Sivil Toplum ve Siyasallaşma Tartışmaları Arasında Barolar

Baro başkanlarının açıklamalarına ve yayımladıkları bildirilere bakmak yaşanan siyasallaşmayı görmek için yeterlidir. Sonuçta iktidarın aslında uzun yıllardır ihtiyaç duyulan bir konuda harekete geçtiğini ve çözüm üretmeye çalıştığını söyleyebiliriz.

Devamı
Sivil Toplum ve Siyasallaşma Tartışmaları Arasında Barolar
Liberal İlmihalden Öğüt Verenler

‘Liberal’ İlmihalden Öğüt Verenler

Gerilime yönelmeden önce Türkiye'nin uzlaşma ve müzakere yolunu ısrarla denediğini unutuyorlar. Güç mücadelesine girmeden, maliyet ödemeden muktedir olunamayacağını, muktedir olmadan da düzen kurulamayacağını kabul etmiyorlar. Gezicilerin, FETÖ'nün ve PKK'nın yıkıcı emellerinin otoritenin ve güç ile karşılanmasının kaçınılmazlığını ıskalıyorlar.

Devamı

George Floyd'un ırkçı polis şiddetiyle öldürülmesine tepkiyle ABD'de 140 şehre yayılan protestolar ve Başkan Trump'ın orduyu kullanma tehdidi "sokak" olgusunu yeniden öne çıkardı. Yeniden diyorum çünkü sokak hareketleri ile siyaseti şekillendirme arayışı sadece son 30 yılda bile birçok kez gündemi işgal etti. 1989'da Çekoslovakya'da başlayarak Doğu Avrupa'da etkili olan Kadife devrimler, komünist rejimleri sona erdiren bir demokratikleşme dalgası olarak görüldü. Çekoslavakya'nın bölünmesine sebep olsa da genelde Kadife devrimler barışçıl olmaları sebebiyle olumlu bulunur.

Yeni kurulan partiler, bugüne kadar muhalefetin AK Parti ve Erdoğan için yaptığı her eleştiriyi sahiplendiler. Var olanın üzerine yeni bir eleştiri getirme ihtiyacı bile duymadılar. Peşine takılma siyaseti ile CHP destekli bir yol haritası üzerinden mevzi kazanmaya çalışıyorlar.

2013 Mayısında başlayan ve kısa süre içerisinde ölçek itibariyle Türkiye'nin en büyük toplumsal hareketlerinden birisi olan Gezi Parkı protestoları, bazı açılardan bir milat olma özelliği taşıyor.

FETÖ hakkında farklı yorumlar yapılabilir ancak şu gerçek reddedilemez: FETÖ milli iradenin tecessüm ettiği siyaset kurumunu devre dışı bırakmaya çalışan anti-demokratik bir örgüttür. Bir toplumda azınlık konumunda bulunan birçok iktidar odağı gibi FETÖ de bu yolu takip etmiştir. Siyaset kurumunu zayıflatacak ve millet iradesine set çekecek her türlü yolu denemiştir.

Analiz: BAE ve Suudi Arabistan’ın Libya Krizine Müdahalesi | Halkın İradesine Darbe Siyaseti

Bu analizde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)-Suudi Arabistan ekseninin Ortadoğu’daki demokratik halk hareketlerine özellikle Libya’daki meşru hükümete karşı izledikleri darbeci siyaset ele alınmaktadır.

Devamı
Analiz BAE ve Suudi Arabistan ın Libya Krizine Müdahalesi Halkın
BAE Sözde Barış Planının En Önemli Taşıyıcısı

BAE Sözde Barış Planının En Önemli Taşıyıcısı

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı Filistin-İsrail sözde barış planı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye’nin, Libya'da siyasi ve askeri olarak gücünü hissettirmesinin Hafter'in beklentilerini boşa çıkardığını ve Trablus’u ele geçirmesini engellediğini belirtti.

'Arap Baharı', Batılı ülkelerin Arap dünyasına demokrasi ihraç etme ve yaygınlaştırma projesini isimlendirmek, fakat gerçekte Batılı ülkelerin Arap dünyasını kontrol etmede kullandıkları aracı nitelendirmek için seçtikleri bir kavram oldu.

