IŞİD Kısa Sürede Nasıl Büyüdü?

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş'a göre, IŞİD'in bu kadar hızlı sürede büyümesinin doğal sebeplerle açıklanması mümkün değil: “Ancak sahip oldukları istihbari ilişkilerle bölgede bu denli güçlendiler.”

Devamı
IŞİD Kısa Sürede Nasıl Büyüdü
IŞİD'in Bölgede Bir Geleceği Var mı

IŞİD'in Bölgede Bir Geleceği Var mı?

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun bölgede yaşanacak gelişmelerde IŞİD'in diğer oluşumlardan mutlak bir biat isteyip istemeyeceğinin ve El Kaide ile olan ilişkisinin nereye evrileceğinin önem taşıdığını belirtti.

Devamı

İsrail, Suudi Arabistan ve ABD başta olmak üzere bir çok devlet ve aktör; toplumsal desteğe sahip, demokrasiye uyumlu bu hareketleri boğmak adına bir yandan eski rejimlerin güçlenmesine destek verirken, bir yandan da radikal selefi örgütleri destekledi.

IŞİD'in Türkiye'nin çıkarları için tehdit oluşturduğunu bilen ve buna göre hareket eden hükümetin, bu meselenin iç politika malzemesi olarak kullanılması konusunda çok dikkatli olması, bu örgütle mücadele konusunda sağduyulu hareket etmesi gerekmektedir.

Egemen söyleme direnmenin yolu önce “okumak”, sonra yeni bir paradigma inşa ederek “okutmak” tan geçiyor.

Batı'nın Ortadoğu veya İslam dünyası için çizdiği terörist imajını içselleştirme konusunda mahiriz.

Rehine Meselesi Türkiye'nin Kurucu Siyaset İmkânını Zehirliyor

SETA Analisti Taha Özhan, IŞİD'in Irak'ta aralarında Musul'un da olduğu bazı yerleşim birimlerini ele geçirmesi ve Türk Konsolosluğu görevlilerini rehin almasının Türkiye'nin dış politikasına olası etkilerini değerlendirdi.

Devamı
Rehine Meselesi Türkiye'nin Kurucu Siyaset İmkà nını Zehirliyor
Yeni Türk Dış Politikası ve Rehine Krizi

Yeni Türk Dış Politikası ve Rehine Krizi

Son dönemlerde, siyasi fırsatçılık ve hınç politikası, AK Parti karşıtı muhalefetin gramerini belirleyen başlıca iki unsura dönüşmüş durumda.

Devamı

Bugün bölgede yaşananları Türkiye'nin Ortadoğu politikasının başarısızlığı olarak görmek, Türkiye'ye kapasitesi üstünde bir sorumluluğu yüklemektir.

Irak'ta yaşananları ve Türkiye'nin durumunu anlamak için tarihi perspektife muhakkak ihtiyaç var. Ortadoğu'da olup da Irak'ta olmayan siyasi, sosyolojik ve ekonomik hiçbir unsur bulunmuyor.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, IŞİD'in şu ana kadar ele geçirdiği bölgelerin Sünni kentleri olduğunu, ancak Bağdat, Necef, Kerbela ve Basra gibi Şii bölgelerde durumun değişeceğini ifade etti.

Ortada çırılçıplak bir güç savaşı vardır ve mezhepsel ya da başka türlü aidiyetler bu güç savaşının söylemsel tarafını oluşturmaktadır.

Tıpkı ‘liberal siyaset eleştirisini' liberal bir siyaset imkanı zannetmeleri gibi; üslup, huy ve tavırları da siyaset -yapımı- zanneden bu akıl, siyasetten ziyade, ‘bir yaklaşım' üretmekten öteye geçememektedir.

Türkiye'de Kemalist travmadan kurtulamayan entelektüel kesimlerin büyük bir kısmı dış politika diye aslında hala ‘dış ilişkilerden' bahsediyorlar.

İhsanoğlu'nun yönetim pratiklerine yansıyan ve kişiliğinin belirleyici unsurlarından biri olarak öne çıkan unsurlardan biri de "küçük reformlarla vaziyet idare etme." Eğer yönetim bilimlerinin kavramları ile ifade edersek, İhsanoğlu lider değil yönetici.

Gerçek hesabın seçim sürecinde Cumhurbaşkanı adayları arasında sahici bir rekabet ortamı oluşturmak değil; Erdoğan karşıtı kesimleri sermaye destekli bir medya girişimi marifetiyle mobilize etmek ve "otoriterleşme" söylemi üzerinden negatif propaganda yapmak olduğunu görmek zor değil.

SETA analisti Can Acun, IŞİD'in artık bölgenin bir gerçeği olduğunu, bölgede gitgide gerilen mezhepsel fay hatlarının bu şekilde devam etmesi halinde, hareketin, gücünü koruyacağına ve gittikçe artıracağına da dikkat çekti.

SETA analisti Ufuk Ulutaş, Scud füzeleri ve ağır silahlar eşliğinde hilafet kutlaması gerçekleştiren IŞİD'in çok güçlü bir yapıya sahip olduğunu göstermek için bu tarz metotlara başvurduğunu belirtti.

Yeni dönemde, yetki sınırları anayasa ile belirlenen Cumhurbaşkanı, meşruiyet kaynağını “cumhur” ile kurduğu ilişkiden alacaktır.

İç ve dış politika arasındaki ayrım silikleştiğinden seçim ortamında AK Parti'nin Suriye ve Irak politikaları siyasi kutuplaşmanın konusu haline geliyor.

CHP meşru bir siyasi aktör olarak, kendisini inkar etmek pahasına, sokakta var olmaya çalışırken; Gülen Grubu sivil bir yapı olması gerekirken silahlı ve sivil bürokraside var olmaya çalışarak tam anlamıyla travma yaşıyorlardı.