ABD, PKK İle Çalışmaya Devam Ederse Ne Olur?

ABD Yönetimi’nin, Irak tezkeresinden dolayı Türkiye’den öç almaya çalışan CENTCOM’un sözünü dinleyip ve PKK ile işbirliğine devam etmesinin faturası ABD dahil olmak üzere her aktöre kesilecek.

Devamı
ABD PKK İle Çalışmaya Devam Ederse Ne Olur
Türkiye Avrupa yı İdare Etmeli

Türkiye Avrupa’yı İdare Etmeli

Türkiye'nin merkezi rolü giderek artıyor, Çin'in, Rusya'nın, ABD'nin küresel sistemdeki rolleri de yeniden tanımlanıyor. Peki ya Avrupa? Avrupa ortada yok!

Devamı

Trump’ın başkan olmasıyla birlikte ABD’nin Suriye politikasında önceliğin yeniden İsrail eksenine kaydığı görülüyor.

Çin'de Putin, Erdoğan ve Şi Cinping arasında üçlü bir toplantı yapılacak. İçeriği bir yana, bu toplantının kendisi bile Türkiye'nin büyük güçler arasındaki rekabet alanında etkili bir aktör olarak yer aldığını gösteriyor.

Hatırda tutulması gereken nokta, PKK’nın sadece ABD’nin omuzundan değil aynı zamanda Afrin ve Menbiç’te Rusya’nın da omuzundan ateş ettiğidir. Her iki ülke de PKK’yı bir cepte tutmak istiyor.

Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçiminin 23 Nisan'da yapılan ilk turunda beklenildiği gibi hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı ve en çok oyu alan Macron ile Le Pen ikinci tura kaldı.

Terörle Mücadelede Yeni Konsept: 'Önleyici Müdahale'

İki farklı ülke topraklarındaki tehdit unsurlarına yönelik eş zamanlı bir operasyonun gerçekleştirilmesi, Türkiye’nin terörle mücadele politikasındaki kararlılığının bir göstergesi olarak okunmalıdır.

Devamı
Terörle Mücadelede Yeni Konsept 'Önleyici Müdahale'
Analiz Türkiye-Rusya İlişkileri

Analiz: Türkiye-Rusya İlişkileri

Bu analizde Türkiye-Rusya ilişkilerinin başlıca dinamikleri, iş birliği alanları ve tehdit algıları incelenmiştir.

Devamı

Referandumun ardından artık iç siyasetteki taşların yerine oturduğu ve iki yıl içerisinde yeni bir seçim beklenmediği düşünülürse, Erdoğan’ın önümüzdeki süreçte dış politikaya odaklanacağı görülüyor.

Trump, Türkiye'yi durduk yere kaybetmek istemeyecektir. Bu nedenle Türkiye CENTCOM'da özellikle Votel'in tavrını eleştiri konusu yapıp, Votel'in Obama tarzı siyaseti sürdüğünü dile getirebilir.

Dünya’da çok şaşırtıcı şeyler oluyor. Müslüman olduğunu iddia eden bir terör örgütü Türkiye’de dahil olmak üzere tüm Dünya’yı kana buluyor.

Taliban'ın 21 Nisan’da Mezar-ı Şerif'te gerçekleştirdiği katliam, yıllardır siyasi, askeri, etnik, sosyo-kültürel ve ekonomik sorunlar girdabında boğuşan Afganistan’ı daha derin bir kaosa sürükledi.

Kriter, 16 Nisan’daki referandumda milletin onayından geçen Anayasa değişikliğiyle devletin Cumhurbaşkanlığı sistemi etrafında nasıl yeniden yapılandırılacağına odaklandı.

Türkiye’nin operasyonlarının, kendilerinin de terör örgütü olarak tanımladıkları PKK’yı hedef aldığını ve operasyonun Suriye ayağında vurulan YPG’nin PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu çok iyi biliyorlar aslında.

Batı Türkiye ile ilişkilerinde alıştığı metotlarla sonuç elde edemeyince, tarihsel olarak geriye düşmanlık seçeneği kalıyor. Ancak gelgelelim mevcut çıkarları ve dengeler Türkiye'ye açıktan bir düşmanlık yapmaya da izin vermiyor.

Türkiye de Hindistan da küresel sistemin önüne koyduğu dayatmaları aşmaya, kendi önüne konan ödevleri yapmak yerine, kendisine özgün bir gelecek tasavvuru inşa etmeye çalışıyor.

Amerika ve NATO ziyaretleri öncesinde dünyanın yükselmekte olan güçleriyle görüşmeler yapmanın her halükarda sembolik bir değeri vardır.

Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki konumu gereği, Türkiye'nin büyümesi ve gücünün görünür olması için dışarıya açılması gerekiyor. Dışarıya açılmanın tek yolu da AB ülkelerinden geçmiyor.

II. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin kurumlarının mevcut krizlerimize çözüm üretmekte başarısız olduğu ortada.

Obama döneminde başlayan bir eğilim devam ediyor. Amerika, Suriye'de PYD'yi kara gücü olarak kullanmak istiyor.

ABD’nin Suriye’deki pozisyonuyla ilgili hala birçok belirsizlik var ancak Türkiye, ABD, Rusya ve diğer aktörler arasındaki müzakerelerle Suriye’de siyasi bir çözüm bulunabilir.