Nisan 2020’de 79.1’e inen sanayi üretim endeksi Haziran 2021’de 136’ya çıkarak etkileyici bir geri dönüş yaptı. Enflasyonu düşürüp vatandaşın satın alma gücünü artırabilirsek, ekonomideki toparlanma tabanda kendini daha fazla hissettirecek
Devamı
Türkiye'nin Afrika politikası, bölgeye yönelen diğer aktörlerin aksine, ekonomik fırsatları ve maliyet avantajları öncelemek yerine kıtanın kalkınmasını da hedefleyen bir yaklaşımla şekilleniyor.
Devamı
Yaklaşık bir yıldır para politikasında uygulanan sıkı duruş sayesinde cari açıkta kayda değer bir iyileşme yaşandı. Gerilemenin ikinci yarıda da devam etmesi bekleniyor. Gözler enflasyonda olacak
Kurdaki sıçrama enflasyon üzerinden Türkiye ekonomisini zorlasa da rekabetçi kur ülkemizde ihracat avantajı sağladı. Pandemi döneminde ihracat atağıyla yeni bir rekor kırılacak
Türkiye’nin enerjideki resmi son 6-7 yılda değişti. Son 5 yılda doğalgaz tüketimimizin sadece yüzde 0.85’ini kendi üretimimiz ile karşıladık. Bu oran 2023 ve sonrasında kademeli olarak artacak
SETA Ekonomi Araştırmacısı Mevlüt Tatlıyer, ekonomide son durumu ve Türkiye'nin ihracat hedeflerini değerlendirdi.
Öncü göstergeler ocak-mart döneminde ekonomik aktivitenin güçlü seyrettiğine işaret etti. Açıklanacak ilk çeyrek rakamlarında yüzde 7’ye yakın büyüme beklentisi var
Devamı
SETA Ekonomi Direktörlüğü Araştırma Asistanı Deniz İstikbal, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin birçok aktöre yarar getirebilecek potansiyele sahip olduğunu belirtti.
Devamı
Olası salgın tedbirleri önümüzdeki aylarda iç talebi baskılayabilir. Bu nedenle gözler dış ticaret verilerinde. Martta ihracat 18.98 milyar dolara ulaşarak yüzleri güldürdü. İhracatta yeni rekorlar kovalamalıyız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu hafta İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklamasının ardından gözler gelecek hafta kamuoyuyla paylaşılacak ekonomi paketine çevrildi.
Ankara son dönemde attığı adımlarla Avrupa ile iş birliği eksenli bir ilişki geliştirmek istediğini, sorunları diplomasi yoluyla çözmek istediğini gösterdi.
Türkiye’de AB ile ilişkilerde diplomasinin öne çıkarılması konusunda ciddi bir niyet ortaya çıkmışken Avrupa’da bu niyetin ne kadar karşılık bulacağını zaman gösterecek. Ancak bu açıdan ikinci ve üçüncü gruptaki ülkelerin gerek diğer AB üyeleri gerekse Ankara tarafından ikna edilmesi veya diyalog sürecini baltalamalarının engellenmesi oldukça önemli.
Londra ve Brüksel'in uzun zamandır yürüttüğü müzakereler neticesinde İngiltere, aslında 31 Ocak 2020 itibarıyla AB'nin siyasi mekanizmalarından ayrılmıştı. Ancak Brexit sonrası dönemde ticari ilişkilerin nasıl bir zemine oturtulacağına dair uzlaşma sağlanamadığı için bu konudaki belirsizlik yıl boyunca devam etti.
Türkiye-İngiltere serbest ticaret anlaşmasıyla birlikte daha önce Gümrük Birliği’nin her iki ülkeye sağladığı kazanımlar muhafaza edileceği gibi iki ülke arasındaki ticarette ortaya çıkması muhtemel mali kayıpların da önüne geçilmiş olacak.
2021'e girmeden önce Türkiye, dış ticaret pazarında önemli bir payı bulunan İngiltere ile önemli bir başarı göstererek serbest ticaret anlaşması (STA) imzaladı. Anlaşma belirsizliğin azaltılması yolunda ikili ticareti güvence altına almış oldu. İngiltere'nin AB ile sürdürdüğü sancılı Brexit sürecinden sonra birlikten ayrılması ve hemen ardından Türkiye ile imzalamış olduğu STA her iki taraf için çok değerli. İngiltere'nin şimdiye kadar 63 ülke ile imzaladığı STA'lar arasında Türkiye ile imzaladığı anlaşma beşinci en büyük anlaşma niteliğinde.
Bu analiz Katar’ın yatırımlarına odaklanmakta ve Katar’ın Türkiye ile ekonomik ilişkisini ele alarak iki ülke arasındaki iş birliğinin geleceğine yönelik önerilerde bulunmaktadır.
Tarih, her daim geçmişi iyi analiz eden ve geleceğe dönük girişimleri içinde barındıran süreçleri ön plana çıkarmıştır. Kore entegrasyon sürecini de bu minvalde değerlendirmek mümkündür. Çünkü Kore tarihi boyunca güçlü bir kamu geleneği ile temsil edilen tek bir devlet tarafından yönetilmiştir
Biden yönetimi Avrupa ile ilişkilerinde makul diplomatik üslubun hakim olduğu bir iletişim ile talep ettiği desteği ancak ticari alanda taviz vererek belli bir düzeye kadar alabilecektir. Diğer taraftan ABD'nin dış politikada önceliği Pasifik bölgesinde olmaya devam edecektir.
Afrika ülkeleri için Türkiye’nin bölgeye yaptığı yatırım ve yardımlar, Batılı ülkelerin aksine, iki tarafın da çıkarlarına hizmet etme maksadı taşıyor. Türkiye bu yönüyle, sömürgeci geçmişe sahip Batılı ülkelerden farklılaşmaktadır.
Bu çalışmada Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler tarihsel bir perspektifle ele alınmakta ve Pekin yönetiminin bölge ülkelerine yaptığı yatırımlar enerji sektörü odaklı ekonomi politik bir yaklaşımla analiz edilmektedir.
TCMB, koronavirüsün ikinci dalgası ekonomilerin yeniden kapanmasına neden olursa, bugünden faiz kanalıyla reel ekonomiyi aşırı sıkmanın yersiz olduğunu düşünmüş olabilir