanyası, aslında tanıdık özelliklere sahip.
Devamı
Doğu Akdeniz bölgesi son dönemde Türkiye’nin yakın çevresinde önemli gelişmelere sahne oluyor. Bu durumun başlıca se-bebi, bölgenin özellikle petrol ve doğalgaz bağlamında ciddi bir rezerv potansiyeli barındırmasının ortaya çıkması.
Uluslararası güçlerin kontrolünde YPG'yi koruyacak bir güvenli bölgenin kabul edilmesi mümkün değil..
1961 ve 1967'de üyelik başvurusu De Gaulle'un vetosu nedeniyle iki defa reddedilen İngiltere bugün ayrılma kararı dolayısıyla Birlik içinde yeniden gündemde.
Trump, Türkiye ile çalışmak konusunda kararlı ancak bunu hayata geçirecek irade ve istek en yakınlarında bile mevcut değil. Bu noktada Ankara-Moskova arasında yeni bir sürecin hızlandırılmasına ihtiyaç var. Anlaşılan o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’e yeniden iş düşecek.
Kenevir denince aklınıza hemen uyuşturucu gelmesin. Kenevir, ilaç sanayiinden kağıt yapımına, kumaş üretiminden otomotive kadar pek çok yerde kullanılan hem politik, hem stratejik hem de faydalı bir bitki. Yıllardır ABD-Türkiye arasındaki gerilimin temel aktörlerinden de biri. Kenevir ektiğimiz için 70’li yıllar boyunca ABD tabiri caizse Türkiye’ye posta koymaya çalıştı. Şimdi de Başkan Erdoğan’ın çıkışıyla gözler bir kez daha bu politik bitkiye çevrildi
Devamı
İsrail ve Körfez ülkeleri Obama'nın Ortadoğu politikasını çok önemsiyor. Bunun için ABD'nin Suriye'den çekilmesinin Türkiye ile koordineli olmaması için ellerinden geleni yapacaklar. Trump'ın ekibinin bu çifte sınırlandırma tuzağına düşmemeleri lazım.
Devamı
Dünya, güçlü liderlere sahip ülkelerin uluslararası güç mücadelesinde öne çıktığı, liderlik krizi yaşayanların ise geride kaldığı bir dönem içerisinde..
Amerikalı yetkililer tarafından yapılan çelişkili açıklamalar yönetimin kapsamlı bir Suriye stratejisi oluşturamadığını bir kez daha gözler önüne serdi..
ABD tarafındaki bu belirsizlik, Türkiye’nin hiçbir ülkeye güvenmeden kendi güvenlik çıkarları için gerekli gördüğü adımları atmasını zorunlu kılıyor.
Dışişleri Bakanı Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın son açıklama ve ziyaretlerine bakılırsa daha kapsamlı başka bir çaba söz konusu...
ABD'nin Suriye'den çekilme kararı ardından başlayan kampanyanın iki amacı var. İlki, YPG'yi tasfiyeden kurtarmak. İkincisi de İsrail'in İran konusundaki menfaatlerini korumak. Bu amaçla 'DEAŞ ile mücadele' kartı kullanılıyor. Üç argüman öne çıkarılıyor: Çekilme ile a) İran güçlenir b) DEAŞ geri döner c) Türkiye "Kürtleri" katleder.
Cumhuriyetçi Senatör Graham,Türkiye'nin çıkarlarını koruması için de "bir tampon bölge" kurulacağını belirtti. Bu yavaşlama Türkiye'nin DEAŞ ile mücadeleyi üstlenmesi için olumlu görülebilir...
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat da Türkiye'nin Irak'ta da ülkenin toprak bütünlüğünden yana tutum aldığını hatırlatarak Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünü kimin tehdit ettiğine bakıldığında akıllara ilk PKK'nın geldiğini söyledi.
Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın herhangi bir şekilde varlık göstermesine kesinlikle tahammül etmeyecek olan Türkiye, yakın ilişkilere sahip olduğu Rusya’dan buna uygun şekilde davranmasını bekliyor.
Geldiğimiz noktada, BAE ve Suud'un parayla manipüle edebildiği, geleneksel iddialarından vazgeçmiş, kendi içinde kırılgan ve zayıf bir Arap dünyası mevcut.
Ateşkes anlaşması Yemen’in bazı bölgelerinde çatışmaların yavaşlayacağı anlamına gelse de ülkenin tamamı için geçerli bir anlaşma olmadığından yerel ve bölgesel aktörler arasındaki mücadelenin sürmesini de engellemeyecektir. Bununla birlikte anlaşma, İran destekli Husilerin ilk kez merkezi bir cepheden geri çekilmeyi kabul etmesi bakımından da önem taşımaktadır.
Bu tablo ABD'nin Suriye'de nasıl zikzak çizdiğini ve ölçek küçülttüğünü gözler önüne seriyor. Rejim değişimi, DEAŞ'a karşı savaş ve şimdi de tamamen çekilme. İlk iki stratejisi Türkiye'ye maliyet üretmişti. Türkiye büyük mücadeleler vererek, diplomatik ve askeri seçenekleri aynı anda devreye sokarak riskleri önemli ölçüde bertaraf etti.
AB, milli kimlikle kıyaslanacak bir sadakati üretebilir mi? Egemenliklerini kaybettiklerini düşünen Avrupa milletleri hızla milliyetçiliğe savruluyor. Avrupa kimliğinde birleştirmek ister mi? Orta sınıfların savrulduğu demokrasilerden ne tür rejimler doğar? Mayıs 2019'daki Avrupa parlamentosu seçimleri bu soruların cevaplarının ucunu gösterecek.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra İngilizlerin, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise ABD'nin 'Kürt kartını' bölgedeki ülkelere karşı 'kullanma' politikası devam etti. Washington ilk önce, 1958 sonrası SSCB ile yakınlaşan Irak'ın Kürtlerini (Molla Mustafa Barzani) araçsallaştırdı.