SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, olası Telafer operasyonu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Trump önümüzdeki dönemde parti içindeki bu uçurumu kapatmayı başaramazsa kendi yarattığı canavarın kurbanı olabilir.

İsmail Çağlar, Mehmet Akif Memmi ve Fahrettin Altun’un editörlüğünü yaptığı 15 Temmuz’da Medya kitabında 15 Temmuz darbe girişiminin medya ve iletişim ayağı detaylı olarak irdeleniyor.

Türkiye’nin sol cenahında, her terör saldırısının ardından saldırıyı yapan terör örgütünün değil, devletin suçlanması bir alışkanlığa işaret ediyor.

Kılıçdaroğlu, Taksim mitingini yaptığı sırada, 15 Temmuz gecesi kahramanca bir direniş sergileyen millet, yurdun her tarafında gündüz işine gidiyor, gece ise sabaha kadar meydanlarda “nöbet” tutuyordu.

Olsun be... Çok şükür devrimciyiz...

Devletler için tahrip edici sonuçlar doğuran terör eylemleri söz konusu olduğunda özgürlüklerin güvenlik lehine sınırlandırılması mümkün olabilmektedir. Avrupa’daki örneklerden hareketle ifade ve basın özgürlüğünün çeşitli sınırlandırmalara tabi tutulduğu ve yakın gelecekte daha ağır düzenlemelerin yapılacağı anlaşılmaktadır.

İngilizlerin acısına karşı Amerikalılar sorumsuz davranıyor. Peki ya Türk'ün acısına karşı sorumsuz davranan 'Türk' medyasının bir kısmını ne yapacağız?

Erdoğan'ın siyasetteki yalnızlığı yeni AK Parti'nin teşekkülü ile bitiyor, bitecek. Peki ya Erdoğan'ın devletteki yalnızlığı ne olacak?

Obama yönetimindeki bir adamın Amerika'yı temize çıkarmak ve Türkiye'yi suçlamak için anlattığı bir iddiayı kendi fikriymiş gibi sunmak ihanet değilse bile hırsızlıktır.

CHP sandık mağlubiyetini toplumsal bir mağlubiyete dönüştürerek esas zararı kendi kitlesine veriyor.

Onlarca kez düştüğü tuzağa düşüp, defalarca aynı türden yalanlara inanan bir kitle, Türkiye'nin en zeki ve eğitimli kitlesi olabilir mi?.

Şimdiden yeni dönemde yapılmaması gereken en temel hatayı yapmaya başladı CHP. Referandumda hayır oyu veren yüzde 48'lik seçmen grubunu kendisinin 'çantada keklik' seçmeni zannediyor.

Sadıktan “evet”in çıkması, millet egemenliğinin kesintisiz devamı anlamına gelmektedir.

Dünyanın neler tartıştığından haberi yok mu? Yeni tür meseleler hiç mi kulağına girmedi? Ekim 1917'den bu yana dünyanın ne kadar kavram tükettiği hiç mi aklına gelmez?

Hem hani düşünce ve ifade hürriyeti vardı. Herkes görüşlerini özgürce ifade edebilmeliydi... Hani sanatçının aktivist olanı, görüşünü açıklayanı, topluma yol göstereni makbuldü...

Yumruklar, tekmeler, ısırmalar, küfürler... Sanırsınız ki vatan elden gidiyor! Hayır! Vatan ele geliyor diye rahatsız oldular. Millet başa geçiyor diye rahatsız oldular.