ABD Savunma Bakanı Neden İstifa Etti?

Kılıç Buğra Kanat, ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'ın istifasının arkasındaki dinamikleri yorumladı.

Devamı
ABD Savunma Bakanı Neden İstifa Etti
Çözüm Sürecine 17 Aralık Çelmesi

Çözüm Sürecine 17 Aralık Çelmesi

Kamuoyunda ‘17 Aralık operasyonu' olarak adlandırılan olay 17 Aralık günü gerçekleştirilen adli-polisiye hikâyeden çok daha öte bir anlam taşıyor. 25 Aralık girişimi, TIR operasyonları, İHH soruşturması, Öcalan'ın 1999 yılındaki sorgulanmasından sızdırılan gizli montajlanmış görüntüler, Başbakan'ın yakınlarının ve çalışma arkadaşlarının sızdırılan telefon görüşmeleri bir paket olarak büyük bir operasyonun yapı taşlarını oluşturuyor. AK Parti hükümetinin dış politika duruşu ve Çözüm Süreci de bu paketin içinde hedefe konan başlıklar olarak göze çarpıyor. Çözüm Süreci yaşanan onca şeye rağmen geçtiğimiz yıla damgasını vuran en önemli gelişme olarak tarihteki yerini çoktan aldı. Tarihsel bağlamında Kürt meselesinin altın yılı olarak adlandırabileceğimiz süreçte BDP'nin azımsanmayacak katkıları oldu. Bu bilgiler ışığında, BDP'nin 17 Aralık tutumunu ve bu tutumun Çözüm Sürecine yansımasını bütün bu gelişmelerle birlikte değerlendirmek gerekiyor. 17 Aralık'ın genel anlamıyla Kürt meselesine özelde ise Çözüm Sürecine bakan yönünü kestirmek zor değil: ‘Çözüm Sürecinin sona ermesi ve PKK'nın silahlı mücadeleye tekrar başlaması'. 17 Aralık operasyonlarının resmi bülteni olarak işlev gören Bugün gazetesinin önce Demirtaş'ın özerklik açıklamasını sonra da PKK'nın yaptırdığı ‘şehitlik' haberlerini manşetten görmesi ve sızdırılan video kayıtları ile Öcalan'ın itibarsızlaştırılmasına yönelik girişimler bu kanıyı güçlendiriyor. Peki bu plan ne ölçüde mümkün olur?

Devamı

10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sonuçları her seçim gibi üzerinde durulması gereken muazzam sosyolojik tahlillere imkân sunan bir veri seti sundu. Birçok açıdan ilklere sahne olan bu seçim, aynı zamanda ülkenin içinden geçtiği dönemin de siyasal sağlaması denilebilecek bir resim sundu. Genelde, seçmen her zaman olduğu gibi topluma yeni bir şey sunan esaslı siyasete, istikrarlı bir değişime ve daha da önemlisi Çözüm Süreci'ne verdiği desteği yeniledi. Bu üç referans noktası ülke siyasetinin geleceği açısından olmazsa olmaz kaideler olarak yerini aldı. Özelde ise seçim sonuçları her siyasi partinin tabanın isteklerine, beklentilerine ve reflekslerine dair ders niteliğinde mesajlar içermektedir. Bu yüzden, Türkiye siyaseti adına söyleyecek lafı olan siyasi partilerin bu sonuçları ayrıntılı bir şekilde analiz etmesi gerekmektedir. 10 Ağustos seçiminden sonra yapılan analizler, işini özenli bir şekilde yapan birkaç isim dışında, şaşırtıcı bir şekilde ‘kazananlar enflasyonu' yaratmanın ötesine geçemedi. Bu yaratılan ‘kazananlar enflasyonu'ndan kasıt tabii ki Demirtaş'ın aldığı oylar üzerinden yapılan güzellemeler. Demirtaş'ın aldığı oyların sosyolojik zemininin peşine düşmek HDP'nin geleceği hakkında çizilecek resmin daha da netleşmesini sağlayacağı gibi, seçim kampanyası boyunca nelerin doğru ve nelerin yanlış yapıldığının sağlıklı bir muhasebesi için de muazaam bir imkân sunacaktır.

HDP'nin çağrısıyla başlayan Kobani'ye destek eylemleri sokak çatışmalarına, 30'u aşkın can kaybına, okul ve diğer resmi dairelere yönelik saldırılara dönüştü. Kobani geriliminin ardında ne var?

Böylesi zamanlarda her cümleye besmele gibi 'inadına barış' diyerek başlamak gerekiyor... Bir ayını doldurmak üzere olan IŞİD'in Kobani kuşatmasının vahim boyutlara ulaşmasının ardından HDP'nin süresiz eylem çağrısıyla insanların sokaklara dökülmesi sonucunda 36 vatandaşın ölümü ve yüzlerce insanın yaralanması ile kontrolden çıkan olaylar önemli bir siyasi maliyet üretti. Başbakan Davutoğlu yaptığı açıklamada sokak olaylarını Çözüm Süreci parantezinden çıkardı ve süreci önceleyen bir tutum sergiledi. HDP eşbaşkanı Demirtaş ise eylemlerin ulaştığı boyut itibariyle sorumluluk ve inisiyatif almaktan kaçınarak Öcalan ile yazıştıklarını ve Öcalan'ın herkese "diyalog ve müzakereyi hızlandırmayı tavsiye ettiğini" aktardı.

