İstanbul Zirvesi’nin Suriye’deki Denkleme Etkisi

Dörtlü zirve, Türk diplomasisinin Suriye krizinde geldiği etkili konumu özetlemekte. Suriye iç savaşının başından itibaren ABD tarafından yalnız bırakılan Türkiye, 2015'ten sonra Rusya ve İran ile bir yol bulmak durumunda kaldı. Astana süreci ve Soçi Zirvesi Moskova ile birlikte çalışmanın parametreleriydi.

Devamı
İstanbul Zirvesi nin Suriye deki Denkleme Etkisi
ABD nin Münbiç Konusunda Güvenilmez Bir Aktör Olduğu Ortaya Çıktı

ABD’nin Münbiç Konusunda Güvenilmez Bir Aktör Olduğu Ortaya Çıktı

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, TSK’nın Fırat’ın doğusuna gerçekleştirdiği operasyon hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın, İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Suriye’nin çözümünde ABD’nin pozisyonu hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna düzenlediği operasyon hakkında değerlendirmede bulundu.

Türkiye Sahada De Facto Adımlar Atarak Terör Kuşağı Projesini Engellemeye Çalışıyor

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun Türkiye’nin ABD’nin Suriye politikasına karşı izlediği strateji hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
Türkiye Sahada De Facto Adımlar Atarak Terör Kuşağı Projesini Engellemeye
Dörtlü Zirve Daha Önce Etkin Bir Şekilde Çalıştırılamayan Cenevre Sürecini

Dörtlü Zirve Daha Önce Etkin Bir Şekilde Çalıştırılamayan Cenevre Sürecini Güçlendirecek

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya arasında İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

Almanya ve Fransa’nın sürece dâhil olmaları Türkiye açısından olumlu bir gelişmedir. Bu sayede Ankara tek başına Moskova’yı dengeleme zorluğundan kurtulmuş oluyor.

Riyad'ın açıklamaları sık sık değişti. Önce Kaşıkçı'nın konsolosluktan ayrıldığını, bilgilerinin olmadığını söylediler. Sonra çıkan bir arbedede öldürüldüğünü belirttiler. "Başına buyruk serserilerden" bahsedildi. En son da "planlı cinayeti" kabul aşamasına gelindi.

Hiçbir somut başarı hikayesi olmayan Veliaht Selman’ın adının sürekli olarak kriz ve kaoslarla anılması sadece şahsına yazılamaz. Kaşıkçı cinayeti başta olmak üzere yapılan tüm eylemlerde aynı zamanda ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in katkısının olduğu ve eşdeğer sorumluluklarının bulunduğunun altı çizilmelidir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından, "Cemal Kaşıkçı Cinayeti, Bölgesel ve Uluslararası Yansımalar" paneli düzenlendi.

Suud rejimi Kaşıkçı krizini en az hasarla atlatmaya çalışıyor. Krizin başından beri yalpalayan Kraliyet yönetimi uluslararası kamuoyuna yönelik pozitif mesajlar vermeye başladı. Halbuki birkaç gün önce soruşturmaya kimseyi karıştırmayacaklarını açıklamışlardı. Bu çizgiye gelmelerinde Türkiye'nin payı büyük.

Ak Parti ve MHP rekabet ederek ittifak yapmanın zorluklarını ve biricikliğini tecrübe edeceklerdir.

Eğer Suud ailesi içinde Prens'i zorlayabilecek bir otorite boşluğu olsaydı o zaman ABD alternatif veliaht meselesini gündeme alabilirdi. Ancak şimdilik alternatif yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kimseyi doğrudan suçlamadan Türkiye'nin elindeki sağlam kanıtlarla olayın takipçisi olduğunu ve üstünün basit şekilde kapatılmasına müsaade etmeyeceğini dünyaya ilan etti..

ABD Başkanı Donald Trump: “Orada İsrail’i korumaya yardım edecek başka kimsemiz yok.” Danışmanları Amerikan Başkanı Trump’ı fena hâlde yanıltıyorlar herhâlde.

Belirtmek gerekir ki bu olay Türkiye'nin PKK ve FETÖ gibi terör örgütü mensuplarının Türkiye'ye iadesi talepleriyle benzer değildir.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Kaşıkçı olayında Türkiye’nin, ABD’nin ve Suudi Arabistan’ın pozisyonları hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Kemal İnat Cemal Kaşıkçı olayının küresel ve bölgesel siyasete etkileri hakkında değerlendirmede bulundu.