TBMM’ye sunulan 39 maddelik kanun teklifinde, hak ve özgürlükleri koruyan ve adalete erişimi kolaylaştıran düzenlemelere yer verilmiş olması, yargı reformunun Türkiye’de yeniden demokratikleşme ve özgürlüklerin genişletilmesi perspektifini öne aldığına işaret etmektedir.

Erdoğan'ın konuşması Türkiye'nin uluslararası siyasette nasıl bir rol oynadığı ya da oynamayı arzu ettiğini açık bir şekilde ortaya koyan bir konuşmaydı. Konuşmanın sadece düzenin sahibi konumundaki Batılı ve İsrail gibi devletleri rahatsız etmediği, Müslümanların hassasiyetleri ve çıkarları konusunda parmağını kıpırdatmayan bölge ve İslam devletlerinin de canını sıktığını söylemeliyiz. Konuşma aynı zamanda "Suudi Arabistan ne işe yarar?" sorusunu da sormaktaydı.

Türkiye’nin önde gelen akademik dergilerinden Insight Turkey “Değişen Dünyada Türkiye: Yerel ve Bölgesel Dinamiklere Cevaplar” başlıklı sayısında Türkiye ve dünyadaki önemli gelişmeler karşısında Türkiye’nin geliştirdiği tutum ve politikaları ele alıyor.

AK Parti on sekizinci yaşını kutluyor. Geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca AK Parti modern Türkiye siyasi hayatını belki de başka hiçbir partinin tarihte yapamadığı kadar etkiledi. İç siyasette yaşanan köklü dönüşümün yanı sıra Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde de geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca büyük dönüşümler ve kırılmalar tecrübe edildi ve hala edilmeye devam ediliyor. AK Parti söz konusu dönüşüm ve kırılmaların hem öznesi ve muhatabı hem de hedefi oldu.

Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.

SETA Medya ve Toplum Araştırmacısı Ali Aslan, mülteciler üzerinden olumsuz algılar oluşturularak toplumsal huzurun bozulmak istenmesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Mısır'da 3 Temmuz 2013'teki askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan ülkenin demokratik seçimlerle göreve gelmiş ilk sivil devlet başkanı ve Müslüman Kardeşler hareketi üyesi Muhammed Mursi'nin vefat haberi başta Türkiye olmak üzere tüm İslam aleminde üzüntüyle karşılanmıştır. Nitekim Mursi Arap dünyasında uzun yıllardır beklenen demokratik bir kalkışmanın en önemli aktörlerinden birisi olarak görülmüş ve mücadelesi Türkiye'deki kamuoyu tarafından güçlü bir biçimde desteklenmiştir. Aynı şekilde AK Parti de Ortadoğu'nun en geniş toplumsal tabana sahip sivil toplumsal hareketi olan Müslüman Kardeşler'in Mısır'daki siyasi tecrübesinin başarılı olması için destek vermiştir.

Mısır tarihinin, demokratik seçimlerle göreve gelen ilk sivil devlet başkanı olan Mursi’nin ölümüyle ülkenin 2011 yılında başlayan demokrasi mücadelesi de ciddi biçimde yara aldı.

Kendi cemaatlerinin hakikatini mutlak kabul eden şebekelerin sosyal ağlarda farklı olana tahammüllerinin asgari seviyelerde seyretmesi, demokratik olduğu iddia edilen bu alanların gerçekte ne denli dışlayıcı olduğunu göstermektedir. Kutuplaşma söylemi içerisinde anlamlı bir yere oturan bu sosyolojik görünüm aslında Türkiye’nin bugüne kadar tek kutuplu bir sosyal yapı arz ettiğini de ortaya koymaktadır.

Yargı Reformu Stratejisi Belgesinin amacı, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ile adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi.

Bu rapor, öncelikle “Yargı Reformu Strateji Belgesi”nin reform perspektifini tahlil etmektedir. Reform perspektifinin dayandırıldığı hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı, adalete güven, yargı bağımsızlığı, tarafsızlık, adalete erişim hakkı, hesap verilebilirlik, şeffaflık, memnuniyet ve verimlilik gibi ilke ve değerler üzerinden belgenin çözümlemesi yapılmıştır. Türkiye’nin yargı adaleti alanında üçüncü reform stratejilerini içeren bu belgede yer verilen temel amaçlar, somut hedefler ve faaliyetlerin kapsamı ve içeriği irdelenmiştir.