Türkiye'nin DAEŞ İle Çok Boyutlu Mücadelesi

Türkiye, DAEŞ'e karşı, güvenlik operasyonları, yabancı terörist savaşçılarla mücadele, uluslararası koalisyona destek ve örgütün mali kaynaklarının kurutulmasından oluşan dört katmanlı bir mücadele stratejisi izliyor.

Devamı
Türkiye'nin DAEŞ İle Çok Boyutlu Mücadelesi
Millet FETÖ'yü Bitirdi

Millet FETÖ'yü Bitirdi

Uzun dönem devletin içine sızmış FET֒cü cuntanın dikkate almadıkları husus, Türkiye toplumunun, siyasetin ve siyasi liderliğin birçok sınamadan geçtiği ve dönüştüğü meselesidir.

Devamı

Uzun dönem devletin içine sızmış FETÖ’cü cuntanın dikkate almadıkları husus, Türkiye toplumunun, siyasetin ve siyasi liderliğin birçok sınamadan geçtiği ve dönüştüğü meselesidir.

Türkiye, DAEŞ'e karşı, güvenlik operasyonları, yabancı terörist savaşçılarla mücadele, uluslararası koalisyona destek ve örgütün mali kaynaklarının kurutulmasından oluşan dört katmanlı bir mücadele stratejisi izliyor.

Laiklik kavramı uzun süre elitlerin "iktidar mücadelesini" yansıtmak gibi bir fonksiyonu üstlendi. Bu yüzden de geçmişin "ağır yükünü" taşımakta.

Körfez ülkelerindeki Şiiler de İran'ın "yayılmacı" siyasetinden destek buluyor. Zira 11 Eylül sonrası ABD'nin Afganistan ve Irak işgalleri ile önü açılan İran, Arap isyanlarının bölgeye getirdiği kaostan en çok istifade eden ülke oldu.

Radikalleşmenin Sorumluluğu Kimde?

DAİŞ'in Ankara'dan Paris'e uzanan saldırılarında gündelik hayatı "İslam" adına bombalaması "Müslümanlar ve terör" ilişkisini yeniden tartışmaya açtı.

Devamı
Radikalleşmenin Sorumluluğu Kimde

Siyasette Gecikmiş Açılımlar

TÜRKİYE son iki yılı, krizlerle malul, yoğun bir siyasal gündemle geçirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi, askerî muhtıra, genel seçim, yeni anayasa tartışmaları, başörtüsü düzenlemesi, parti kapatma davaları, sınır ötesi askerî operasyonlar gibi kritik başlıkları, bürokrasi-siyasal irade arasındaki güç savaşının zeminini oluşturan unsurlar olarak geride bıraktık. Son günlerde, siyasal partiler geleneksel tutumları nedeniyle kendilerinden beklenmeyen açılımlarla siyaset üretmeye başladılar

Devamı

Geçen iki yazıda İslam dünyasındaki temel gerginlik alanlarına temas etmiş ve zaman ve mekan telakkilerinden merkez-çevre ilişkisine kadar bir dizi sorunun bu gerginlikten kaynaklandığını söylemiştik. İslam dünyası bu sorunlara çözüm bulabilmek için yoğun bir fikri çabanın içerisinde bulunuyor. İKÖ’nün 9-11 Eylül tarihleri arasında düzenlediği Mekke toplantısı bu sorunların ele alındığı önemli platformlardan biriydi. Malezya’dan Pakistan’a, Türkiye’den Senegal ve Bosna’ya İslam dünyasının pek çok ülkesinden gelen alım ve aydınlar, siyaset, ekonomi ve kültür-düşünce başlıkları altında pek çok sorunu ele aldılar. Paralel olarak yapılan panellerde sorunlar özgür bir ortamda ve eleştirel bir dille tartışıldı. İKÖ Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun başkanlığını yaptığı konferans, hem geliştirdiği yeni vizyon hem de sunduğu çözümler açısından benim beklentilerimin üzerinde bir başarı elde etti. Toplantıya Ahmet Davutoğlu, Ali Bardakoğlu, Lahdar Brahimi, Kemal Hasan, Hurşit Ahmed, Osman Bugaje, Enes Karıc, Ali Cuma gibi İslam dünyasının önde gelen alim ve aydınları katıldı.

SETA KONFERANS Konuşmacı:     Dr. Hasan Yavuz     Başbakan Danışmanı / Marc Bloch Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih: 14 Mayıs 2007 Pazartesi Saat: 15.00 Yer: SETA, Ankara

SETA ve Sakarya Üniversitesi işbirliğiyle 21 Mayıs 2012 tarihinde “4+4+4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması” başlıklı önemli bir çalıştay düzenlendi.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na çeşitli devlet kurumlarınca gönderilen belge ve bilgiler, askeri vesayetle mücadelede rehavete yer olmadığını gözler önüne seriyor.

Ailelerin din eğitimi taleplerinin eğitim sistemine yansıtılmasına fırsat verdiğinden dolayı, önemli bir demokratik potansiyel taşıyan seçmeli din derslerinin uygulama sorunlarının tespit edilmesi ve giderilmesi, büyük bir önem taşımaktadır.

Gençler kendilerini daha çok duyurmak istiyorlar. Dolayısıyla, gençlerin kendilerini daha rahat ifade edecekleri ortamlara ihtiyaç var.

IŞİD Batılı devletlerin son birkaç yıldır izledikleri ikircikli ve ilkesiz politikanın doğal bir sonucudur. Batı gerçekten IŞİD fenomenini çözmek istiyorsa özellikle Ortadoğu'ya yönelik politikalarını ciddi şekilde gözden geçirmelidir.

Suriye'deki savaş uzadıkça, önceleri kısa süreli misafir olarak görülen Suriyeli çocuk ve gençler için, Türkiye'deki eğitim olanakları artırıldı.

Erken Cumhuriyet döneminde devletin toplumsal dini hayatı "kontrol" etmesi için dizayn edilen bir kurum olarak Diyanet aslında ulemanın daha düşük statüde sisteme eklemlenmesiydi.

Uluslararası bir İslam Üniversitesi kurmak için, sağlam bir vizyon ve felsefemiz olduğunu düşünüyorum. Şartlar ve zaman bizi buna fazlasıyla hazırlamış durumda.

Modern Türkiye tarihinin yüksek tansiyonlu dönemlerine bakıldığında, popüler kültür ürünlerinin “aşırı-politik” bir karakter kazandığı görülebilir.

Burhanettin Duran, Alevi Açılımı için “geniş müşterek bir alan” ve “üzerinde hızla yürünecek bir zemin” olduğunu belirtti.

Afrika'yı AK Parti dönemindeki dış politikanın en başarılı olduğu alan olarak adlandırmak abartı olmayacaktır.