AK Parti Türkiye'nin dönüşümünde muktedir olma konumuna geldiğinden itibaren sokakların ateşiyle imtihan edilir oldu. 2007 Cumhurbaşkanlığı krizi döneminde de meydanlar harekete geçirilmişti. Ancak o dönemde meydanların destekçisi olan Kemalist vesayet hâlâ güçlü bir direnç ortaya koyabiliyordu. Gezi olayları, AK Parti iktidarını seçim yoluyla ya da vesayetçi unsurların müdahalesiyle götüremeyeceğini anlayan çevrelerin öfkesini sokaklara taşımıştı. 17 Aralık denemesi ise devletin kritik kurumlarında odaklanan paralel yapının toplumsal bir sermayeyi AK Parti aleyhine çevirmesiydi. Kobani gösterilerinde ortaya çıkan şiddet ise yeni bir öfkenin tezahürü.

Masadan Kalkan Kaybeder!

Bugünlerde döne döne şu sorunun cevabını arıyoruz: Çözüm sürecinin neresindeyiz? Çözüm sürecini değerli yahut fonksiyonel gören bütün aktörler, sürecin akamete uğramaması için yoğun bir çaba halindeler. Zira hemen hepsi sürecin zarar gördüğü konusunda hemfikir. Gerek Kürt tarafı gerek hükümet 6-8 Ekim olaylarını ciddi bir kırılma olarak görüyor. Olayların biçimi ve içeriği, her iki taraf açısından da görmezden gelinebilir bir mahiyette değil. Tam da bu nedenle kimileri açısından bu olaylar, çözüm sürecinin sonuna gelindiğinin bir göstergesi.

Devamı
Masadan Kalkan Kaybeder
Çözüm Süreci'nde Yenilenme İmkà nı

Çözüm Süreci'nde Yenilenme İmkânı

Çözüm Süreci'nin neden başladığı ile ilgili yapılan analizlerin birçoğu hâlâ geçerliliğini koruyor: Çatışmalı dönemin her iki taraf için de sürdürülemez oluşu, Irak ve Suriye özelinde Ortadoğu'nun müphem geleceği ve Türkiye'nin bölgesel ve küresel ölçekli bir aktör olma yolunda ilerlerken dış politikadan ekonomiye her alanda Kürt meselesinin çözümsüzlüğüne hapsolması süreci başlatan nesnel koşullar olarak yerinde duruyor. Sürecin politik ekonomisi olarak da okunabilecek bu hesapların her birisini sürecin neden devam etmesi gerektiğinin de altına rahatlıkla yazabiliriz.

Devamı

İletişim aracı mesajın ta kendisidir der McLuhan. Yani, taş yerinde ağırdır. Doğru söz, mecrasını bulduğunda, o mecranın gerektirdiği kodlarla söylendiğinde anlamlıdır.

Chuck Hagel'ın istifasını yorumlayan SETA Dış Politika Araştırmacısı Kılıç Buğra Kanat, yeni bakanın kendisine delege edilen görevleri yerine getirecek ve son iki senesinde Obama yönetimi içerisinde çatlak ses çıkarmayacak bir isim olacağı yorumunda bulundu.

SETA analisti Can Acun, Kobani'de yaşananlar sonrası Türkiye'de düzenlenen sokak gösterileriyle etnik Kürt milliyetçiliğinin tekrar mobilize edilmeye çalışıldığını belirtti.

SETA araştırmacısı Can Acun, Kobani protestoları sürecini Kandil'in başlattığını, HDP'nin ise Kandil'e karşı edilgen durmamak adına gösterileri sahiplendiğini belirtti.

Ufuk Ulutaş, Rusya'nın Suriye konusunda Türkiye ile aynı fikirlere sahip olmasa da birçok konuda anlaşabilecek ortak zemine sahip olduğunu vurguladı.

Türkiye dış politikasında statik bir ittifak ilişkisini terk edeli çok oldu. Bunun AB'ye alınmamakla da ilgisi bulunmuyor. Her ülke ile konu bazlı bir ilişki yürütüyor.

İran nükleer sorununa dair müzakerelerin başarı şansı nedir? ABD'nin İran politikası nasıl şekilleniyor? ABD'nin İran politikasının Ortadoğu ve Türkiye'ye etkileri nelerdir?

Kırım ve Suriye konusundaki derin görüş farklılıklarına rağmen ikili ilişkilerin Türkiye ve Rusya açısından daha ileri bir seviyeye taşınmak istenmesi hem Erdoğan'ın hem de Putin'in stratejik bir rasyonalite zemininde hareket ettiklerini gösteriyor

Cari açığı azaltma adına yapılacak tercih üretimi kısma veya talebi azaltma değil, cari açığı besleyen faktörlerin ortada kaldırılması olmak zorundadır.

Artık askeriyeyi model alan değil, daha çok topluma açık/barışık ve üniversite mezunları arasından seçeceği bir kitle üzerinden kendisini kuran bir emniyet kurumumuz olacak.

İsyanlar başladığı andan itibaren Türkiye'ye yönelen söylemsel eleştirileri üç kategoride toplamak mümkün: Türkiye'nin ideolojik davrandığına yönelik söylemler, yalnızlık söylemi ve irrasyonalite söylemi.

AB temsilcilerinden 14 Aralık operasyonuna dosyaların içeriğine bakılmadan verilen hızlı ve hazır tepkiler imaj konusunun Türkiye'ye karşı bir sermaye olarak daha yoğun şekilde tüketileceğini göstermektedir.

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin bozulması hükümet ile Paralel Yapı arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olarak görülebilir.