Fırat’ın Doğusunda Türkiye Ve Rusya İçin Riskler Ve Fırsatlar

Son dönemde Ankara, Suriye’nin kuzeyindeki PYD/PKK yapılanmasına ilişkin olarak daha çok Washington ile ciddi bir gerginlik yaşasa da, Rusya’nın bu konudaki tavrı da Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceği açısından belirleyici olacak.

Devamı
Fırat ın Doğusunda Türkiye Ve Rusya İçin Riskler Ve Fırsatlar
Kriter'in Aralık Sayısı Çıktı Batı Demokrasilerinin Ölümcül Krizi

Kriter'in Aralık Sayısı Çıktı: Batı Demokrasilerinin Ölümcül Krizi

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 30. sayısı raflardaki yerini aldı.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, 'Medhali Selefi akım, tabiatı, inancı, örgütlenme biçimi ve emir alma şekli gereği Libya’yı DEAŞ’tan daha fazla tehdit etmektedir.' dedi.

Pentagon'un Türkiye'nin tezlerini en azından anlayabildiğine dair bir algı oluşuyor. Ancak durum bu kadar net değil.

Küresel sorunların ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan yüksek maliyetli krizlere dönüşmemesi için G20 ülkelerinin koordineli bir şekilde hareket etmesi elzem

Washington yönetimi bir stratejiden yoksun olduğu için de sahada YPG ile yürüyen taktiksel iş birliğinin kendisi strateji haline geliyor. CENTCOM bu gidişle ya bu çatışmanın kurbanı olacak ya da iki NATO müttefikini askeri olarak çatışma noktasına taşıyacak.

G-20'den ne Çıkar?

Erdoğan bu geziyi bir Latin Amerika gezisi olarak da görüyor. Uluslararası sistemdeki gerilim ve adaletsizliğe sürekli işaret edecek ve bu anlamda uluslararası bir farkındalık oluşturmaya çalışacaktır. BM reformu konusunu gündeme taşıyacaktır.

Devamı
G-20'den ne Çıkar
G-20 de Türkiye nin Yeri

G-20’de Türkiye’nin Yeri

Türkiye’nin 2013’ten beri giderek artan bir şekilde maruz kaldığı saldırıları, ekonomik ve askerî alanda attığı başarılı adımlar ve bu başarının verdiği güvenle dış politikasını bağımsız bir çizgiye taşımasından ayrı düşünmek mümkün değildir.

Devamı

Analiz Arjantin dönem başkanlığında gerçekleşen G20 zirvesinin 2018 ajandasını, sorunları çözmede ne derece başarılı olduğunu ve G20 ile ilgili yaşanan hayal kırıklıklarını ele almaktadır.

SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Kemal İnat G20 Zirvesini ve Türkiye’nin zirvedeki gündemini değerlendirdi.

Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır, G20 Zirvesi’nde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın alacağı pozisyon hakkında değerlendirmede bulundu.

Bu zirvenin ekonomik gündemi korumacı politikalar, ABD-Çin arasında karşılıklı misillemelerle sürdürülen ticaret savaşı ve İran yaptırımları olacak.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın Arjantin’de gerçekleşecek olan G20 Zirvesi çerçevesinde ülkelerin ikili ilişkileri hakkında değerlendirmede bulundu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı G-20 toplantısı öncesinde Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te bir panel düzenledi. Türkiye'nin dış politikasının ana hatları ve özelde Latin Amerika'yla olan ilişkileri konuşuldu.

SETA Medya ve Toplum Araştırmacısı Ali Aslan yeni dünya düzeninde devletlerin birbirlerine karşı yaptığı manipülasyonlar hakkında değerlendirmede bulundu.

NATO üyesi Türkiye’nin PKK ve FETÖ terör örgütleri karşısındaki mücadelesine bu örgüt çatısı altındaki müttefiklerinin nasıl tepki verdiğine baktığımızda ise, AB çatısı altındakine benzer dayanışmayı kesinlikle göremiyoruz. Başta ABD, Almanya ve Fransa olmak üzere NATO’nun birçok üyesi, güvenlik ortaklığının gereğini yerine getirmek yerine bu örgütlere doğrudan ya da dolaylı destek veriyorlar.

Rusya’nın tek elden belirlediği ve yürüttüğü Orta Doğu politikası, bu ülkenin ABD ile karşılaştırıldığında çok daha sınırlı kapasitesine rağmen Moskova için önemli kazanımları beraberinde getirdi..

Erdoğan Rusya'nın 'uzun vadeli işbirliği' yapabilecek 'güvenilir bir dost ve doğalgaz tedarikçisi' olduğunu söyledi. Dahası, Rusya ile ilişkilerin 'hiçbir zaman diğer ülkelerin dayatmalarına' göre belirlenmediğini vurguladı. Putin ise 'iki ülke arasında güven olmadan' TürkAkım gibi bir projenin gerçekleştirilemeyeceğini belirtti.

Türkiye tarihi sorumluk bilinci nedeniyle, Libya'daki krizin çözümü için uluslararası toplumla birlikte hareket ederek bu bloğun kullandığı asimetrik araçları kullanmaktan kaçınmıştır.

Libya’nın geleceği dış aktörlerin müdahalesi ile değil, demokratikleşme iradesine sahip yerel grupların geniş kapsamlı müzakereleri sonucu varacakları toplumsal uzlaşıyla mümkün olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde Türkiye’nin pozisyonu Libya’da istikrarsızlığın son bulması ve demokratik bir yönetimin kurulması açısından hayati önem taşımaktadır.