Türkiye ile Katar arasındaki işbirliği son dönemlerde benzersiz bir düzleme oturdu. İkili ilişkiler, bölgesel vizyon ve politikalar konusundaki tutum, finans ve enerji alanındaki işbirliği, liderlerin samimi ilişkisi bu tablonun en önemli göstergeleri.
Devamı
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Libya’daki jeopolitik rekabet ve küresel aktörlerin tavırları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Darbeciler darbecilerle beraber. Sisi, Hafter'i desteklemeye devam ediyor. Bu zamana kadar desteği pek umursamadık ama kaybetmeye başlayınca işi tehdit boyutuna kadar taşıdı. Türkiye'nin desteklediği meşru Serrac hükümeti kritik bölgeleri ele geçirince tüm darbecilerin etekleri tutuştu. Sisi de sembolik bir ordu ziyareti sırasında açıklama yapmış ve Sirte'nin Mısır için kırmızı çizgi olduğunu söylemiş. Önce ateşkes talep ediyordu. Kendisinin ciddiye alınmadığını anlayınca tehdit de savurmuş.
Hedef seçilen bir kişi ve onun ailesi organize kötülüğün hedefi hâline getiriliyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına ve başka bir partinin liderine çevresi üzerinden nasıl zarar verilir diye planlamalar yapılıyor.
Putin iktidarı döneminde Sovyet döneminin eski iddialı günlerini arayan Rusya’nın Orta Doğu’da etkinliğini artırma çabası herkesin malumu.
Bazıları açıktan darbeci. Bu ülkede sayıları hiç eksik olmadı. Ne istediklerini ve nasıl istediklerini çok iyi biliyorlar. Bazıları da darbe heveslisi olduğunu kabul edemiyor. Kendine itiraf edemiyor. Halbuki üç kelime laf edince darbecilik zihniyeti açıkça ortaya saçılıyor. Bu zihniyetin çok belirgin halleri ve kavramları var. Bazen karşısındakine yönelttiği otoriterlik ve tek adamlık iddialarında ortaya çıkıyor.
Önce pazartesi akşamı "halkın iradesini kabul ettiğini" söyleyerek "yeni bir hükümet kuracağını" ilan etti. Hafter, Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) başında. Görünüşte LUO da Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ve Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin emrinde.
Devamı
Libya'da, Haftar üzerinden askeri bir diktatörlük kurarak Libya halkının Şubat Devrimi'yle devirdiği Kaddafi rejimini hortlatıp, ülkeyi BAE ve onun üzerinden İsrail'in bölge stratejisinin aparatına dönüştürme girişimleri Türkiye-Libya arasındaki iş birliğiyle bozulmuştu.
Devamı
Libya’da totaliter Kaddafi rejimine karşı kitlesel bir halk ayaklanması olarak 2011’de başlayan süreç, 2014'te Halife Hafter'in ülkede askeri bir diktatörlük kurmak amacıyla meşru kurumlara yönelik başlattığı saldırı üzerine iç savaşa dönüştü. Ancak sürece dış aktörlerin de dahil olmasıyla birlikte Libya’daki ayaklanma, bir iç mesele olmaktan çıktı ve bölgesel ve küresel aktörlerin parçası olduğu uluslararası kriz haline geldi. Bu noktada küresel ve bölgesel aktörlerin Libya politikalarının temel dinamikleri araştırılması gereken bir konu olarak durmaktadır. Bu çerçevede hazırlanan çalışma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) beş daimi üyesinden biri olan ve 2011’de NATO şemsiyesi altında Kaddafi rejimine karşı yürütülen müdahalede aktif rol alan İngiltere’nin Libya politikasını tahlil etmektedir.
Sonuç beklenildiği gibi çıkmayınca, 2020 için ezberlerin yeni sürümleri piyasaya çıkarıldı. Ama algı siyasetine yönelik yeni sürümler fazla umut vadetmiyor.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz hamlesine giden sürecin aktörlerinden biri olan Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler, “Türkiye ve Libya arasında imzalanan anlaşma Türkiye’yi dışarıda bırakarak kurulmak istenen enerji denklemini bozmuştur. Bu mutabakatla Türkiye’nin mavi vatan sınırlarının koordinatları hukuken koruma altına alınmıştır” dedi.
Türkiye, UMH'nin talebi üzerine Libya'ya asker sevk ederek, ülkenin Libya halkı dışında birçok bölgesel ve küresel çıkar odağına alt yüklenici olan bir milis liderin kontrolüne geçmesini engelleyerek, Türkiye'nin Akdeniz'deki enerji denkleminde önemli bir müttefiki olan UMH'nin elini güçlendirecektir. Türk askerinin Libya'daki varlığı, ülkede askeri bir diktatörlük kurma hayallerinin tamamen geride kalması, Libya krizinin faillerinin siyasi çözüme mecbur kalması anlamına gelmektedir.
'Arap Baharı', Batılı ülkelerin Arap dünyasına demokrasi ihraç etme ve yaygınlaştırma projesini isimlendirmek, fakat gerçekte Batılı ülkelerin Arap dünyasını kontrol etmede kullandıkları aracı nitelendirmek için seçtikleri bir kavram oldu.
Türkiye'de basın Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat muhtıralarını çok yakından gördü zira bu muhtıralar Akdeniz'de dengeleri değiştiren bir adım niteliği taşımakta. Bu münasebetle Mısır ve Yunanistan gibi Akdeniz'de Türkiye varlığından rahatsız olan aktörleri telaşlandırdı.
Zirvenin hangi yönlerini öne çıkarmış “müttefikimiz” Almanya’nın medyası?
Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.
Liberal demokrasi ve serbest piyasa, Batı tarafından üretildi ve onun vasıtası ile dünyaya yayıldı. Fakat bugün aynı Batı, bu değerleri değersizleştirmeye başladı. SETA Ekonomi Araştırmacısı, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer ile küresel alanda yaşan gerilimleri ve çatışmaları konuştuk..
23 Haziran'da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini Millet İttifakı adayı CHP'li Ekrem İmamoğlu 800 bin oy farkıyla kazandı. Cumhur İttifakı adayı AK Partili Binali Yıldırım'ın oy oranı ise 31 Mart'a göre 220 bin civarında düşüş yaşadı. Genel olarak kamuoyunun beklemediği bir sonuçtu.
İstanbul seçimlerini kazanan CHP’nin Batı’da kendisine karşı oluşan bu destek konusunda çok dikkatli olması gerekiyor. Uzun zaman sonra ilk defa ordudan, vesayetçi bürokrasiden, siyaseti ipotek altına alan yüksek mahkemelerden medet ummadan halkın taleplerine yönelik söylemlerle bir seçim kazanan CHP’nin AK Parti karşıtlığı konusunda birleşmiş Batı’dan gelen ayartmalara karşı ciddi bir imtihan vermesi gerekiyor.
Türkiye'de sağlam bir demokrasi geleneği olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli kazananı tebrik ettiler. Türkiye demokrasi ile yönetildiğini bir kere daha gösterdi.