Trump'ın Skandal Kudüs Kararı Sonrası Ne Olacak?

ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağını açıkladığı karara dünyadan tepki yağıyor. Peki Trump'ın aldığı bu skandal karar sonrası ne olacak? ABD'nin bu skandal kararını başka ülke veya ülkeler destekler mi? SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, A Haber canlı yayınında değerlendirdi:

Devamı
Trump'ın Skandal Kudüs Kararı Sonrası Ne Olacak
Siyasi Parti Kuracaklara Tavsiyeler

Siyasi Parti Kuracaklara Tavsiyeler

Olur da bir gün siyasette boşluk var, benim de söyleyecek sözüm var diye parti kurmaya karar verirseniz:

Devamı

15 Temmuz'dan itibaren yaşanan sistemik dönüşüm, "yerli ve milli" söyleminin etrafında oluşan ittifak ya da hizalanmalar Türkiye'de siyaseti yeni bir düzleme taşıdı.

Soçi'de üzerinde mutabakata varılan konuların Cenevre'de tartışılacak olması ve ABD'nin de bu masada yer alacak olması krizin gidişatı üzerinde etkili olacaktır.

ABD Suriye’de PKK ile birlikte hareket etmeyi taktiksel bir ittifak olarak lanse etti şimdiye kadar.

Biz kendi Suriye politikamızı uyguluyor, kendi imkanlarımız ile kendi çıkarımızı takip ediyoruz.

FETÖ: Uluslararası Tehdit

FETÖ’nün Türkiye içindeki tehdit kapasitesi, mücadelenin bu kararlılıkla sürdürülmesi durumunda yok edilecektir. Fakat devam eden Reza Zarrab davasında da görüldüğü gibi, örgüt artık tüm dünyada temel motivasyonunu Türkiye’ye verebileceği zararlara odakladı.

Devamı
FETÖ Uluslararası Tehdit
Zarrab Davası -II- Amerika Türkiye den İstediğini Alacak Mı

Zarrab Davası -II-: Amerika Türkiye’den İstediğini Alacak Mı?

Daha çok uluslararası medya kullanılarak yürütülecek olan bu algı operasyonuna Türkiye’deki bazı yazılı, görsel ve sosyal medya organlarından destek bulmakta zorlanmayacakları anlaşılıyor.

Devamı

Almanya bu göstermelik hamleleri gerçekten PKK'ya destek vermediği için değil dosyalamak için yapıyor..

Batı, sosyal medya ile ilgili doğrudan kendisini ilgilendiren konularda önlem almaya başlasa da, göreceksiniz Batı dışı toplumlar için yine ikiyüzlülüğünü sürdürecek. Çifte bir standart geliştirerek kendisi için uygun gördüğünü ötekisi için görmemeye devam edecek.

Tüm dünya sosyal medyanın demokrasiye bir tehdit olduğunu tartışıyor. Çünkü sosyal medya hiçbir zaman güvenilir ve doğru bilgi üretemedi. Manipülasyon, asparagas, küfür ve hakaret sosyal medyanın denetimsizliğinde aldı başını gitti.

İslamafobinin, daha açık ifade ile İslam düşmanlığının, hiçbir maliyeti yok; yapan yaptığı ile kalıyor..

Türkiye’de belirli çevreler hep “kutuplaşma”, “ötekileştirme” ve “nefret söylemi”nden şikâyet ederler. Bu kişilerin yazıp çizdiklerine ve konuşmalarına kısaca bir göz atsanız, “nefret söylemi” ve “ötekileştirme”nin tabiri caizse “dibini” görürsünüz.

Hegemonya her ne kadar belirli bir toplumsal sınıfın diğerleri üzerindeki hakimiyetini ifade ediyor olsa da bu durum hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleşmemektedir. Hegemonya tesisi iddiasında olan ve bu yönde ideolojik araçlarla sivil toplumu domine eden hakim sınıf her zaman “karşı hegemonya” girişimleri ile yüzleşmek durumundadır.

Bugün artık bu mesele Türkiye'nin görmezden gelemeyeceği boyutlara ulaşmış durumdadır. Dolayısıyla Türkiye'de İslamofobi olgusunu konuşmanın ve tartışmanın vakti geldi de geçiyor.

Kuşkusuz Akşener'in partisi ile ilgili kararı toplum verecek. Fakat topluma sunulan ilk göstergeler stratejik siyasal iletişim yönetimi açısından oldukça çelişkili ve şüpheli bir içeriğe sahip.

İspanya'da siyaset ise pek revaçta bir konu değil. Ancak bunda hemen hepsi düşük profil olan İspanyol siyasetçilerin de payı var.

Kürt milliyetçiliği hala birleştirici bir ideoloji olmaya devam etse de, kişi ve grup çıkarları, Kuzey Irak’ın bölgesel rekabetin kristalize olduğu bir alana dönüşmesi milliyetçi retoriğin jeopolitik karşısında başarıya ulaşmasını imkânsız hale getirecektir.

Türkiye, yeni Bağdat- Erbil denklemindeki müzakerelerin ve olası uzlaşmaların kilit ülkesi durumunda.

ABD yönetiminin farklı konularda Türkiye ile ilgili uyguladığı kararlar son yıllarda iki ülke arasındaki güven ilişkisine ciddi şekilde zarar vermekteydi.

Bu rapor Alman iş piyasası, eğitim sistemi, cezai yargı, yazılı ve sosyal medyada ortaya çıkan doğrudan ve dolaylı yapısal ayrımcılığın sistematik modellerini anlamak için çeşitli nicel ve nitel kanıtlar sunmaktadır.