CHP içinde bir kilitlenme olduğu muhakkak. Bir siyasetsizlik, bir acziyet. Fakat bu kilitlenmenin ne mevcut yönetimle, ne de görünürdeki alternatiflerle aşılma imkânı yok.
Devamı
Türkiye de Hindistan da küresel sistemin önüne koyduğu dayatmaları aşmaya, kendi önüne konan ödevleri yapmak yerine, kendisine özgün bir gelecek tasavvuru inşa etmeye çalışıyor.
Devamı
AK Parti kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kendini "İslamcı" olarak nitelemedi. Ancak 16 yıllık siyasi hayatının her kritik aşamasında "İslamcılık" ile ilişkilendirilmekten de kaçamadı.
Benim gözümde Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi 15 Temmuz gecesi başlayan bir maraton. Ve kanaatimce üç etaptan oluşuyor.
Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.
Batı merkezci, oryantalist zihinleriyle meseleyi analiz etmeye çalışıyorlar ve “evetçilerin gerçeği göremeyen cahiller olduğu” sonucuna varıyorlar.
Anayasa değişikliği kabul edilirse Türkiye’nin otokratik bir ülkeye dönüşeceğini iddia eden Avrupa medyası daha referandum sonucunu beklemeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı diktatör ilan etmişti.
Devamı
ABD için Kuzey Kore tehdidi giderek büyüyor, Çin de K.Koreden rahatsız. Ortada ortak bir sıkıntı varken, ABD-Çin arasında bir işbirliği doğar mı diye merakla bekleniyor.
Devamı
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da Olağanüstü Hal Uygulamalarına karşı çıkarak "20 Temmuz'da başlayan sivil darbe" söylemini kullanmıştı. Şimdi ise "kontrollü darbe" diyerek yeni bir aşamaya geçti.
Avrupalıların, Türkiye’ye karşı terör örgütlerini himaye eden tutum içerisinde olmaları bir “skandal” değil de, Türkiye’nin bu örgütlere yönelik istihbarat faaliyeti yürütmesi bir skandalmış.
16 Nisan referandumundan evet sonucu çıkarsa, Türkiye'de siyasi istikrarın kurumsallaşması adına çok büyük bir eşik aşılmış olacak.
Avrupa'nın yeni Türkiye politikası "Erdoğan'ın düşmesi" gibi hayalleri terk ederek rasyonel bir düzleme oturmak zorunda.
16 Nisan halkoylamasında taraf olan AB ülkelerinin skandal "yasakları" Türkiye'de sert tepki gördü. Nitekim Erdoğan, Avrupa'da "Nazizm'in, Faşizm'in ruhunun" dolaştığını söyledi.
CHP kendi siyaset üretemeyişini kamufle etmek için topluma kin ve öfke saçtı. Hedef ve duygu birlikteliği sunamadığı seçmenini korku ile bir araya getirmeye çalıştı.
Bugüne kadar Türkiye ne vakit bir kriz yaşasa dönüp kendi ülkesini suçladı CHP.
Avrupa başkentleri 16 Nisan referandumunda "hayır" lehinde tavır alarak Türkiye-AB ilişkilerini yeni bir fırtınaya taşıdılar.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devlet ele geçirilecek ama bir kişi tarafından değil millet tarafından…
CHP, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak Cumhurbaşkanlığı sistemi odaklı Anayasa değişiklik teklifine karşı çıkarak "hayır" kanadında yer aldı ve referandum kampanyasını, söylem ve stratejilerini bu doğrultuda şekillendirdi.
Kılıçdaroğlu sakin bir kampanya yürütmek istese de CHP tabanının radikal kesimi ve el altından sahaya sürülen ulusalcılar bu profile uymuyor.
Bu çalışma 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe girişiminin medya boyutunu ve iletişim stratejilerini sorgulamaktadır.
Parlamenter sistemin esas sorunu, siyasetin merkezinin güçsüz olduğu dönemlerde ortaya çıkacaktır. Bu da Erdoğan sonrası dönemle ilgilidir.