Aday profili meselesi 6'lı masanın dört çelişkisinden sadece birisi. Masayı bir araya getiren tutkalın (Erdoğan karşıtlığı ve güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi) seçmene umut vermek için yetersiz olduğu görüldükçe bu çelişkiler daha fazla öne çıkıyor.
Devamı
CHP, HDP'den gelen 'yeni bir yürüyüşe başlama konusunda tezkere ilk önemli imtihan' tehdidine boyun eğerek daha önce 'askerlerin güvenliği' için verdiği 'evet' kararlarının tersini yaptı.
Devamı
Seçim sistemine dair Cumhur İttifakı kanadındaki müzakerelerde ilk somut sonuç seçim barajının 10'dan 7'ye düşürülmesinde uzlaşılması oldu.
iktidarı 'değiştirmekten' değil 'devirmekten' bahseden muhalefet liderleri halen 'dikta rejimi' söylemi etrafında zaten çok radikal bir beka tartışması yapmakta. Ortak siyasi vizyon ve program önermeden sadece beka tartışması ile muhalefetin kazanabilmesi mümkün görünmüyor.
Muhalefet partileri parlamenter sistemin veya Türkiye'nin eski hükümet sisteminin seçmen nezdindeki algısının kötü olduğunu düşünüyor olmalılar ki tekliflerini doğrudan parlamenter sistem şeklinde açıklamak yerine 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' olarak sunmayı tercih ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen yılın sonlarında başlattığı reform gündemi ilerleyen aylarda yeni anayasa çağrısı ile farklı bir boyuta taşındı.
Konuşmasının hemen başında Cumhur İttifakı'na değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, MHP ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye şükranlarını sunması ve Türkiye'nin 2023 ve 2053 hedeflerine Cumhur İttifakı ile yürüyeceğini ifade ederek ittifakın geleceğine ilişkin kararlı tavrını yinelemesi dikkat çekiciydi. Özellikle MHP liderinin partisinin kurultayında Cumhur İttifakı'na yönelik değerlendirmelerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da benzer açıklamalarda bulunması önümüzdeki dönemde de Cumhur İttifakı'nın yola sorunsuz bir şekilde devam edeceğini gösteriyor.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 54. sayısı çıktı.
Devamı
Millet İttifakı partileri siyaset üretebilecekleri konuları bilinçsizce ve yanlış siyaset tarzıyla harcadılar. Dış Politikadan, ekonomiye kadar birçok konuda söylediklerinin toplumda artık bir inandırıcılığı yok. Kamuoyu anketlerinden çıkan sonuçlar da bunu yalın bir biçimde ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “değişim dinamik bir süreçtir. Biz reform gündeminden hiç kopmadık” sözleri ile başlayan yeni reform dalgasını etkisizleştirmeye çalışanlar çok. Bu süreci, zehirlemeye, tartışmalara boğmaya ve mecrasından saptırmaya yeltenenler özel bir gayret gösteriyor.
İYİ Parti’de 20 Eylül'de düzenlenen ikinci kurultay sonrasında başlayan parti içi kavga, partinin kuruluşundan itibaren yaşadığı varoluşsal krizi bir kere daha ortaya çıkardı.
İyi Parti’nin daha kuruluş süreci ve sonrasındaki, “kimin partisi ve hangi çevrelerin tasarımı” olduğuna yönelik sürekli gündemde yer alan tartışmanın argümanlarını da yine partinin üst kademelere kadar yükselmiş ya da kuruluşunda yer almış siyasetçiler üretiyor.
Son tartışmayı dışarıdan kimse başlatmadı. Partinin İstanbul milletvekili ve milliyetçi çevrelerin tanınan ismi Ümit Özdağ ortaya attı.
Ne tür siyasi manevralar yapacağını bildiklerini zannediyorlar. Halbuki birlikte çalıştıkları dönemde dahi Erdoğan'ın siyasi aklını ve vizyonunu anlamamışlar ya da paylaşmamışlar. Uluslararası sistemin yapısından dış politika tercihlerine, iktidar-muhalefet ilişkisinden siyasi liderliğin doğasına kadar birçok alanda farklı zihinlere sahipmişler.
Erken seçime gitmenin mevcut anayasaya göre iki yolu var. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerin yenilenmesi kararı alabilir. Seçim yenileme kararını Cumhurbaşkanı alırsa hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilenir. Bu Erdoğan'ın görev süresinde kayıp yaşaması anlamına gelir. Erdoğan'ın böyle bir planı olmadığı ortada. Diğer seçenek ise meclisin erken seçim kararı alması. CHP, İYİ Parti ve HDP'nin meclis çoğunluğu erken seçim için yeterli değil. Cumhur İttifakı'nın bozulması MHP'nin de bu üçlüye katılması gerekiyor.
Muhalefet partileri de bu durumun farkında. Cumhur İttifakı’nın erken bir seçime gitmeyeceğini bildikleri hâlde, CHP ve diğer muhalefet partilerinin her iki haftada bir “erken seçim olacak” çıkışlarının siyaset üretememekten kaynaklandığını artık muhalefeti destekleyen kesimler de farkında.
Türkiye'de parti siyaseti dinamizmini hiç kaybetmiyor. AK Parti'den ayrılanların kurduğu iki partiden sonra şimdi de 37. kurultayını yapan CHP, bünyesinden yeni bir partinin çıkma ihtimalini tartışıyor. 2018 cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, "CHP içerisinde Atatürk düşmanları olduğunu" söyleyerek yeni bir hareket oluşturmayı konuşuyor. CHP'nin eski genel başkanları İnce'yi ikna etmesi için Kılıçdaroğlu ile görüşerek "bölünmenin" önüne geçmeye çalışıyor. Beklenti partide hakimiyetini pekiştiren Kılıçdaroğlu'nun İnce'yi içeride tutmak için taviz vermeyeceği yönünde.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik 'evine dön' çağrısının ne anlama geldiğine dair tartışmalar devam ediyor.
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e yaptığı “evine dön” çağrısı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Her ne kadar koronavirüsün gölgesinde kalsa da Türkiye iç siyasetinde bir süredir Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarında bir değişiklik olup olmayacağı tartışılıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin her iki kanunda değişiklik yapılması gerektiği yönündeki sözleri üzerine başlayan tartışma somut verilerden ziyade genel tartışmalar üzerinden yürütülüyor.
Geçtiğimiz haftalarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçim yapılması halinde yeni kurulan partilere bir önceki seçimde İYİ Parti örneğinde olduğu gibi milletvekili transferi yapabileceklerini ve böylece bu partilerin seçimlere girmelerini sağlayacaklarını söyledi. Bunun üzerine MHP ve AK Parti tarafından, bu tür muvazaalı işlemleri önlemek amacıyla Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik yapılabileceği gündeme getirildi. Bu tartışmalar ertelenen ama gittikçe daha acil hale geldiği bu tür örneklerle anlaşılan siyasi partiler kanunu reformunu hatırlattı. Türkiye'nin daha fazla gecikmeden yeni siyasal sistemine uygun bir şekilde seçim ve siyasi partiler kanunlarını yenilemesi gerekli. Bu kanunların yanına yeni TBMM İçtüzüğünü ve yasama reformunuda eklemeliyiz.