4 Nisan Sendromu

4 Nisan bildirisi Türkiye’de sivil-asker ilişkilerinin hala kırılgan yanlarının olduğunu gösteriyor. Bu kırılganlığın bir demokrasi açığına dönüşmesini engelleyen en önemli dinamik siyasal alanın ve toplumsal farkındalığın çok güçlü olması.

Devamı
4 Nisan Sendromu
Ak Parti Asker-Sivil İlişkilerini Demokratik Standartlara Kavuşturdu

Ak Parti Asker-Sivil İlişkilerini Demokratik Standartlara Kavuşturdu

SETA Araştırmacısı Turgay Yerlikaya, 104 emekli amiralin 3 Nisan gecesi yayınladıkları “Montrö bildirisi” başlıklı açıklamayı değerlendirdi.

Devamı

Mısır'da 3 Temmuz 2013’te Mursi iktidarına karşı gerçekleşen askeri darbeye Türkiye’nin gösterdiği tepki ikili ilişkilerin hızlıca gerilemesine yol açmıştı.

Türkiye-Mısır ilişkilerinin tarihsel arka planı nasıl bir seyir izlemiştir? Türkiye-Mısır ilişkileri neden gerilmiştir? İki ülke arasında temel anlaşmazlık noktaları nelerdir? Türkiye-Mısır ilişkilerinin yumuşamasına etki eden faktörler nelerdir? İkili ilişkilerdeki yumuşama Doğu Akdeniz’e ve bundan sonraki sürece nasıl yansır?

İnsan Hakları Eylem Planı'nın açıklanmasından sonra tartışılması ve eleştirilmesi son derece doğaldır. Ancak içeriğine dair hiçbir değerlendirme yapmadan tıpkı yeni anayasa çağrısında olduğu gibi baştan mahkum edici yaklaşımların sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil.

Hukuk kurallarının toplumsal hayata uygun hale getirilmesi için belli aralıklarla güncellenmesi gerekir.

İnsan Haklarında Yeni Anayasadan Beklentiler

1982 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yapılan tüm girişimler anayasayla sınırlandırılmaktan kurtulamadı. Oysa insan haklarını temel alan hukuk devleti kurmak öncelikle anayasanın görevidir.

Devamı
İnsan Haklarında Yeni Anayasadan Beklentiler
İnsan Hakları Eylem Planı Demokrasinin Konsolide Edilmesine Yönelik İleri Hedefler

İnsan Hakları Eylem Planı Demokrasinin Konsolide Edilmesine Yönelik İleri Hedefler Koyuyor

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu hafta İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklamasının ardından gözler gelecek hafta kamuoyuyla paylaşılacak ekonomi paketine çevrildi.

Anayasayı bu denli sık tartışmamızda Türk siyasetindeki anayasayı ya da kanunları her sorunun 'mucize çözümü' olarak gören mevzuatçı yaklaşımın etkisi olsa da esas sebep bugüne kadar gerçek anlamda toplumsal katılıma dayanan bir anayasa yapılmamış olmasıdır. 

Yeni anayasa perspektifi modern demokratik rejimin demokrasi boyutunu yani milli iradenin siyasetteki hakimiyetini tahkim etmek, siyaset kurumunu iktidarın merkezine koymak ve daha iyi işler hale getirmek hedeflerince belirleniyor.

Türkiye'nin son yıllarda demokratikleşme ve kapasite artırımı konularında kat ettiği mesafe ülkeyi özgürleştirdi ve rasyonel ufkunu genişletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz hafta "ekonomi ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz" açıklaması yaptı. Bu açıklamanın ne anlama geldiğine dair kamuoyunda büyük bir tartışma başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz' ve 'yeni bir reform dönemi başlatıyoruz' açıklamaları, siyasetin tartışma önceliklerini bir anda değiştirdi.

Uzmanlar, ABD Başkanı Trump'ın kasım ayından önce Suudi Arabistan’ı İsrail ile normalleşmeye ikna etmeye çalışacağını, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ise tahta çıkması karşılığında ABD ile pazarlık yapabileceğini belirtti.

Oluşturduğu hasarların etkilerini halen yaşadığımız 12 Eylül Darbesi'nin üzerinden kırk yıl geçti. Maalesef 12 Eylül demokrasiye hukuk dışı müdahale anlamında ne ilk ne de son teşebbüs oldu.

Tartışılan cümleler, dış politikadan habersiz bir başkan adayının acemi, sakil ifadeleri değil. Obama yönetiminde başkan yardımcılığı yapmış bir ismin 'iyi düşünülmüş, somut ve net Türkiye politikası beyanı.'

19. yılını kutlayan AK Parti'nin Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde geride kalan tecrübesinin muhasebesini yaparak 100. yılda Türkiye'yi bölgesinde 'büyük strateji'ye sahip bir aktör haline dönüştürme sorumluluğu bulunmaktadır.

AK Parti'ye yönelik muhalif düşünce dünyasının üç farklı hikayesi var.

AK Parti'li muhalifler bir süredir AK Parti'nin derin bir krizde olduğu tezini işliyor..